banner564

Girilmeyen yol


 
O yıllarda çalıştığım gazetenin yakınındaki otelde bir Çin lokantası ve orasını idare eden Singapurlu genç bir kadın vardı. 
 Arada bir yalnız veya bir meslektaşımla birlikte oraya öğle yemeğine giderdim. Hizmet eden her zaman bu zarif ve güzel Çinli kadın olurdu.  
 Zaman içinde yemek ısmarlarken veya hesabı öderken onunla yarenliğe başladım. İstanbul’da yalnız olmaktan ve Türk erkeklerinin ona yaklaşımındaki kabalıktan şikâyetçi idi. 
 Onunla arkadaş olabileceğimi hissettim ve onun da aynı şeyi hissettiğini. Ama ona çıkma teklifinde bulunmadım, çünkü başka bir kadınla beraberdim ve ona verilmiş sözlerim vardı - her ne kadar o sözleri verdiğim için pişmanlık duymaya başlamış olsam da. 
 Sonra ben o gazeteden kovuldum, otel el değiştirdi ve lokanta kapandı. Kadın herhalde ülkesine döndü veya bir zincir olan lokantanın başka bir ülkedeki şubesine gönderildi. Onu bir daha görmedim. 
 Ama olmayan bir maceranın diğer kişisi olarak, şık Uzak Doğulu elbiselerinin içinde hep aklımın bir köşesine takılı kaldı.
Onu, bu günlerde Amerika’nın en sevilen şairlerinden biri olan Robert Frost’un (1874-1963) Road Not Taken, Girilmeyen Yol, adlı şiiri hatırlattı.  
 Bu şiirinde Frost, sararmış bir koruda gezerken yolun ikiye ayrıldığını anlatır. “Bir gezgin olarak her iki yola da girmek” ister ama bu mümkün değil. Uzun uzun baktıktan sonra, birbirinden pek farkı olmayan yollardan üzerine daha az basılmış olanı seçer. 
 
Ve şöyle der.
 
“Birinci yolu bir başka güne sakladım. Ah! 
“Bir yolun başka yollara açıldığını ve 
“Bir daha geri dönmeyeceğimi pekâlâ bilerek.”
 
Ve daha o anda şunun bilincindedir: Yıllar, yıllar sonra bu koruda önüne çıkan iki yoldan daha az kullanılmış olanı seçmesini anlattığında bu seçimin hayatında büyük bir fark yarattığını söyleyecek.
 Frost 1912-1915 yıllarında İngiltere’de yaşarken Edward Thomas (1878-1917) adında İngiliz bir yazarla dost oldu. Sık sık birlikte yürüyüşe çıkıyorlardı. Bu yürüyüşlerden birinde yol çatallaştı. Thomas hangisine sapma konusunda uzun süre karar veremedi. Döndüklerinde seçmediği yola girmediklerine pişman olduğunu söyledi. Frost 1915’te Amerika’ya döndükten sonra Girilmeyen Bir Yol şiirinin ilk müsveddesini ona yolladı.
Bir yerde okuduğuma göre Thomas şiiri ciddiye aldı ve muhatabının kendisi olduğunu düşündü. Bazılarına göre, gönüllü olarak Birinci Dünya Savaşı’na katılmasında bu şiir etkili oldu. 
Thomas askerliğinin ikinci yılında cephede öldü. 
Frost ciddi miydi, yani bu şiir uymamacılığa, kendi yolunu tayin etmeye bir övgü mü idi? Yoksa arkadaşının kararsızlığına takılmak için mi bu şiiri yazmıştı?
Frost şiiri hangi seçimi yaparsa yapsın diğerini yapmadığına pişman olan Thomas’la biraz dalga geçmek için yazdığını söyledi.
Ama okuyanların çoğu şiiri, başarının az yürünen yollarda olduğu anlamına aldı ve almaya devam ediyor.
Bu normaldir. 
Şiir bir defa yayımlandıktan sonra sadece şairin olmaktan çıkar, onu okuyan herkesin olur.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ruh ikizi
Ruh ikizi - 3 yıl Önce

Üstadım,
Galiba Denizlili bir köylü söylemiş:
“Seversin kavuşamazsın, aşk olur.”

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 3 yıl Önce

İnsan hangi yolu seçse, diğerinde aklı kalır herhalde. Bu şiiri Google’da aratıp, iki ayrı başlıkla, iki farklı çevirmenin çevirisinden okudum. Özde aynı şey anlatılmaya çalışılsa da birbirinden tamamen farklı cümlelerle. Ve birini daha severek okudum. “Şiirde çeviri zordur” cümlesine katılıyorum. O kısa metinde, hissi okuyucuya geçirmek zor bence de.

ece aksoy
ece aksoy - 3 yıl Önce

eşyayı dinlemekten yorulduğumda yola çıkarım az geçilmiş yol bulursam yavaş yürüyerek

Ali ozdemir
Ali ozdemir - 3 yıl Önce

Hayatta verdiğiniz kararın bedeli uzun zaman sonra anlasilir

ss
ss - 3 yıl Önce

Hayat,hep geride bıraktığımız acabalar değil mi ?

Şükrü Yavuzoğlu
Şükrü Yavuzoğlu - 3 yıl Önce

Şiir kendisine bile çevrilemez.

faruk ercan
faruk ercan - 3 yıl Önce

teşekkürler MM.

Durmuş Aksoy
Durmuş Aksoy - 3 yıl Önce

Ne kadar güzel bir yazı. Teşekkürler Metin Münir.

banner471

banner473