banner564

Girne’de birkaç saat

Bankadan çıktıktan sonra sola döndüm ve önüme çıkan pastanenin penceresinden bir portakal suyu ısmarladım. 


Niyetim ayaküstü içip arabamı park ettiğim yukarı Girne’ye yürümekti ama “siz oturun bir getiririz,” diye ısrar ettiler. 


Cüzdanımdan on beş lira çıkardım. “Otuz beş lira,” dedi kapıda duran garson elimdeki parayı görünce.


Kaldırımdaki masalardan birine oturdum. Denizden ferah bir esinti geliyordu. En son ne zaman yalnız veya bir başkasıyla bir kafede oturmuştum? Hatırlamıyorum. 


Savaştan önce Girne, adanın hemen hemen her yeri gibi çoğunlukla Rum’du. Tarihi limandaki pahalı lokantaların hepsini Rumlar çalıştırıyordu. Çocukluğumda bu lokantalar balıkçı evi idi ve masalarının bulunduğu yerde ağlar tamir edilirdi. 


Çıkartmadan birkaç gün sonra, 1974 yazı, asker ve mühimmat taşıyan Koçtuğ gemisiyle adaya geldim. 
Askerlerin adaya ayak bastığı plajda üzerleri kumla örtülmüş cesetler vardı.


Rumlar Girne’yi boşaltmışlardı. 


Şehir boş ve sessizdi. Limana yürüdüm. Üzerine beyaz örtü serili, çiçekli vazolu, tabaklı, çatallı bıçaklı masalar müşteriler için hazırdı. Sahipleri lokantalarının kapılarını bile kapatmadan kaçmışlardı. Barmensiz barların raflarında bin bir çeşit içki vardı.   


Bir bardağa limonata koyup deniz kenarındaki masalardan birine iliştim.


Kaçamayan Rumların bazıları ve yabancı turistler Dome Otel’e sığınmışlardı. Kasabadaki tek insanlı yer orasıydı. Şehirde asker yoktu. Askerler Girne’yi geçip doğuda Çatalköy’ün oralarda zeytin ve narenciye ağaçlı tarlalarda mevzilenmişlerdi. 


Bir köşe başında, vitrini pahalı fotoğraf makineleriyle dolu bir dükkân, ince camlarının arkasında bırakıldığı gibi duruyordu.


Talan daha başlamamıştı. 

Sessiz kasaba az sonra aktörler ve konuşmalarla dolacak, perdenin açılmasını bekleyen bir tiyatro sahnesine benziyordu. 


Yıllarca önceki bir gün aklıma geldi. 


Bin dokuz yüz altmışlarda olmalıydı. Bir gün akşama doğru genç Galfa, Andız ve ben bir şeyler içmek üzere Lefkoşa’dan Girne’ye gittik. Limandaki lokantalardan birinin deniz kenarındaki masalarından birine oturduk. 


Birkaç dakika sonra Rum bir garson yanımıza yaklaştı. Konuşmamızdan Türk olduğumuzu anlamıştı. “Size servis yok,” dedi ve bizi kovdu.


*


Yanımdan insanlar gidip geliyor. Şortlu, yırtık blucinli, uzun etekli, kısa etekli kadınlar, gençler yaşlılar, çocuklu aileler, çocuksuz aileler, TC’liler, yabancılar, obezler, sıskalar, ucuz saat ve kuyum ve sahte lüks çanta satan dükkânlara doğru yürüyor.


Otuz beş liralık portakal suyumu içip kalktım, arabamın olduğu yere doğru yürümeye başladım. Denizden gelen esintinin önünden kalkınca güneş sırtıma bindi. Gazete alayım dedim ama gazete ve milli piyango bileti satan küçük dükkân kapanmış yerini sahte Louis Vuitton satan bir yere bırakmıştı.

Rum tarafı gittikçe Avrupa’ya, Türk tarafı bir Anadolu kasabasına benziyor.


Türkiye’nin 1974’te adaya müdahalesi bir taraftan bizi kurtardı, diğer taraftan batırdı.  


Hayat istediğimiz değil, istediği yöne ilerler.


Park yerindeki arabamı eve doğru çevirecektim ama Boğaz’da iyi karpuz kavun sattığını bildiğim bir markete sürdüm. Belki oradan Rum tarafına gider çoktan beri almayı düşündüğüm birkaç kitabı alırım.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Sayın Münir, Kıbrıs gerçeklerini bilen ender Kişilerden birisiniz , Geçmişini bilen Geleceği daha iyi görebiliyor deyimi ile Yaşam Kalitemizin her geçen gün düştüğü Ülkemizde sizlere Sağlıklı günler dilerim ,

Kerim
Kerim - 2 yıl Önce

Konuyu her açıdan olgun bir şekilde değerlendirmenizi takdir ediyorum.

Turkish Power
Turkish Power - 2 yıl Önce

Her zaman olduğu gibi bu çetrefilli durumu en objektif şekilde anlatmışsınız metin bey. Sağolun varolun.

Mustafa Yüksel
Mustafa Yüksel - 2 yıl Önce

Yorumunuza aynen katılıyorum. TR’yi temelden tahrip eden, kurumları yok eden siyasal İslamcı tek adam rejiminin kötülüklerinden KKTC de kaçınılmaz olarak nasibini aldı. Umarım Kıbrıs Türkü bağımsızlığını koruma çabasını sonsuza kadar sürdürür, AB havucuyla, Ruma yamanma çabalarına hiçbir zaman teslim olmaz. Hala Denktaş’ın anıt mezarını yapmayan (tamamlamayan ?) Saray Rejimini kınıyorum.

Onat
Onat - 2 yıl Önce

Teşekkürler

Sarp Ege
Sarp Ege - 2 yıl Önce

Sn MM 'nin çiçek, böcek, felsefi konulu yazılarını beğeniyorum. Ama Kıbrıs konulu yazılarını tam bir şark ve tatlı su kurnazlığında kaleme alıyor. T.C. 'ye gizliden çakıyor. Sizleri batıran 74 müdahelesi değil; herşeyi Anavatandan beklemek, vergi vermemek; israf; üretim olmadan devamlı tüketim, 13. maaş gibi popülüst yaklaşımlar vede atalet. Ayrıca AB 'nin 2 yüzlülüğü.Kıbrıs'ın en iyi yerleri bizde. Deyim yerinde ise kremalı Çilek elimizde. Yağ var, un var, şeker var ama helva yapmasını beceremiyoruz. 74 müdahalesi olmasa idi bugün Adada Türk varlığının esamesi bile okunmayacaktı. Sn. MM Rum tarafının hoşuna gidecek birşeyler demek istiyor ama şimdilik diyemiyor. Ayrıca T.C. Londra anlaşmasına binaen garantör devlet sıfatı ile Türk'leri kurtarmıştır.Yani her aşamada son söz T.C. nindir. Kıbrıs'ın kurtarılmasında büyük emekleri geçen Ecevit ve Denktaş'ın ruhları şad olsun. Şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Sn. MM 'den Doğu Akdeniz doğalgaz kaynakları konusundaki görüşlerini merakla bekliyoruz.

Prometheus
Prometheus @Sarp Ege - 2 yıl Önce

Yazar, kimseye gizli gizli çakmıyor açık açık fikirlerini yazıyor. Duymak istemediğiniz şeyler yazınca mesnetsiz benzetmeleriniz devreye girmiş.

KIbrisli
KIbrisli @Sarp Ege - 2 yıl Önce

AL sana yine bizi bizden daha iyi bilen, butun sorunlarimizi bizden daha iyi anlayan hatta cozumlerini de bilen ve bize nasil yasamamiz gerektigi hakkinda akil veren bir sivri zeka daha. Bunu da diger milyonlarca "Kibrislilar yozlasti" veya "Kibrisililar tembeldir" diyen soydaslar listesinin yanina ekleylim.

Sayin Sarp Ege benim de size bir tavsiyem olsun o zaman, sizden sorulmadikca boyle butun toplumumuzu elestiren, asagilayan nerdeyse hakaret seviyesindeki elestirilerinizi lutfen kendinize saklayin. Bize kufur edermiscesine boyle asagilayici elestirilerden ve " akil vermelerden" biktik usandik artik.

Tavsiyelerinize ihtiyacimiz olursa biz size sorariz , biz sormadiktan sonra da lutfem daha fazla boyle asagiylayici elstiriler yapmayin, hic hos degil.

Butun bir topluma "israfci, tembel, beceriksiz vs" gozuyle bakiyorsaniz, bizi bu gozle goruyorsaniz kusur sizdedir, bizde degil. Bunu anlayabiliyormusunuz bilmiyorum. Bu gibi ayrimiciligin kimseye bir faydasi yok.

Kibrisli Vatandas

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Sizi batıran 1974 müdahalesi değil 50yildir TC ab yardımlarına cokmeniz 0a0 icraat kamu somurucusu yarım gün çalışan işçi memur guruhu mesaiden fazla boykot grevde zaman geçirme rahatlığı devleti soyan siyasetçi bürokrat halk grubu üretmeden tüketme kendinden başka herşeyi herkesi suçlama varolmayan özeleştiri İngiliz palikarya yanciligi kendi ayakları üzerinde duramama yeni duzulencilik yetmez ama evetcilik çakma oryantal şark aydın havaları yani vazgeç gönlüm vazgeç mihtar ve ehtiyar heyeti

Nick
Nick @Turkish power - 2 yıl Önce

HER yazısına yorum yapan tek yaratık. Bir yazısına bile yazmayınca maiş yatmıyomu.

Mustafa Yüksel
Mustafa Yüksel - 2 yıl Önce

35 TL ? Portakal narenciye yetişmiyor mu orada?


banner471

banner474