banner564

Hak arama gerekçesiyle günlük yaşamın felç edilmesine izin verilmemeli

Belediyeler Reform Yasasının çıkarılmasını önlemek amacı ile araçlarla yolların kapatılması ve günlük yaşamın sıkıntıya sokulması kabul edilemez.
Çünkü trafik akışının iş araçları ile engellenmesinden, belediye çalışanların muhatabı olmamasına rağmen, sade vatandaşların yaşamı zorlaştırılıyor ve mağdur ediliyor. 
Kuşkusuz, grev ve eylemler tüm demokratik hukuk devletlerinde, işçiler tarafından kullanılan bir haktır. Fakat grev hakkı mutlak ve sınırsız değildir (Narmanlıoğlu, 2013: 535). Temel hizmet kollarında grev yasağı düşünülebilir(Ünsal,2011:429)
 İLO’nun grev hakkı ile ilgili özel bir düzenlemesi yoktur. Fakat Örgütlenme Komitesi 1996’da yayımladığı raporda Grev Hakkı ile ilgili temel bir çerçeve çizdi. Buna göre grev yasakları toplum için yaşamsal olan can ve mal kurtarma, güvenlik güçleri, ordu, itfaiye, gibi alanalar için düzenlenebilir ve temel hizmet sayılacak hizmet kollarında grev yasağı düşünülebilir (Ünsal,2011:429). Hastaneler ILO tarafından da temel hizmetler kapsamında değerlendirilmektedir (Çelik, 97).
 Toplum yaşamında tüm demokratik hakların kullanılmasında başkalarına zarar verilmemesine özen gösterilmeli. Ülkenin ve halkın çıkarlarını olumsuz yönde etkilememeli.
Toplum yaşamında, kimse başkasına zarar verme hakkına sahip değildir. Tüm uygar ülkelerde art niyetle, siyasi amaçlarla, devletin ve hükümetin saygınlığına gölge düşürmek ülkenin genel çıkarlarını baltalamak amacı ile bu hakların kullanılmasına göz yumulamaz. 
Hiç bir kişi, kuruluş ve siyasi, yasa dışı eylemleri teşvik etmemeli ve desteklememeli.  Aksi halde onlar da suça iştirak etmiş sayılır ve haklarında yasal işlem yapılır. Ayrıca hükümetler, yasaları uygulamak, kamu yararını korumak için, gerekli düzenlemeleri yapmak ve önlemleri almakla yükümlüdür.
Ülkemizde artık halkın rahat ve huzur içinde yaşayabilmesi için, öncelikle herkes Anayasa ve yasalara saygılı olmalı. Keyfilik, ahbap çavuşluk zihniyeti terk edilmeli.
Pandemi ve Ukrayna savaşı nedeniyle, en zengin devletlerin bile ekonomik sıkıntı içinde olduğu inkar edilmeyen bir gerçektir. Sadece anavatan tarafından tanınan bir devlet olduğumuzu ve anavatan dışında hiçbir ülkeden yardım almadığımız da bilinmektedir. 
Radikal ve cesur kararlar almadan, İçinde bulunduğumuz olumsuz şartlarda hangi parti iktidarda olursa olsun, tüm sıkıntıları ortadan kaldırması mümkün olmayacak.
Örneğin iktidara hangi siyasi parti gelirse gelsin, şimdiki yapısı ve sayısı nedeniyle halka gereken düzeyde hizmet etmesini sağlaması oldukça zor olacak.
Bu nedenle içinde bulunduğumuz olumsuz koşullarda halkı sokağa dökmek, geçim sıkıntısında olan vatandaşların normal yaşamını eylemlerle daha da zorlaştırmak, siyasi buhran yaratmak, halkımızın ezici çoğunluğunca olumlu karşılanmamaktadır.
Hele grevlerin anavatandan daha fazla mali destek elde edilmesi amacı ile baskı aracı olarak kabul edilip körüklenmesi ve pasif davranışlarla desteklenmesi çıkarımıza değildir.  
Son zamanlarda dozu artırılan eylem ve grevler karşısında, anayasamızdaki ilgi maddeleri hatırlatmakta yarar görürüm.
Toplu Sözleşme ve Grev Hakkı
Madde 54
(1)    Çalışanlar, işverenle olan ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal durumlarını korumak ve düzeltmek amacıyla toplu sözleşme ve grev hakkına sahiptir.
(2)    Grev hakkının kullanılması, yalnız ulusal güvenliği, anayasal düzeni, kamu güvenliğini veya bu Anayasanın herhangi bir kişiye sağladığı hak ve özgürlükleri korumak amacıyla yasa ile düzenlenebilir.    
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı
Madde 32
    Yurttaşlar, önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir.  Bu hak, kamu düzenini korumak için yasa ile sınırlanabilir.
    Temel Hak ve Özgürlüklerin Özü ve Sınırlanması
    Madde 11
    Temel hak ve özgürlükler, özüne dokunmadan, kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlak, sosyal adalet, ulusal güvenlik, genel sağlık ve kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle ancak yasalarla kısıtlanabilir.’
             Anayasamıza göre yasalar karşısında herkes eşittir. Meclise zorla girmeye çalışmak, trafik akışını engellemek, araçlarla yolları kapatmak, yetkisiz kişilerin devlet kuruluşlarının elektriğini kesmesi suç ise, kimseye ayrıcalık tanınmamalı. Aksi halde kaosa zemin hazırlanır. Devlet saygınlığına ve otoritesine gölge düşürülmesine göz yumulur.
    Hükümet gerçekten geçmişin popülist uygulamaları sonucu ortaya çıkan sorunları çözmek niyetinde ise, kamu yararının korunması ve ülkenin sık sık grevlerle bunaltılmaması için, acilen sivil toplum örgütlerinin kuruluş, çalışma ve faaliyetlerini düzenleyen yeni bir yasa çıkarmalı. 
    Yeni yasal düzenlemede özellikle, STÖ’ yöneticilerinin kuruluş tüzüklerinde belirtilen faaliyetler dışında hareket etmemesi ve grev kararının, özel genel kurulda üye sayısının bir fazlası ile demokratik yöntemle alınabilmesi sağlanmalı. Ayrıca eylemlerle günlük yaşamın felç edilmesine karşı, caydırıcı yasal düzenleme yapılmalı.

YORUM EKLE

banner471

banner474