KKTC’de herkesin şikâyet ettiği bozuk düzenin iyileştirilebilmesi için, devletten maaşlıların yukarıdan aşağıya tümünün hizmet şemalarında belirtilen görevlerini ihmal etmesi, kötüye kullanması durumunda, haklarında otomatik olarak hesap sorulmasını sağlayacak bir mekanizma oluşturulmalı.
Seçilmiş ve atanmış yöneticiler, halka hizmet etmek amacı ile işbaşına getirilen ve maaşları halkta kesilen vergilerle ödenen görevlilerdir.
KKTC’de geçmişten günümüze hiçbir kimseden hataları nedeniyle hesap sorulduğu görülmedi.
Ayrıca belki bazı kişiler biraz abartılı bulacak, devletteki yöneticiler maiyetindeki personelden ve STÖ’lerden adeta çekinerek hareket etmektedir.
Bu hatalı yönetim anlayışı nedeniyle, önemli sorunların çözümü bir yana, medyada ve sosyal paylaşım sitelerinde yapılan ve kolayca hemen çözümlenebilecek şikâyetler, samimi ve yararlı uyarılar bile hiçbir yönetici tarafından dikkate alınmıyor.
Tüm bakanlıkların resmi internet siteleri bulunmasına rağmen, buralara yapılan şikâyetlere yanıt verilmez. Oysa bilgi edinme hakkı yasasına göre vatandaşların müracaat ve yazılı isteklerine en geç bir ay içinde yanıt verilmeli.
Sonuç olarak, halkı rahatsız eden zarara uğratan şikâyetlere neden olan en basit sorunlarla bile hiçbir yetkili ilgilenmiyor.
Örneğin aylardan beri sosyal medyada yapılan şikâyetlere rağmen, patateslerin topraklı pazarlanması konusuna hiçbir yetkili ilgilenmedi. Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde yumrulu sebzelerin, topraktan arındırılmadan marketlerde satıldığı görülmedi.
Belediye, Ticaret Dairesi, Tarım Bakanlığının bu konu ile ilgilenmemesi, vatandaşların patateslerle birlikte, toprağa para harcamasına ve mağdur edilmesine sebep olmaktadır.
Oysa Toprak Ürünleri Kurumunun Mağusa’daki paketleme tesisinde, patateslerin usulüne uygun temizlenip pazara sunulması olanağı vardır. 
Son günlerde sosyal medyada yorumlara ve şiddetli tepkilere neden olan bir bakım evindeki olumsuzluklar, devletin ilgili kuruluşlar ile belediyenin görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği kuşkularına sebep olmaktadır.
Söz konusu yaşlı bakım evi devlete ait olmayıp bir nevi Sivil Toplum Kuruluşu olan Vakıf tarafından işletilmektedir.
Fakat yerleşim yerlerindeki tüm iş yerleri gibi bu bakım evinin de, kurallara uygun sağlıklı hizmet vermesi için, Belediye ve ilgili Bakanlıklara bağlı görevliler tarafından denetlenmesi gerekirdi.
 İş yerlerine işletme izni vermek ve belirli miktarda vergi almanın gerekçesi, personelin maaşlarının ödenmesi için gelir elde etmek değildir. Kamu sağlığı ve çıkarlarının da gözetilmesidir.
Sosyal medyada paylaşılan ve herkesin tepkisine neden olan video görüntüleri, ilgili yetkililerin denetim görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini kanıtlamaktadır.
Maalesef seçilmiş ve atanmış yöneticiler tüm sorunlar karşısında, ayni umursamazlık tutum ve davranış içindedir.
Yakın geçmişte Geçitkale uçak alanının kullanılamayacak duruma getirilmesi, Bankaların, Kıbrıs Türk Hava Yolları, PEYAK, Tarımsal Donatım, ETİ gibi kuruluşların batırılması, son zamanlarında olağanüstü sıklıkta elektrik kesilmesi, Lefkoşa’da bile herkesin gözü önünde dere yataklarına inşaat yapılmasına ruhsat verilmesi ve sele davetiye çıkarılması, bazı devlet çalışanlarının devlete hakaret etmesi, gençlere ulusal davamızın olduğundan farklı anlatılması, pervasızca Rum ulusal tez ve davasını benimsettirici yayınlar yapılması, ulusal değerlerimizin aşağılanması, ülkemize öğrenci olarak gelen yabancıların korkusuzca suç işlemesi,  yasalara uymanın herkesin tercihine bırakılması ve benzeri üzücü eylem ve söylemler seçilmiş ve atanmışların görev ve yükümlülüklerini yerine getirmemesinin sonucudur.
Son seçimde halkımızın ezici çoğunluğu tüm hatalarına rağmen, sırf güvenli geleceği için, anavatanla işbirliği içinde hareket eden ve ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanılacağı bilinen federal çözüm karşıtı siyasi partilere oy vermeyi tercih etti.
Yeni kurulacak hükümet gerçekleri dikkate alarak, geçmişteki hatalı yönetim anlayışını terk etmeli.
Hiç olmazsa bundan sonra, tüm atanmış ve seçilmiş yetkililerin görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi sağlanmalı. Aksi hareket ve uygulamalar karşısında istisnasız herkesten hesap sorulmalı.