banner564

Hükümet salgını durdurayım derken ekonomiyi batırdı

Denizden gelen rüzgâr begonvil çiçeklerini ve palmiyelerin dallarını sallıyor. 
Sonbahardan çok yaza ait bir Eylül öğleden öncesi. 
Boş bir otelde, boş bir havuzun kenarında oturmaktayım. 
Hangi otel, diye sormayın. 
KKTC’de bütün oteller kapalı, bütün havuz kenarları boş.  Bir avuç insan dışında tüm otel personeli eve yollanmış vaziyette. 
Bu ay da maaş alamayacaklar.
Gelecek ay? Muhtemelen gelecek ay da. 
Yetkililer, aldıkları ahmakça, cahilce ve korkakça kararlarla KKTC’ye turist ve öğrenci girişini durdurdu ve ekonominin en büyük iki sektörünü felç etti. 
Bu kararları çok kolay aldılar. Politikacıların ve bürokratların kendilerine zarar vermeyecek kararları almaları çok kolaydır.
Kıbrıs’ta, yani Kıbrıs’ın Rum tarafında ise bütün oteller açık. Baf ve Larnaka havaalanlarına uçaklar inip kalkıyor. 
Ercan havaalanına ise ... Kısıtlamalar o kadar sık değişiyor ki emin değilim... Günde iki mi üç mü uçak iniyor? Yoksa bir mi?
Ama günde yüz uçak inse de fark etmez. Kıbrıs’a gelen Türkiyeliler bir hafta karantinada kalmak zorundadır… Bu koşulla turist gelmez.
Adamın zaten iki hafta tatili var. Yarısını senin karantinanda mı geçirecek?
KKTC’deki salgın endişe verecek boyutta değildir.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bugüne kadar, yani yedi ay içerisinde, 162,000 kişiye test uygulanmış, bunların 700’ünde hastalık tespit edilmiştir: Bu binde dört hastaya tekabül ediyor. Ayda ortalama 100 vaka. Yarıdan çoğu iyileştirilip taburcu edildi. Ölü sayısı dört.
Bunlar dünyadaki en küçük rakamlar arasındadır. 
Avrupa’da herhangi bir ülke bu oranları yakalasa “salgını yendik” ilanı yapardı.
Hiç olmasın derseniz bu mümkün değildir.
Ülkeyi kapatmak salgını ortadan kaldırmaz. Erteler. 
 
Bu salgın kısa vadede durmayacak. Bu nedenle alınacak önlemler uzun zaman sürdürülebilir olmalıdır.
Maske takarak, sık sık ellerimizi yıkayarak, yabancılara iki metreden fazla yaklaşmayarak, kalabalık törenlere ve eğlencelere katılmadan bu hastalıkla yaşamak zorundayız. 
KKTC’de büyük olan Covid-19 sıklığı değil Covid-19’a duyulan korkudur. 
Salgın olan Covid-19 değil yetkili yetkisiz, bilir bilmez sayısız kişinin saçma sapan beyanatlarıdır. Hükûmet bilimin değil bunların etkisi altındadır.
Aklı başında ülkeler salgının yayılmasını önlemeye çalışırken ekonomiye en az zarar verecek tedbirlere başvuruyorlar.
Marifet ülkeyi kapatmak veya halkı eve tıkmak değildir. Ekonomiyi yaralamadan salgınla mücadele etmektir. 
Covid-19’dan en çok etkilenenler yaşlılar ve sağlık sorunu olanlardır. Onlar özel önlemlerle korunmalı ama nüfusun geriye kalanı normal hayatını yaşamalıdır.
Nitekim, salgını ortadan kaldırmaktan veya çarçabuk bir aşı geliştirmekten ümidi kesen birçok Avrupa ülkesi hayatı mümkün olduğu kadar normalleştirme sürecine geçti.
PCR testi negatif olduğuna dair belgeye sahip olanlar ülkeye üç günlüğüne girebilmelidir. Üç gün sonunda test sonucunun negatif devam ettiğine dair belge alanlar üç gün daha kalabilmelidir. Ve bu aynı koşullarla uzatılabilmelidir.
Hükûmet kafasına göre ikide birde ekonomiye yıkıcı darbe vuran kararlar almaktan vazgeçmeli, sektör temsilcileriyle (oteller, esnaf, üreticiler vs.) ortak çareler aramaya girişmelidir.
Unutmasınlar. Turizmi serbest bırakan Rum tarafında Covid-19’lu sayısı bizimkinden çok fazla değildir.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Asil Nadir zamanında Kıbrıslı Türklerin sadece İngiltere’ye yapmış olduğu Narenciye
, Süt Ürünleri ve Hellim Konfeksiyon ihracatı kayda değerdir, sonraları ihraç ürünlerimize milli duygularla vurmuş olduğumuz tanınmayan KKTC mühürü maalesef ihracatımızı sonlandırmıştır, ihracat yapamayan sadece ithalat yapabilen KKTC ekonomisi zaten pandemimin öncesi de dibe vurmuştu, bugün Londra marketlerinde kalitesi yüksek bir zamanların Akgöl hellimleri halen aranmaktadır!

ali özdemir
ali özdemir - 3 yıl Önce

Adayı kontrol etmek daha kolay gelenler ya hava yada deniz yoluyla geliyor bunu kontrol edecek organize ve bilgilikamu düzeni gerekir

Gurel ASIK
Gurel ASIK - 3 yıl Önce

Sagligi bahane ederen insanlarin menfataine olmayacak donusturme cabalarinin oldugunu bunun tum demokratik ulkelerde oldugunu soyleyebiliriz

banner471

banner474