banner564

İçinde balıktan çok plastik olan deniz

Altında yaşadığımız kötü haber bombardımanının içindeki en kötü haber, benim için, çevre ile ilgili olanlardır. 
 
Cinayetler, ırza geçmeler, terör, despotluk, savaşlar ve bunlara benzeyen diğer korkunçluklar, insanın nerede biteceği yavaş yavaş ortaya çıkan yolculuğunun doğal yoldaşlarıdır. 
 
İnsan, felaket doğuran bir felakettir. Dünyaya ayak basması ile doğanın yok olmaya başlaması aynı âna rastlar.
 
Dindar olabilirsiniz veya rehberiniz bilim olabilir. Fark etmez. Her ikisinin de anlattığı öykü aynıdır.
 
Adem ile Havva yapmamaları gereken tek şeyi yaparak cennetten kovuldular. İlk iki çocuklarından biri diğerini öldürdü. Tevrat’ın ondan sonra gelen sayfaları bir cinayet ve savaşlar kataloğudur.
 
Fosil kalıntıları da benzer bir  hikaye anlatır. Kuzey Amerika kıtasına yerleşmeye başlamasından itibaren, son on bin yıl içerisinde insan, sayısız canlıyı yok etti ve etmeye devam ediyor. Bu yüzyılın yarısına gelindiğinde Kuzey Amerika’da yaşayan kuş türlerinin yarısı yok olacak.
 
Çocukluğumun sahilleri aklıma geldi.
Yazı, babamın orman bekçiliği yaptığı Arapköy’de geçiriyorduk. 
 
Bir sabah köyün aşağı tarafındaki denizde yüzmeye gittik. 
 
Kumullar yola kadar uzanıyordu. Harnıp ve zeytin ağaçlarının gövdeleri kumların altında kalmıştı. Kumsalda sadece biz vardık. Bulutsuz bir gökyüzünün altında sular ışıldıyordu. 
 
Babam cebinden gümüş bir çifte şilin çıkartıp suya attı. Kıpırtılı sudaki parayı hâlâ orada görüyordum. “Su ne kadar temiz, görüyor musunuz?” dedi.  
 
İlk plastik ürünler o yıllarda, 1950’lerde, üretilmeye başlamıştı, ama bir çığ haline gelmesi için daha 20-30 yıl vardı.  
 
Bugün üretilen plastiğin neredeyse yarısı, bir şekilde kendini denizde buluyor. 
 
Bir araştırmaya göre, denizlerde 150 milyon ton plastik var. 
 
2015 yılında denize atılan tahmini plastik pislik miktarı dokuz milyon tonun üzerindeydi.  
 
Financial Times’ın yazdığına göre, dünyanın en ücra yerlerinden biri olan Henderson adası dünyanın en kirli yerlerinden biri oldu.  
 
En yakın yerleşim yerinden 5000 kilometre uzak olan insansız adanın kumsallarında, en az 37 milyon parça plastik varmış – her metre karede 700 parçaya yakın plastik. 
Bu pisliği gözleriyle gören bir bilim kadını “Hayatımda böyle bir şey görmedim,” demiş Financial Times’a. “Kumsallar bir şekilde dünyanın çöp tenekesi haline gelmişti.”
 
Plastik kırıntılarını gıdadan ayırt edemeyen birçok deniz canlısının hayatı tehlikede. Balıkların yediği plastikler, onları yiyen insanların vücuduna geçiyor.
 
Ellen MacArthur Fonu tarafından geçen yıl yayınlanan bilimsel bir araştırmaya göre, 2050 yılına gelindiğinde denizlerde balıktan çok plastik olacak* : 850-950 milyon ton plastik, 812-899 milyon ton balık.
 
O güne kadar denizlerde balık kalırsa, tabii.
 
 
Ben çocukken dünya uçsuz bucaksız, insan ayağı basılmamış yerlerle dolu, bilinmeyen yaratıklar, bakir yağmur ormanları, temiz denizler ve çöllerle dolu esrarengiz bir yerdi. 
 
Elli yılda eskidi ve yaşlandı. Her şey görüldü, her yere basıldı.
 
1955’te dünya nüfusu üç milyarın altındaydı. Bugün 7,5 milyarın üstündedir. 
 
İnsan çoğalıyor, diğer canlıları azaltıyor ve yok ediyor. 
 
Son zamanlarda dünyanın sonunu görüp öyle öleceğim hissine kapılıyorum sık sık.
YORUM EKLE

banner471

banner473