banner564

İnce uzun bir servinin tepesinde

 
 
Akşamüstü, ince uzun bir servinin tepesinde bir karga oturuyor. 
Başı doğuya dönük, kıpırtısız. 
Kendi ile barışık, bedeninin içinde rahat, hayattaki yerinden emin bir hâli var.
Ben, hareket etmemeye özen göstererek, bol yapraklı bir sahte kavak ağacının altından onu izliyorum. Biraz kıpırdansam, biliyorum, ürküp kaçacak.
Karga onunla ile ilgili bir yazı yazmaya davet ediyor beni ve aklımda bir cümle kuruyorum: İnce uzun bir servinin tepesinde bir karga oturuyor ve varlığı düşünüyor. 
Orada stop ediyorum. Aklıma bu cümleye ekleyecek başka bir cümle gelmiyor. 
Bu arada karganın arkasında bir başka karga beliriyor ve “Yeter pineklediğin,” der gibi ona hafifçe dokunarak yerinden oynatıyor. 
Kaçıran karga kaçıp kayboluyor. Kaçırılan karga başka bir servinin tepesine tünüyor, ama orada bir dakika bile durmadan kanatlarını açıp kargalığını başka bir yerde sürdürmek üzere uzaklaşıyor.
İnce uzun servinin tepesinde artık bir karga oturmuyor.
İki gün sonra, erken bir saatte, serinlik kaybolmadan, ormanda yürüyüşe 
gidiyorum.  Girne Kayası’nda arabamdan iniyorum. Yol üzerinde, manzarayı izlemek isteyenler için, uçurumun üzerine oturtulmuş ahşap bir balkon var. Oradan bir erkekle kadının sesi geliyor. 
 
Yürümeye başlıyorum. Ağaçların yola düşen serin gölgelerinin içinde güneş parçacıkları var. Güneşli alanlardan mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışıyorum. 
Ormanın kokusu hep aynı değildir. Yağmurda başka tüter, güneşte başka. Bugün yoğun bir sakız kokusu var. Çocukluğumdan aşinayım bu kokuya. İçimi açıyor. Yolda benden başka kimsenin olmamasından, bir araç geçmemesinden de memnunum. 
Ara sıra ormanın derinliklerinde bir kuş ötüyor.
İnce uzun bir servinin tepesinde bir karga oturuyor ve varlığı düşünüyor. Hâlâ aklıma bu cümleye ekleyecek bir şey gelmiyor.
Karganın ince uzun bir servinin tepesinde oturduğu kesin de, varlığı düşündüğü nereden çıktı? 
 
Uydurdum, tabii. 
 Karganın ne düşündüğünü, hatta düşünüp düşünmediğini bilemeyiz. Onun için karga olmak gerekir.
Ben karganın ne düşündüğünü bilemem, karga da benim ne düşündüğümü. Yeryüzünü dolduran sayısız canlı bu şekilde birbirinin düşünce dünyasının dışında yan yana yaşayıp durur. Bu… Canlıları birbirinin dünyasının dışında tutan duvarlar… Dünyanın en ilginç yönlerinden biridir.
Bazen bu yazıları ben yazarım. Bazen yazılar kendilerini yazarlar. Yazıya başlarım, bir cümle yazarım… Mesela, “İnce uzun bir servinin tepesinde bir karga oturuyor…” Ondan sonra yazarken aklımda hiç olmayan şeyler gelir aklıma ve onları yazarım. Nereden gelirler, hiçbir fikrim yok. 
 
Yazıyı kendim yazdığım zamanlarda da belki yazı kendini yazıyordur da ben onun bilincinde değilim. 
Beynin nasıl çalıştığını bilmediğimiz için bunu da bilemeyiz.
Ama şunu biliyoruz: Kargayı o ağacın tepesinde otururken görmeseydim bu yazı yazılmayacaktı.  Bu da insanlık için büyük bir kayıp olmayacaktı. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Beyhan Alkan
Beyhan Alkan - 3 yıl Önce

Ellerinize sağlık, bir usta " çiftçiler çiftçi olduğu için mi çiftçi gibi düşünür yoksa çiftçi gibi düşündükleri için mi çiftçi olurlar"? derdi.
Kargalar da buna dahil.

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 3 yıl Önce

Yazmasaydınız benim için kayıp olurdu. Okurken, kendimi bahçede, bir ormanda yürüyormuş gibi hissettim, ormanın sessiz huzuru içime doldu. “Kendi ile barışık, bedeninin içinde rahat” insanoğlunda zor bulunan bir durum. Kilo aldım, kilo verdim, yaşlandım, kırıştım ile geçen günler...

m.şakir
m.şakir - 3 yıl Önce

Kargalar çok akıllıdırlar.Sizin yazar olduğunuzu anlamıştır kesinlikle.

ece aksoyözentilerin
ece aksoyözentilerin - 3 yıl Önce

KARGANIN SERVİNİN TEPESİNDE HAYALİNDE SEVGİLİSİNİ TAVLAMIŞKEN UFAK BİR HAREKETTE KAÇMASI KAVUŞMA İSTEĞİ

Melek
Melek - 3 yıl Önce

Ben de birazdan dogada yüryüyüse cikacagim. Kargalar, saksaganlar, kumrular, serceler, ispinozlar, karatavuklar en cok görüp izlediklerim...

Ahmet Saner
Ahmet Saner - 3 yıl Önce

Bilmediğini bilebilmek. İnsan evriminin son noktası.

uğur sezgin
uğur sezgin - 3 yıl Önce

Düşünün teknoloji bu kadar gelişti ve insanoğlu beynin nasıl çalıtığını hala bimiyor. Belkide hiçbir zaman bilemiyecek.

Faruk Ercan
Faruk Ercan - 3 yıl Önce

Karga kadar kendimizle barışık olabilsek. Teşekkürler.


banner471

banner474