banner564

İstifa ve azil geleneği

Ülkemiz küçük, nüfusumuz da az olduğu için, günlük yaşamımızda halkımızın şikayetçi olduğu tüm sorunlarımızın kısa zamanda ortadan kaldırılması zor değildir. Ancak, devlet hizmetlerinde genellikle testiyi dolu götürenlerle, boş götürenler ayırt edilmediği ve görevini yapmayanlar ile başarılı olmayanlardan hesap sorulmadığı için; çok az bazı müstesnalar dışında genellikle gerek atanmışlar gerekse seçilmişler, sorunların çözümü için hiç gayret etme gereği duymaz. Halkın şikayetleri dikkate alınmaz ve umursanmaz. 
    Birçok ülkelerde işini gerektiği şekilde yapmayanlar ya görevinden alınır, ya da kendi isteği ile istifa eder. Görevini kötüye kullanan, ihmal edenler de, yargılanıp cezalandırılır. Bu nedenle herkes görevini, gerektiği şekilde yapmaya çalışır.
    Avrupa’da, yönetimindeki kuruluş ve kişilerin hatalı uygulamaları nedeniyle Bakanların istifa ettiği biliniyor. Hatta yakın geçmişte Japonya’da hatalı davranmakla suçlanan bir bakan, intihar etmişti. Uygar ülkelerde devlet hizmetlerinde görevini kötüye kullananlar veya ihmal edenler, mutlaka bir bedel ödemek zorunda kalır. Yakın geçmişte güney Kıbrıs’ta, sırf bir mahkumun hapishaneden firar etmesi nedeniyle, ilgili Bakan istifasını sunmuştu. Vasiligo askeri kampında çıkan ve can kaybına sebep olan yangın nedeniyle, üssün komutanı yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı. Rum Yönetiminde, bakanlar hatta devlet başkanı hakkında bile soruşturma yapılmaktadır.
KKTC’de genellikle özel kesimde başarısız olan veya görevini gerektiği şekilde yapmayanların işine son verilir. Bu nedenle özel kesimde çalışanlar, işlerinde başarılı olmak için gayret etmek ve çaba harcamak zorunda kalır. Başarılı olamayanlar işini kaybeder ve bir bedel öder.
Öte yandan kendi kendimizi yönetmeğe başladığımız 1974 yılından günümüze, kıskançlık, rekabet nedeniyle birçok değerli seçilmiş yönetici görevden alındı. Çok iyi donanımlı ve ülkeye yararlı olabilecek birçok atanmış yönetici de partizanlık nedeniyle görevinden alındı. Müşavir olarak atıl duruma düşürüldü veya genç yaşta emekliye ayrılmak zorunda bırakıldı.
Fakat şimdiye kadar KKTC’de atandığı hizmet şemasında belirtilen görev ve yükümlülüklerini yapmayan, ihmal eden, kötüye kullanan veya başarısızlığı nedeniyle, herhangi bir ‘atanmış’ veya ‘seçilmiş’ kişinin görevinden alındığı, kendi isteği ile istifa ettiği, haklarında araştırma yapıldığı, yargılandığı ve cezalandırıldığı hiç görülmedi. 
Ülkemizde bu yanlış sistem nedeniyle, kısa sürede kolayca çözümlenebilen birçok basit sorun, askıda bırakılır. Yürürlükteki yasaların uygulanmasında gereken duyarlılık gösterilmez. Sorunların çözümü için kimse, gayret etmek ve zahmete girmek gereğini duymaz. Halkın şikayetleri umursanmaz, dikkate alınmaz.
Atanmış ve seçilmiş yöneticiler, maiyetindeki personeli ofislerde tutar. Sokaklar boş ve sahipsiz bırakılır. Yasalara uyulması herkesin keyfine bırakılır. Yasaların çiğnenmesinin caydırılması için, devlet görevlilerine devriye, denetim hizmeti ya hiç yaptırılmaz, ya da yetersiz düzeyde yaptırılır.
Böylece, ülkemizin ekonomik sektörlerinin geliştirilmesi veya ciddi sorunlarının çözümlenmesi için gereken atılımların yapılmaması ve önlemlerin alınmaması bir yana, ülkemizin iş insanları ailesinin gözü önünde otomatik silahlarla öldürülür, yürürlükteki yasaya aykırı olarak dere yataklarının kıyısına inşaat ruhsatı verilir, ağaçlar katledilir, gelişigüzel yerlere çöp atılır, trafik kurallarına uyulmadığı için yollarda seyahat edenler evine sağ dönebileceğinden emin olamaz, birkaç saatta tamir edilmesi gereken trafik ışıkları günlerce arızalı bırakılır, sık sık elektrikler kesilir, vidanjör suları gelişigüzel yerlere dökülür, sahillerimizde deniz suyuna birkaç metre mesafede inşaat izni verilir, çöplerin sürekli olarak yakılması ile vatandaşlarımızın sağlığı bozulur, yollarda hayvan ölüleri hiç eksik olmaz, yerleşim yerlerinin en işlek yerlerinde gündüzleri pervasızca işyerleri soyulur, deniz kenarında yürüyüş yapanlar kapkaççılar tarafından soyulur, öğrenim için ülkemize gelen yabancılar bile pervasızca cinayet işler, madde ticareti yapar, mafyalar cirit atar, cinayetler işlenir.
Kısaca belirtmek gerekirse, halkı rahatsız eden sorunların sürekli olarak basında gündeme taşınmasına karşın; sorunları çözmek veya önlemekle yükümlü olanlardan, yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerden, görevini ihmal eden ve kötüye kullananlardan kimse hesap sormaz. Bunun sonucunda da kimse yükümlülüğünü yerine getirmez ve devlet verimli çalıştırılmaz. Sosyal medyada aylarca yapılan şikayetlere rağmen, marketlerde çamurlu patates satılması bile önlenmez.
Kanaatimce gerek basit gerekse zor tüm sorunlarından kurtulabilmemiz için, tüm devlet hizmetlerinde başarılı olanlar ödüllendirilmeli, başarısız ve görevini yapmayanlara da bir bedel ödettirilmeli. Ayrıca, uygar ülkelerde olduğu gibi istifa ve görevden alma geleneği benimsenmeli.

YORUM EKLE

banner471

banner474