banner564

Kavala’nın mahkûmiyeti Türkiye’de hukukun ölüm ilanıdır

Hatırlanacağı gibi, Yargıtay geçen yıl bu sıralar ‘’yılan hikâyesi’’ne dönen Kavala ve ‘’Gezi olayları’’ dosyalarının tek bir davada birleştirilmesine karar vermişti. İşte o davanın ilk derece aşaması nihayet sonuçlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 26 Nisan’da nihayet kararını verdi. Mahkeme sanıkları ‘’darbeye teşebbüs’’ten ağır cezalara çarptırdı. Bu arada Osman Kavala da casusluk suçlamasından beraat ederken, darbeye teşebbüsten ‘’ağırlaştırılmış müebbet hapis’’ cezası aldı.

Bu kararda ve genel olarak ‘’Gezi olayları’’ davasının seyrinde birçok ilginç nokta var. Sanırım en ilginci de yargılama tekniğiyle ilgili olanı: Sanıklar iki yıl önce beraat ettikleri suçtan bu sefer ağır mahkumiyetler aldılar. Hem böylece, ‘’davaların birleştirilmesi’’ bahanesiyle aynı sanıklar aynı suçtan iki defa yargılanmış oldular. 

Başka bir ilginçlik te siyasetin yargı üstündeki etkisiyle ilgili. Nitekim, Gezi davası sanıklarının 18 Şubat 2020’de darbeye teşebbüs suçlamasından beraatine ve Osman Kavala’nın tahliyesine karar verilmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepkisine yol açmış ve ‘’Soros’un Türkiye ayağını beraat ettirmeye çalıştılar’’ diye açıklama yapmasına neden olmuştu. Bunun üzerine hem Kavala yeniden bu sefer casusluk suçlamasıyla tutuklandı, hem de Hakimler ve Savcılar Kurulu beraat kararı veren hâkimler hakkında soruşturma başlattı.

Geçmişte bu tecrübe yaşandıktan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimdi de 26 Nisan’daki mahkûmiyet kararları üzerine yaptığı açıklamanın davanın sonraki (istinaf ve temyiz) aşamalarının seyri konusunda da tereddütler yaratması olağan karşılanmalıdır. Erdoğan söz konusu açıklamasında şöyle diyor: ‘’Bu adam Türkiye’nin Soros’uydu. Bu adam Gezi olaylarının perde arkasındaki koordinatörüydü. Yargımız onunla ilgili nihai kararı verdi. Kusura bakmasınlar, bu ülkede hukuk var, yargı var.’’

Aslında yargı süreci henüz sona ermediğine göre, Cumhurbaşkanının sanki süreç tamamlanmış ve her şey bitmiş gibi, bu mahkûmiyet kararlarını ‘’yargının nihaî kararı’’ diye nitelemesi tuhaf kaçmıştır. Bu açıklamanın bu davanın istinaf veya temyiz aşamasında görev yapacak olan hâkimler üzerinde hiç etki yapmayacağını düşünmek saflık olur.

Bu olayın, ayrıca, Türkiye’nin uluslararası hukuk çerçevesindeki taahhütleri açısından da çok ciddî sonuçları olacaktır. Hatırlanacağı gibi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Kavala davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüklerini ısrarla ihlâl etmeye devam etmesi (özetle, Kavala’yı AİHM kararlarına rağmen tahliye etmemesi) nedeniyle Türkiye hakkında başlattığı ‘’ihlâl prosedürü’’ devam etmektedir. Şimdi Ceza Mahkemesinin bu kararı Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinin gereklerini yerine getirmemekte kararlı olduğunun yeni bir göstergesi olarak algılanacaktır. Bu da Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkarılması ihtimalini güçlendirmektedir. 

Bu arada, Gezi olayları davasının eylemcilerin ve Osman Kavala’nın ağır mahkumiyetiyle sonuçlanmasına siyasîler arasında en anlamlı tepkiyi verenin DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan olması da kayda değer bir husustur. Babacan’ın bu konudaki açıklamasında şu dikkate değer tespitler yer alıyor:   

‘’O kararın atında en tepeden yargıya parmak sallayan bugünkü iktidarın da imzası var. Karar, yargının siyasete nasıl alet edildiğinin çarpıcı bir göstergesi oldu. / Hukukun alnına kapkara bir leke sürüldü. / Yargı korku ikliminin aracı haline getirilmiştir. Yargı iktidarın toplumu hizaya sokmak için kullandığı sopaya dönüşmüştür. İş dünyasını, sivil toplumu, basını, tek tek her birimizi susturmak için araçsallaştırılmıştır.’’

Davanın esasıyla ilgili olarak da kısaca şunu belirtmek isterim. Gezi olaylarının hükümete karşı darbe teşebbüsü olarak nitelenmesi hukuken ciddiye alınabilecek bir iddia değildir. Bu, ‘’millî irade’’ ile özdeşleştirdiği iktidar iradesini yurttaşların tartışmasına ve sorgulamasına açık olmayan bir kutsallık alanı olarak gören ve bu arada yurttaşların anayasal haklarını kullanarak kamu otoritelerinin faaliyetlerini eleştirmek üzere toplantı ve gösteriler yapmasını hükûmete karşı bir kalkışma olarak gören yanlış bir demokrasi anlayışının sonucudur.

AKP yönetiminin bir demokraside normal olan, anayasal güvence altındaki sivil etkinlik ve örgütlenmeleri kendisine bir tehdit olarak gördüğünün başka emareleri de bulunmaktadır. Bu cümleden olmak üzere, hükûmetin kara paranın aklanmasına ilişkin mevzuatın öngördüğü denetim araçlarını amacından saptırarak, onları başta dernekler olmak üzere sivil toplum örgütlerini baskı altında tutmak için kullandığı da bilinmektedir.

Son olarak, Osman Kavala ve Gezi eylemcilerinin ağır mahkûmiyetleri ile sonuçlanan bu dava epey bir zamandır Türkiye’de hukuk ve adaletin siyasî iktidar tarafından tamamen ‘’kayıttan düşülmüş’’ olduğunu gösteren yeni bir olaydır. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Eeee geri artıklarını koruyup kollayan PKK/PYD teroristlerini besleyip destekleyen ab ve ABD de neyin ölümü oluyor soroscu kissingerci kadife turuncu darbeler yeşil kuşak geyikleri ırak Suriye Libya işgalleri mısır ve tunustaki darbeler ne oluyor Alman vakıfları ne oluyor yurru beyim kim tutar seni

Pir Sultan
Pir Sultan - 2 yıl Önce

Turkish Power denen cahil!?
Akil,Vicdan,Satilmiyorki su pazardan al diyeyim!
Sunu tavsiye edeyim sana!Sabah Aksam Ahaberde yalan dinlemekten bikmiyormusun?
dinlediklerini nicin sorgulamıyorsun.sürekli Insanlara,Yazara hakaret ediyorsun!
Utanmiyormusun?Mahzuni diyorki YUH YUH.

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Takmissin kafayı alevilige sunnilige dangalak dangalak mezhepçilik kafasındasin önce bu işlerin kökenini öğren Hz Ali ve Hz ebubekirden baslayarak uzun Hasan/fatih yavuz /şah hatayi vs siyasal çekişmelerin oku Osmanlı mulkune halife diye onu bunu göndermemeyi ogrenecektin sonra da aglamayacaksin bu memleket İslam dünyası Sünni Şii Alevi Sünni ayrimlarindan çekti ne cektiyse senin dedenden de sunninin karasakalli seyhinden sihindan da bıktı millet Osmanlı da alevi Şii ne çektiyse safevide de Sünni çekti bırak bu işleri İslam'da mezhep var mı yok mu önce bu sorgulansin pir sultan ayağına bırak ezikligi

Osman Aydin
Osman Aydin - 2 yıl Önce

Noktasindan virgülüne katılıyorum.
Hersey bir kisinin iki dudağı arsinda!isterse Sah istemezse Mat oluyorsunuz.
1Mayis ,benim gibi Is ve Eemegiyle gecinenlerin Bayramida kutlu olsun.

ARDA GENÇ
ARDA GENÇ - 2 yıl Önce

KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ TÜRKÜ'NÜN RAMAZAN BAYRAMI KUTLU OLSUN.
İSTİKRAR İÇİN,REFAH BİR TOPLUM İÇİN,İYİ BİR EKONOMİ İÇİN KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLETİ DEVLET BAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE GEÇMELİDİR BENCE.
BU SİSTEMDE:

-Seçimler 7 Yılda bir yapılır,

-Yurt dışında ikametgahı bulunan ve Çifte Vatandaşlığı bulanan ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Vatandaşlığına geçirilenler seçimde oy kullanamaz,

-Bu sistem iki partilidir.Beyazlar ve Kırmızılar diye,

-Bu sistemde Milletvekili sayısı 100'dür,

-Bu sistemde bir aday en fazla 3 kez Milletvekili seçilebilir.3 kez Devlet Başkanı ve 3 kez Parti Genel Başkanı seçilebilir.3 kez Devlet Başkan Yardımcısı,Meclis Başkanı,Meclis Başkanvekili ve Bakan olarak Devlet Başkanı tarafından atanır,

-İki Devlet Başkan Yardımcısı ve Bakanlar Devlet Başkanı tarafından Meclis dışından Milletvekili olmayan kişilerden atanır,

-Seçimde kullanılan geçerli oyların 100'e bölünmesiyle ortaya çıkan sonuç Milletvekili seçilme oy sayısıdır,

-Bu sistemde seçim bölgesi ve seçim ili yoktur.Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milletvekilliği vardır,

-Seçimlere katılma zorunluluğu yoktur,

-Bu sistemde erken seçim yoktur,( Milletvekilliği Dokunulmazlığı kaldırılması sonucu ile Milletvekili vefatı sonucunda(her ikisinin toplamı toplamda 50 Milletvekilinin üstüne çıkarsa) veya Devlet Başkanın vefatı hariç ),

-Parlamento seçimlerinde 51 veya üstü Milletvekilliğini kazanan partinin Genel Başkanı Devlet Başkanı seçilir.Ve Hükümeti kurar.Şayet Parlamento seçimlerinde Beyazlar 50 Kırmızılar 50 Milletvekili çıkarırsa Devlet Başkanlığı için Yüksek Seçim Kurulunda kura çekilir,

-Bir kez dahi Milletvekili seçilmiş kişiler ömür boyu Devlet Başkan Yardımcısı,Bakan,Vali ve Kaymakam olarak atanamazlar,

-Bu sistemde Belediye Başkanlığı ve Muhtarlık Makamı kaldırılmıştır.Bu makamlara Devlet Başkanı tarafından meclis dışından Vali ve Kaymakamlar atanır.Vali ve Kaymakamlar Devleti temsil eder.Siyaset yapamazlar.Herkese eşit ve adil bir şekilde hizmet ederler,Daha önce bir kez dahi Milletvekilliği yapmış kişiler Vali ve Kaymakam olarak atanamazlar,

-Meclis Başkanı ve İki Meclis Başkanvekili Milletvekilleri içerisinden, iki Devlet Başkan Yardımcısı ve Bakanlar Meclis dışından Devlet Başkanı tarafından atanır.Diğer İki Meclis Başkanvekili Muhalefet Milletvekilleri arasından Muhalefet partisi Genel Başkanı tarafından atanır,

-34 Milletvekilinin imzasıyla Devlet Başkan'ı, Devlet Başkan Yardımcıları,Meclis Başkan'ı ve Bakanların görevden düşürülmesi için gensoru verilebilir,

-34 Milletvekilinin imzasıyla da Milletvekili Dokunulmazlığının kaldırılması için gensoru verilebilir,

-Devlet Başkan'ın,Devlet Başkan Yardımcılarının,Meclis Başkan'ın ve Bakanların görevden düşürülmesi için Meclis'te 81 Milletvekilinin evet oyu kullanması gerekir.Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması için ise Meclis'te yapılan oylamada 81 Milletvekilinin evet oyu kullanması gerekir.Milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılan Milletvekilinin ve Devlet Başkanlığı düşürülen Devlet Başkan'ın Milletvekilliği de düşer.Meclis Başkanlığı görevinden düşürülen kişinin Milletvekilliği düşmez.Meclis Başkanlığından ve Meclis Başkanvekilliğinden istifa eden kişinin Milletvekilliği düşmez.Devlet Başkanı Meclis oylaması gerekmeksizin atamış olduğu Meclis Başkanını ve Meclis Başkanvekillerini görevden alabilir.Ve yerlerine Mevcut Milletvekillerinden birini bu göreve atayabilir.Görevden aldığı Meclis Başkan'ının ve Meclis Başkanvekilleri'nin Milletvekilliği devam eder.Muhalefet Partisi Genel Başkanı'da atamış olduğu Meclis Başkanvekillerini Meclis oylaması gerekmezsizin görevden alabilir.Ve yerlerine Mevcut Milletvekillerinden birini bu göreve atayabilir.Görevden alınan Meclis Başkanvekillerinin Milletvekilliği devam eder.
Meclis kararıyla Devlet Başkan Yardımcılığı ve Bakanlığı düşürülen kişilerin yerlerine Devlet Başkanı yeni kişiler atar,

-Milletvekili olmayan Devlet Başkan Yardımcıları ile Bakanlar Meclis çalışmalarına katılabilir.Ancak Meclis oylamalarında oy kullanma hakları yoktur,

-Milletvekili olmayan Devlet Başkan Yardımcıları ile Bakanlar her türlü yargılama faaliyetlerine dahil edilebilirler.Yargı sonucu hüküm giyen Devlet Başkan Yardımcıları ile Bakanlar Devlet Başkan'ın kararı ve Meclis onayı gerekmeksizin görevlerinden düşürülür. Yerlerine Devlet Başkanı tarafından yeni atamalar yapılır,

-Yargılanma sonucu hüküm giyen Devlet Başkan'ın,Meclis Başkan'ın, Milletvekilinin ve Meclis Başkanvekillerinin Dokunulmazlığı Meclis kararı olmaksızın kaldırılmaz. Ve verilen yargı kararı Milletvekilliği sıfatı sona ermeden uygulanamaz. ( Vatana ihanet,terör,insan öldürme ve Cinsel taciz suçları hariç.Bu suçlardan birini veya birden fazlasını işleyen ve yargı kararıyla hüküm giyen Devlet Başkan'ın,Meclis Başkan'ın, Milletvekilinin ve Meclis Başkanvekillerinin Milletvekilliği Dokunulmazlığı Meclis kararı olmaksızın kaldırılır.Ve bulundukları görevden düşürülür.
Meclis içinden yeni Devlet Başkan'ı seçilir.Meclis Başkan'ı ve Meclis Başkanvekilleri yeni seçilen Devlet Başkanı tarafından atanır),

-Vefat etmiş Milletvekili sayısı ile dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili sayısının toplamı 50'nin üstüne çıkarsa veya Devlet Başkanı vefat ederse meclis fesih edilir.Ve 90 gün sonra tekrar milletvekili seçimi yapılır.O güne kadar Meclis Başkanı Devlet Başkanlığına vekalet eder.
Devlet Başkanı Gensoruyla düşürülür veya Devlet Başkanı istifa ederse Meclis seçimi tekrarlanmaz. Yeni Devlet Başkanı Meclis içinden Milletvekilleri arasından en fazla oyu alan kişi olur.Ve yeni hükümeti kurar.Gensoruyla düşürülen Devlet Başkan'ının veya Devlet Başkanlığından istifa eden Devlet Başkan'ının Milletvekilliği de düşer,

-Mecliste yasalar oylamaya katılan Milletvekillerinin salt çoğunluğunun onayıyla onaylanır,
( Örneğin bir yasanın oylamasına toplam 59 Milletvekili iştirak etti.En az 30'unun onayı var ise yasa meclisten geçer )
-Meclis'teki yasalar en az 51 Milletvekilinin katılımıyla oylanır.Altı bir sayıyla yasalar oylamaya sunulmaz,

-Anayasa değişikliği 81 milletvekilinin onayıyla onaylanır,

-Raferanduma 81 milletvekilinin onayıyla gidilir,

-Meclis 26 Milletvekilinin altında açılamaz,

-Beyazların ve Kırmızıların Genel Başkan seçimleri şu şekilde yapılır.Sadece Parti'ye üye olan kişiler Parti Genel Başkanlığına aday olabilir.Ve Partilerine siyasi parti üyesi olan adaylardan en fazla oyu alan aday partinin Genel Başkanı olur.Bir aday en fazla 3 kez Parti Genel Başkanı seçilebilir.Parti Genel Başkanı seçimi 7 yılda bir yapılır,

-Bu sistemde milletvekillerinin Mecliste oturumlarına katılma zorunluluğu yoktur.Mevcut milletvekiliyken parti değiştirmesi yasaktır.Milletvekili istifa müessesesi yoktur,

-Oy kullanma yaşı 19 yaşından küçük olmamak,Milletvekili olma yaşı 25 yaşından küçük olmamak,Devlet Başkanı olma yaşı 35 yaşından küçük olmamak,Devlet Başkan yardımcısı,Meclis Başkanı,Meclis Başkanvekili ve Bakan olarak atanabilmek için 30 yaşından küçük olmamak gerekir,

Rasim
Rasim @ARDA GENÇ - 2 yıl Önce

Yeter artık lan anladık,bi cehennem ol git artık..Ağzında sakız ettin habire çiğniyorsun..Nereye baksak senin başkanlık sistemi önerin tutturmuş gidiyorsun...Baydın artık..Anladık bişeyler biliyorsun da,bildiğini kendine sakla usandırdın çünkü...

Sızlayan Su
Sızlayan Su - 2 yıl Önce

Çok güzel bir yazı. Kavala davası skandalının üzerine söylenecek sözler tükendi artık. Bu kadarını da yapmazlar dediğimiz her şeyi yaptılar maalesef... Bu arada kanal serbesti programındaki görüşlerinizi dinledim. Çok değerli ve önemli şeyler söylediniz. Trollere bakmayın bizler sizin arkanızdayız hocam. Sevgiler...

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Madam pir sultan caldirani unutamadigin belli bırak martavallari

Ziya
Ziya @Turkish power - 2 yıl Önce

Cahil mi ne cahil...Duyan da okuyan da bir bok olduğunu sanacak bu pisliğin..Ödenekli memur sanki dangalak..Ona ötekine devamlı laf atıyor,aşağılıyor...Pis devşirme,hassi..ir ordan...Sana Arif Hoca lazım...

Mert Demir
Mert Demir - 2 yıl Önce

Gayet yerinde yorumlar , tebrikler.


banner608

banner474