banner564

Kendi düşen 

Türkiye son zamanlarda KKTC’de aldığı inisiyatiflilerle Kıbrıslı Türklerin seçme ve seçilme özgürlüğünü felce uğrattı. 
KKTC artık Ankara’nın seçtirdiği kayyım bir cumhurbaşkanı ve kayyım bir hükûmetle yönetiliyor. Yönetimle ilgili önemli kararların merkezi artık Ankara veya oradan emir alan kişilerdir.
Benim için üzücü olsa da neden bu duruma düştüğümüzü gayet iyi anlıyorum: 
Kıbrıslı Türkler kendilerini yönetebilme becerisini gösteremediler. 
Yok olmanın eşiğinde 1974’te kendilerine bahşedilen yaşam alanını berbat ettiler. 
Kuzeyden kaçan Rumlardan kalan milyarlar değerindeki taşınmaz malları ve Türkiye’nin yolladığı yardımları talan etme üzerine bir yönetim biçimi kurdular. 
Ankara’nın sıklıkla yaptığı reform önerilerini şu veya bu şekilde geçiştirdiler. “Bizi yönetenleri yönetmeyi öğrendik,” kibri ile birçok defa Türkiye’yi aptal yerine koymaya kalktılar.
Kendi ayakları üzerinde durmak için hiçbir gayret sarf etmediler.
 
Vergi toplamak yerine Ankara’dan dilenmeyi bir devlet politikası hâline getirdiler. 
“Türkiye’den parayı en iyi ben alırım,” KKTC’nin en büyük partisi olan Ulusal Birlik Partisini’nin değişmeyen sloganı oldu.
Siyasette beceriksizlik, hareketsizlik ve en beteri ahlâksızlık kural hâline geldi. 
Bu kadarı da olmaz denilen şeyler oldu ve olmaya devam ediyor.
Bunun en son örneği rüşvet aldığı iddiası ile dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra yargı önüne çıkmamak için İstanbul’a kaçan eski bir başbakanın milletvekilliğinden istifasının
Meclis’te reddedilmesidir. 
Ret oylarının sahipleri UBP ve iki küçük koalisyon ortağıdır. 
Bunun yargıya ve yasama iradesine ve genel ahlâka bir hakaret olduğunun farkında değil miydiler? Gençlere nasıl bir mesaj verdiklerini sanıyorlardı? 
Türkiye harekete geçirdiği planı muhakkak tamamlamak isteyecek.
Başka bir partiden aşırılan üç milletvekili ile kurulan bu koalisyonun Meclis’teki çoğunluğu, istenilen yasal değişiklikleri yapacak güçte değildir. 
Muhtemelen gelecek yılın ilk yarısında 
gerçekleştirilecek seçimlerde sağcı partilerin Meclis’e güçlü bir varlık olarak girmesi için her şey yapılacaktır. 
KKTC’nin en değerli varlığı olan bağımsız yargı ve kuvvetler ayrılığı son aylarını yaşıyor olabilir.
Beni en çok şaşırtan şey neden bu duruma düştüğümüz hakkında hiçbir ciddi analizin yapılmamasıdır.  
Biz ne yaptık veya yapmadık da bu duruma düştük? Bu durumdan kurtulmak için ne yapabiliriz? Bunların konuşulduğunu duymadım. 
Muhalefette veya iktidarda olsun tüm siyasi partiler dar kafalı bir inatla hiçbir şey olmamış gibi kuş beyinli çekişmelerine devam ediyorlar.
UBP ise kendi kurduğu devletin can çekiştiğinden umursuz büyük ikramiyeyi kazanmış gibi sırıtmaktadır. 
Biz Kıbrıslı Türkler bu kadar duyarsız ve akılsız mıydık?
Neden bunun daha önce farkına varmadım?
Kendi düşen ağlamaz diyeceğim ama bu doğru değil. Kendi düşen de ağlar.  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Atamayana atarlar 50 yıldır yetti gari bundan sonra böyle devam eder gider

banner608

banner473