banner564

Kıbrıslı Türk’ün yeşille imtihanı

 Bir gün arabamla geçerken baktım ki Çatalköy-Ozanköy arasındaki asfaltın kenarına kaldırım döşeniyor.
 
Sağlı sollu, geniş geniş kaldırımlar.
 
Denize giderken kullandığım, çevresinde birkaç ev bulunan bu yolda pek kimse yürümez.
 
Neden buraya kaldırım yapılıyordu?
 
Kaldırım yolu daraltıyordu, hatta bazı yerlerde ondan genişti.
 
Daha kötüsü, kır çiçeklerinin ve otların son sığınağı olan yol kenarlarını yok ediyordu.
 
Gelecek ilkbaharda burada toprak, çiçek, yeşillik görülmeyecekti. Onların yerinde çirkin, dikdörtgen çimento parçaları olacaktı.
 
Çatalköy’ün eski adı Ayios Epiktitos’tur. Savaştan önce orada oturanların hepsi Rum idi.
 
Çocukluğumda, babamın ormancılık yaptığı Arapköy’e bisikletle giderken içinden geçerdik. Yolun kenarındaki masif kaya her ilkbahar, boydan boya kendiliğinden açan Latin çiçekleri ile kaplı olurdu.
 
1974’te Rumlar gitti, Türkler geldi.
 
Aradan geçen 44 yıl içinde belediye Çatalköy’e acaba 44 ağaç dikti mi?
 
Latin çiçekleri ise çoktan söküldü. Kaya, kireçle beyaza boyandı.
 
Şimdi çiçeklerin yerinde başka ağaçları boğan azgın, yabani bir bitki var.
 
Çatalköy, iki kilometre uzunluğundaki lüzumsuz yeni kaldırımlarına ne ağaç dikti ne de dikilebilmesi için boş yer bıraktı. Daha önce yaptığı kaldırımları da ağaçsızdır.
 
Dikkat edince, adanın geleneksel mimarisi ile alâkası olmayan bu yeşilsiz ve zevksiz kaldırım tutkusunun sadece Çatalköy’e ait olmadığını gördüm.
 
Ozanköy’den Girne’ye, oradan Lapta’ya,  Güzelyurt’a ve Gemikonağı’na, yürüyeni olmayan köy yollarında aynı tip kaldırımlar var. Ağaçsız tabii.
 
Birkaç hafta önce içinden geçtiğim, daha da batıdaki Yedidalga Köyü’nde de Çatalköy vari kaldırımlar inşa edilmekte idi.
 
Geriye kala kala Rum bölgesine en yakın köy olan Yeşilırmak kaldı. Bakalım orada rant çanları ne zaman çalacak ve kaldırımlar yaratan ırk ne zaman faaliyete geçecek.
 
Köylerde, evlere seki yapabilirsiniz ama kaldırıma ihtiyaç yoktur. Toprakta yürümek dururken insan neden betonda yürüsün?
 
Ayrıca, yol kenarları sadece insanlar için değildir.
 
Buraları köylük yerlerde yapılaşmanın ve tarımın kovduğu kır çiçeklerinin tamamen yok olmaması için hayatidir. Bu çiçekler de kuşlar, arılar ve böcekler için.
 
Yokoluşun doğanın her yanını sardığı bu çağda, sağlıklı bir ekosistem için nerede ne inşa edilirse edilsin bu dengeye özen göstermek gerekir.
 
Bu, o kadar da zor değildir.
 
Ama uzmanlığımız beton dikmektir, ağaç değil.
 
Bir zamanlar Akdeniz’in en güzel kasabalarından biri olan Girne, hızla blok apartmanlar şehrine dönerken üzülerek anlıyorsunuz ki bu hiçbir zaman değişmeyecek.

YORUM EKLE

banner608

banner473