banner564

Kimlikle giriş gerçeği

Bazı kişile araştırma yapmadan ve kendi noksanlarımız ile  hatalarımızı göz ardı ederek, asayiş sorunlarının anavatandan kimliklerle girişlerden kaynaklandığını ileri sürüyoruz.
Geçmişi az çok bilen bir kişi olarak bu konuda bir gerçeği hatırlatmakta yarar görürüm.1974 Barış harekatından sonra portakalları ağaçlardan toplayacak,  tarımsal üretim yapacak iş gücümüz yoktu. Piyasa olağanüstü durgundu. Geçmişte Türkiye’de pasaport çıkarılması şimdi olduğu gibi kolay değildi, çok zor ve zaman alıcıydı. İşte bu nedenle   Türkiye’den ülkemize emekçi ve turist gelmesinin kolaylaştırılması amacı ile, kimlikle giriş yöntemi, bizim isteğimiz üzerine uygulanmaya başlandı.
Türkiye’den iş gücü gelmesi sayesinde adanın kuzeyinde yaşam normalleşti; Tarımsal faaliyetlerimiz ve üretimimiz yeniden canlandırıldı. Ayrıca kimlikle giriş kolaylığı sayesinde, piyasamız canlandı ve valiz ticareti sonucu elde edilen kazançla bir çok zengin iş adamına sahip olduk.
Herkesin şikayetçi olduğu, fakat her nedense siyasi iktidarların önem vermediği asayiş sorunlarının da, kimlikle girişlerden kaynaklandığını ileri sürmek kolaycılıktır.
Çünkü halen uzak doğu ve Afrika ülkelerinden pasaportla gelenlerin suç işleme oranının Anavatandan kimlikle gelenlerden geri kalmadığı inkar edilemeyen bir gerçektir.
KKTC’de iç güvenlik konusundaki noksanlarımız, gereksinimlerimiz ve yapılması gerekenler neler olduğu üzerinde düşünmek, gerçeklere dayalı yorum yapmak yerine, suçu üstümüzden atmakta belki de dünyada birinci sıradayız.
Her şeyden önce başka ülkelerde ve geçmişte Kıbrıs’ta  İngiliz ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, asayişin nasıl sağlandığı araştırılıp öğrenilmelidir.
İngiliz  ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, kırsal alanlarda Desteban olarak tanımlanan kır bekçileri vardı. Desteban’lar sayesinde kırsal alanlarda tarım arazilerine, ormanlara  zarar verilmesi önemli derecede önlenirdi. Herkes malına ‘malım’ diyebilirdi.
Polisler ise köylerde ve kasabalarda gece, gündüz land-Rover ile, yaya, hatta bisikletle devriye görevi yaparak suç işlenmesi caydırılırdı.
Uygar ülkelerde ise hem polisler sokakta görev yapar, hem de teknolojik yeniliklerden istifade edilerek, halkın yoğun olduğu alanlar kamera sistemleri ile gözetim altında tutulur.
Yabancılardan kaynaklanan asayiş sorunlarının önlenmesi için, ülkeye girişlerde, belirlenecek kriterler uygulanmalı. Nerede kalacağını kanıtlayamayan ve  kalacağı süre geçimini sağlayabilecek kadar parası olmayan kişilerin girişlerine izin verilmemeli. Yabancıların  iş ola okula kayıt yaptırarak,  ülkemizde çalışmamaları için önlem alınmalı.
Hükümetin daha önceki iktidar döneminde kuzeyli soydaşlarımıza verilen vatandaşlıkları iptal etmesi ve halen ülkemizde kaçak olarak yaşayan ve çalışan uzak doğulu göçmenleri dikkate almaması da anlaşılması zor bir davranıştır.
Çünkü kuzeyli soydaşlarımızın ülkemizde yaşaması ve çalışması bize güç kazandırmaktadır. Kazandıkları parayı da beraberlerindeki aileleri ile ülkemizde harcamaktadır. Oysa uzak doğulu ve Afrikalı kaçak işçiler kazandıkları paraları, döviz olarak ülkelerine göndermektedir.
Kısaca, yabancıların ülkemize nasıl bir belge ile geldiklerinin hiçbir önemi yoktur. Suç işlemeye meyilli olan kişilerin kimlikle de pasaportla da ülkemize girmesi mümkündür.
 Bu nedenle yabancılardan kaynaklanan suçların önlenmesi için giriş limanlarında ülkemize gelen kişiler için belirli kriterler uygulanmalı ve bizim güvenlik asayiş konusunda gereken her türlü önlemi almamız  gerekir.

YORUM EKLE

banner608

banner474