banner564

KKTC baskı rejiminin eşiğinde mi?

İki hafta kadar önce burada, Türkiye’de olması mümkün olmayan bir şey oldu:
Lefkoşa’da bir mahkeme TRT’nin adada muadili olan BRT’nin genel müdürünü seçim yasaklarını ihlal ettiği için iki ay hapse mahkûm etti. 
Karar açıklandıktan sonra Meryem Özkurt kelepçelendi ve cezaevine yollandı. 
Özkurt, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce, o zaman iki adaydan biri olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Ankara’nın desteklediği kişi olduğu izlenimi yaratacak iki merasimin yayımlanmasına aracı olmuştu. Yayını durdurması için sözlü ve yazılı olarak uyarılmasına rağmen yasayı çiğnemeye devam etti. Mahkemedeki savunmasına bakılacak olursa bunu yukarıdan aldığı talimatla yaptı.
Herhalde - bizim buraların deyimi ile - “büyük koçlar” Yüksek Seçim Kurulu’nu dinlememesini buyurdular. Bir şey olmaz, olursa seni kurtarırız dediler.
Ama kurtaramadılar.
Çünkü burası hâlâ Türkiye değil.
Burada yargıçlar görevlerinde bağımsızdırlar ve yasalara uygun olarak vicdanlarına göre hüküm verirler. Kimse yargıçlara emir veya talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Herkes, ne kadar büyük bir koç olursa olsun, mahkeme kararlarına uymak zorundadır.
Buna rağmen Özkurt’u yasaları çiğnemeye zorlayarak yasaları çiğneyenler, herhalde vicdanları sızlamış olacak ki, şimdi kişiye özel af ile onu hapisten kurtarmayı tasarlıyorlar.
Bu kanunsuzluğa kanunsuzluk eklemektir. Yargı süreci devam ederken – konu istinaftadır – Meclis mahkeme kararını görüşemez.
Adanın ikiye bölündüğü 1974’ten bu yana hastanelerden devlet dairelerine bütün kurumlar çürüdü. Bundan bugüne kadar kendini büyük oranda koruyan tek kurum yargıdır. En çok yozlaşan da siyaset kurumudur. Son cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerden sonra bu yozlaşma doruk noktasına ulaşmıştır. 
Özkurt dört duvar arasında olmasını bu çürümeye borçludur.
Cumhurbaşkanı Tatar ve UBP Hükûmeti, Ankara’dan aldığı talimat doğrultusunda KKTC’de Türkiye’dekine benzer bir baskı rejimi yaratmak üzere faaliyettedirler. Bu amaçla özgürlükleri kısan, yönetimin sevmediği herkesi hapse atmasına olanak sağlayacak, muğlak yasaları Meclis’e sevk ettiler. 
Bunu sırf Ankara buradaki kapsamlı demokrasiyi sevmiyor diye yaptılar. Burada yaşayanlar özgürlüklerden şikâyetçi diye değil. Erdoğan adada ona karşı olan sesleri susturmak istiyor ve Tatar, UBP ve ortaklarını bu amaca ulaşmak için araç olarak kullanıyor.
Tatar ve ortaklarının Ankara’nın emri ile ortadan kaldırmaya giriştiği yer, neredeyse iki milyarlık Müslüman dünyasındaki tek demokrasi, tek hukuk devletidir. 
Hepsi tek adam rejimini seçen Müslüman ülkeler, bu rejim altında refaha kavuşup dünyanın saygın devletleri arasına katılmış olsalardı belki “o zaman biz de deneyelim,” diyebilirdik.
Ama diğerleri bir tarafa, AKP’nin Türkiye’yi ne hâle soktuğuna bakın: halkı mutsuz, ekonomisi sallantıda, dış politikası müflis. Uluslararası arenada saygınlığını kaybetmiş, sadece stratejik konumunun alım gücüyle dış politikasını yürüten bir devlet.
AKP’nin nesine, hangi başarısına güvenerek aklına uyacağız…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

KKTC Türkiye ilişkilerinde Parayı veren düdüğü çalandır , aksi halde Para yok ve maaş yok ! Verilen protokolları uygulamaz isek var mı gidebileceğimiz başka bir kapı !!

Metin Münir
Metin Münir @Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Başka birçok kapı var: vergi kaçıranların kapısı. KKTC'de vergi kaçırma oranı yüzde 80-90 arasındadır. Ve KKTC vergi toplamak istemediği için AKP'nin şamar oğlanı olmuştur.

Yurdakul
Yurdakul - 2 yıl Önce

Sağolun varolun

Tahir kaya
Tahir kaya - 2 yıl Önce

TRT'den BRT'ye transfer olmak herşeyi açıklıyor sanırım.

Merasimleri yayınlamamak, baskı yaparlarsa da istifa etmek daha güzel bir davranış olurdu.

Şebnem
Şebnem - 2 yıl Önce

Allahım bizi ahlaklı insanlarla buluşturmayı nasip et

Sonuçta gideceğimiz
Sonuçta gideceğimiz - 2 yıl Önce

yer toprağın altı değil mi? Niye bu hırs, niye bu kötülük??

Erol Daglier
Erol Daglier - 2 yıl Önce

KKTC yargısını kutlypr bu tutumunu sürdürmesini diliyor.

Niyazi D
Niyazi D - 2 yıl Önce

Beceriksizlikten çok ihtiras, öc alma, bedel ödetme gibi nedenler bu yanlışların kaynağı. Önümüzdeki dönem halkın iyiliğini, saadetini, demokrasiyi ön planda tutacak olan, milletin derdine deva olan, geleceğin temellerini atacak bir yönetim gelir, biz de biraz rahatlarız.

Kara
Kara - 2 yıl Önce

Platon'un devlet kitabında şöyle der:


banner471

banner474