Türkiye’de enflasyon Mart’ta yıl bazında yüzde 61’e ulaştı.
Geçen altı ay içerisinde Türk Lirası da dolar karşısında yüzde 40 değer kaybetti.  
Derin bir ekonomik krizin göstergesi olan bu rakamlar KKTC için muhakkak ki daha yüksektir.
Çünkü: 
(1) Ada ülkesi olduğu için KKTC ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü ithal etmektedir, 
(2) Bu ithalatın büyük bir bölümü enflasyon cenneti Türkiye’den yapılmaktadır, 
(3) Azımsanmayacak bir miktardaki dövizle yapılan ithalat da her gün biraz daha pahalılaşmaktadır, 
(4) Yönetim, krizi hafifletecek kapasiteye ve kaynaklara sahip değildir.
CTP başta olmak üzere bazı muhalefet partileri TL’den Euro’ya geçmeyi düşünmeye başlamanın zamanının geldiğini savunuyor. Bu makul ama imkânsız bir projedir. 
Evet, Euro bölgesinde enflasyon düşüktür. Euro kullanan komşumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yıllık bazda enflasyon oranı Şubat 2022’de yüzde 6.6 idi. 
Ama KKTC’nin bu koşullarında TL’nin yerine Euro ikame etmesi birçok nedenle mümkün değildir. Tatlı bir rüyadır sadece.
Geçenlerde bir yerde KKTC’de enflasyonun bu yıl yüzde yüzü aşacağını okumuştum. Bunun abartılı bir tahmin olduğunu sanmıyorum. 
Ukrayna savaşı ve yükselen petrol fiyatları ekonomiye ümitle bakmayı imkânsızlaştırıyor. Türkiye’de olduğu gibi KKTC’de de ekonomik durumu daha da kötüleştirecektir.
Ekonomi politikalarını faizin haram olduğu İslam kaidesine göre yürüttüğünü söyleyen Erdoğan, değeri düşen liranın ihracatı artıracağını, bunun da üretim ve istihdamı yükselteceğini savunuyor. Aynı ümit, boş laftan başka ihraç edecek pek fazla bir şeyi olmayan KKTC için geçerli değildir.
Bu koşullar altında KKTC ekonomisini rasyonel bir yapıya yöneltecek tek şey, Ercan Havaalanı ile Mağusa Limanı’nın uluslararası trafiğe açılmasıdır. KKTC’de cidden büyümeye müsait tek alan turizmdir. Ama bırakın büyümeyi turizm sektörü hızla daralmaktadır. Girne’de kapılarını kapatmış beş yıldızlı oteller vardır. Mağusa’nın Bafra bölgesindeki oteller ise müşterisizlikten ağlamaktadır.
Neredeyse yarım yüzyıldır ambargo altında yaşayan KKTC’ye yabancı uçak şirketleri uğramamaktadır. Bu da Kıbrıs’ı büyük oranda sadece Türkiyeli turistlerin uğrak yeri hâline getirmiştir. O kaynak da Covid-19 ve ekonomik kriz nedeniyle kuruyor.
Karşı taraf Ercan Havaalanı ile Mağusa Limanı’nın viran Rum turizm kenti Maraş’ın Birleşmiş Milletler gözetiminde eski sahiplerine iadesi karşılığında uluslararası statüye kavuşmasını teklif etti.
Bu gerçekleşirse KKTC Avrupalı turistlerin zahmetsiz bir şekilde gelebileceği bir yer hâline gelecek. Devalüasyon nedeniyle Akdeniz’de belki de en ucuz turizm destinasyonu olan KKTC bu koşulda bir turizm patlaması yaşayacaktır. Bu da birçok sektörün canlanmasına yol açacak.
Ne var ki, sanki başka bir seçenek varmış gibi, Rumların aslında KKTC’nin tanınması anlamına gelen bu önerisi gündemde değildir. 
KKTC’yi yöneten, milliyetçiliği ile yetersizliği at başı giden köhne ekip hiçbir taviz vermeden sorunu çözeceğini sanmakta, halkı “iki egemen eşit devlet” rüyası göstererek uyutmaya devam etmektedir.
Meydan sizin. Buyurun çözün arkadaşlar.