banner564

Köpekbalığı yüzgeç çorbası alır mıydınız?



Sabah çayımı içerken abonesi olduğum gazeteleri okuma alışkanlığındayım. 
Belki bu huyumu terk etmeliyim çünkü gazeteleri okumak birçok güne ruh çökertici haberlerle başlamama neden oluyor. 
İşte Perşembe günkü New York Times Gazetesi’nden bir haber: 1970’ten bu yana aşırı avlanma nedeniyle okyanuslarda yaşayan köpekbalıklarının sayısı yüzde yetmiş azaldı. 
Bu bulguyu dünyanın en saygın bilim dergisi olan Nature’da yayımlayan araştırmacılar gerçek rakamın daha da yüksek olabileceğini, çünkü avlanmanın en yoğun olduğu bölgelerden elde edilen sayıların eksik olduğunu kaydettiler.
Avlanma son sürat devam ettiği için geriye kalan köpekbalıklarının dörtte üçü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya imiş. 
Bu bilgiyi yaşanmakta olan ekolojik çöküntüye ekleyebilirsiniz: kelebeklerden fillere birçok yaratık son yıllarda insan-nedenli olağanüstü bir yok oluş sürecindedir. Bir milyondan fazla tür tamamen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
New York Times’ın haberinde eksik bir ayrıntı var: Bu da köpekbalıklarının yüzgeçleri için avlandıklarıdır. Özellikle Çin’de köpekbalığı yüzgeci çorbası lüks, prestij bahşeden bir yemektir.
Balıkçılar köpekbalıklarını avlamakta ve yüzgeçlerini kestikten sonra onları canlı canlı okyanusa atmaktadırlar. 
Kollarınız kesildikten sonra denize fırlatıldığınızı düşünün.
Kesildiği yerlerden süratle kan kaybeden balık, yüzgeçsiz yüzemediği için boğulmakta ya da başka balıklara yem olmaktadır. 
Bu gaddarlığa karşı dünyada yükselen bir tepki var ve bazı ülkeler denizde “yüzgeçsizleştirme”yi yasakladı. 
Ama bir kilo yüzgeç 1.100 dolara satıldığı için balıkçıların bu barbarlıktan vazgeçmesi pek olası değil.
Uzmanlar yılda 70 ila 100 milyon köpekbalığının avlandığını, bunlardan çoğunun yüzgeçleri kesildikten sonra can verdiğini söylüyor. 
Az çoğaldıkları ve yavruların olgunlaşması zaman aldığı için köpekbalıklarının bu katliama uzun süre dayanabilmesi mümkün görünmüyor.
Aslında aşırı avlanma nedeniyle denizlerde azalan sadece köpekbalıkları değildir. İnsan her yıl denizden yüz milyon tona yakın balık çıkartıyor. Araştırmalar gösteriyor ki bu eğilim devam ederse okyanuslarda balıktan çok plastik bulunacak. Otuz yıldan az bir zaman içinde denizlerin 937 milyon ton plastik, 895 milyon ton balık barındıracağı tahmin ediliyor.
Doğanın mucizevi bir kendini iyileştirme yeteneği var. İki-üç yıl balık avlanmasa veya hatta bugün avlanılan miktar yarıya indirilse denizler süratle balık dolacak.
Nitekim dünya çapında karaların ve denizlerin yüzde otuzunun 2030’a kadar doğal hâline bırakılmasına dair hız kazanan bir akım var.
Paranın hükümdar olduğu gezegende bu akıma bütün devletlerin katılacağını düşünmek çok zor. 
Belki virüslerin yalınkılıç insanlığa dalmasının doğayı yok etme girişimimize bir tepki olduğu idrak edilir.  Doğayı yok etmekten vazgeçmezsek onun bizi yok edeceği anlaşılır. Ve…
Kim bilir…

YORUM EKLE
YORUMLAR
ali özdemir
ali özdemir - 3 yıl Önce

Kıbrıs ile ilgili yazılarınızı bekliyoruz ara sıra

Hasan Nuri
Hasan Nuri @ali özdemir - 3 yıl Önce

Katılıyorum, Kıbrıs konusunda Toplumu bilgilendirebilecek en tecrübeli ve en bilgili kişilerden birisi de Sayın Metin Munirdir,

Ali
Ali @ali özdemir - 3 yıl Önce

Haklisin valla, kopek baliklari falan bizi ilgilendirmez, onlar uzaklarda olan seyler bize etkisi olmaz, bize ne, oyle degil mi? :)

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Çok güzel bir yazı
Bu gün Doğayı ve Denizleri en çok kirleten Kalkınmakta olan ülkelerdir, Gelişmiş ülkeler Hava , Çevre ve Deniz kirliliği için kayda değer önlemler almışlardır tabii ki bunun parasal bir yönü de vardır , Fakat içinde bulunduğumuz Küçücük KKTC de Çevremize Denizimize ve Havamıza yıllardır zehir saçan filtresiz teknecik santralımıza ne demeli !!

Bir Vatndas
Bir Vatndas @Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Evet ama unutmayalim ki gelismis ulkeler de zamaninda istedikleri gibi cevreyi kirleterek gelismislerdir. Simdi gelismekte olan ulkelere "Siz cevreyi kirletiyorsunuz" demeye haklari yok.
Ustelik en cok cevre kirliligi yaratan yine direk veya endirek bir sekilde gelismis ulkelerdir. Yani eger bugun, mesela Cindeki fabrikalar en son model pahali cep telefonlarini, laptoplari vs uretmek icin cevreyi kirletiyorlarsa, bunun sebebi bu telefonlarin gelismis ulkelerde satilmasi yuzundendir.
Ulkeler gelistikce consumerism aratcak ve consumerism arttikca kirlilik de aratacaktir.
Icinde buludnugumuz KKTC de ben bu konulari "Konusacak birilerini bile bulamiyorum" . :) Durum bu kadar vahim yani.

Faruk Ercan
Faruk Ercan - 3 yıl Önce

Teşekkürler.

mustafa yüksel
mustafa yüksel - 3 yıl Önce

Doğayı korumanın ilk adımı küresel ısınmayla mücadele olmalı.

Bir Vatandas
Bir Vatandas @mustafa yüksel - 3 yıl Önce

Hem dogaya verilen hasarin hem kuresel isinmanin sebebi bir yandan insanlarin sayisinin artmasi ve diger yandan tuketiciligin artmasi. Yani bir yandan insan nufusunu kontrol etmeli diger yandan tuketim kulturunu (Consumerism) sinirlamaliyiz. Bunlarin her ikisi de cok zor.

Ruh İkizi
Ruh İkizi - 3 yıl Önce

“İnsan, insanın kurdudur!” mudur sadece?
Evet, bir zamanlar öyleydi. Her yere müdahale edemiyor, gücü yetmiyordu. Ama zamanlarda da hem cinsinin soyunu tüketmekle meşguldü.
Böyle böyle geldi Kızılderililer’in,İnkalar’ın, Aborijinler ‘in sonu!..
Şimdilerde teknoloji gelişti.Artık karada ve denizde tek hakim insanoğlu....Onun elinden
kurtulabilene aşk olsun!
“Tanrı’nın sopası yok!”derler. Sakın virüsler
Tanrı’nın sopası olmasın?
Elinize sağlık Sayın MM. Sağlık dileklerimle.

Duygu Pınar
Duygu Pınar - 3 yıl Önce

Tarih tekerrür eder ve MM bir kez daha kendini "İnsan yok olsa kainat ne kaybeder?" noktasında bulur. Eser miktar, cümlesini tamamlamaktan alıkoyar onu.

Ahmet Elgin
Ahmet Elgin - 3 yıl Önce

İddia ediyorum Kovid 19 ile küresel ısınma- küresel kirlenme arasında ilişki vardır. Virüs yeni şartlara kendini adapte ederken patojenite kazanıyor ve insanlık da acı cekiyor.

Bir vatandas
Bir vatandas @Ahmet Elgin - 3 yıl Önce

Hayir virusun patojenitesinin sebebi kuresel isinma degil. Virusun mutaysona ugrama riski, 1) Bulastigi insan sayisi arttikca, 2) Bulastigi hayvan turleri ve sayilari arttikca, 3) salginin suresi uzadikca artmaktadir. Iklimle , kuresel isinmayla alakali degil yani.

Gurel ASIK
Gurel ASIK - 3 yıl Önce

Insanlar heva ve heves ( hedonist ce sorumsuzca sınır tanımadan maddi tatmin ) pesinde kosar kalbi ve ruhi bir hayatı terk ederse hayat siddete donusur yok edis baslar tabiki sebebi budur bunun malesef


banner471

banner473