banner564

Kulağımda büyücü var

Kuzguncuk
Yıllar önce bir yaz günü akşam serinliğinde balkonda kitap okurken kızım Sara çıkageldi. 
“Annie’nin adının Annie Beyaz Pati olduğunu biliyor muydun?” 
Annie o zaman altı yaşında olan kedimiz. Adını, çocukların çok sevdiği bir dansçıdan aldı.
“Hayır” dedim. “İlk defa duyuyorum.”
“Dört beyaz patisi olduğu için. Az önce onu görmeliydin. Beyaz patileriyle garaj kapısının üzerindeki ince demirin üzerinde cambaz gibi yürüdü. Kraliçe gibi. Yavaş yavaş. Tam adı Annie Beyaz Pati Münir.”
Birkaç gün sonra öğleye doğru odamda yazı yazıyordum 
ki merdivenlerde Sara’nın ayak seslerini duydum. Daha üç yaşında bile olmadığı için cam kapının koluna yetişemiyordu. Yüzünün ifadesinden bana bir şeyler söylemeye geldiğini anladım.
Kalkıp kapıyı açtım, onu kucağıma aldım. 
“Kulağımda bir büyücü var” dedi. “Kahverengi ve yeşil bir büyücü.” 
Bu tür sözlere gülmemek konusunda karımdan tembihliydim. 
Eşim anneliğe hazırlanırken okuduğu (ve bazı bölümlerini bana da okuttuğu) The Magic Years (Büyülü Yıllar- Selma H. Fraiberg [1918-1981] ) adlı kitaptan çok etkilenmişti. Kitap çocukların realite anlayışının nasıl geliştiğine dairdi. 
Küçüklerde gerçek ve fantezi, yetişkinlerde olduğu gibi birbirinden ayrılmış değil, iç içedir. 
Bilgi edinme ve mantıki düşünme süreci tamamlanmadan önce yaşadığı “büyülü yıllar”da çocukların fantezileri gerçek kadar canlıdır. 
“Yatağımın altında gülümseyen bir kaplan var” diyen çocuk için (kitapta böyle bir çocuk var) kaplan yatak kadar gerçek bir varlıktır. Bu sözleri söyleyen çocuk gerçekten odasını yetişkinlerin görmedikleri, daha doğrusu, görmeyi çoktan unuttukları, gülümseyen bir yaratıkla paylaşıyor.
“Hadi ordan” dememek, çocuğu ciddiye almak gerekir. 
Gelgelelim, karım konuyla ilgili brifinginde kızımızın kulağının bir büyücü tarafından işgal edilmesi hâlinde alınacak önlemler konusuna girmemişti.
“Bakalım bakalım şu kulağa.” 
Eğilip dikkatle kulağını inceledim.
“Bir şey görmüyorum” dedim.
“Kulağımda büyücü var!”
Sara, annesinin karnından kararlı ve inatçı doğdu. Kulağımda büyücü var diyorsa kulağında büyücü vardır. 
Bu gibi durumlarda onu annesiyle bir araya getirmenin en iyi politika olduğunu tecrübeyle biliyordum. 
“Annene söyleyelim,” dedim. 
Merdivenlerden inip mutfağa yürüdük. 
“Kulağımda büyücü var,” dedi kız annesine.
“Kahverengi ve yeşil bir büyücü,” diye tamamladım. 
“Onu ordan alıp atayım mı?” diye sordu eşim hiç tereddüt etmeden, işi full-time kulaktan büyücü çıkarmak olan bir uzman soğukkanlılığıyla.
“At!” dedi Sara. 
Eşim sağ elinin başparmağı ile işaretparmağını birleştirip çocuğun kulağına götürdü ve âni bir cımbız hareketiyle “büyücü”yü söküp aldı. 
“Gitti şimdi,” dedi.
Sara’yı yere bıraktım ve “eyvah!” diye bağırarak yere yıkıldım ve ezan okuyan bir müezzin gibi sağ elimle kulağımı kapatarak, “Şimdi de benim kulağıma geldi,” diye inledim.
“Soytarılığı bırak,” dedi karım.
Sara geçenlerde 25 yaşına bastı. Umarım her zaman yatağının altında gülümseyen bir kaplan bulunur.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ali ozdemir
Ali ozdemir - 3 yıl Önce

Torunum olduktan sonra dış perisi öğrendim çocuklar büyürken çalışmaktan takip edemedik

m.şakir katman
m.şakir katman - 3 yıl Önce

Gülen kaplan çok nadir bulunur. Kızınız şanslı imiş. Nice yıllara :))

ruh ikizi
ruh ikizi - 3 yıl Önce

Tanrı, her çocuğa böyle bilinçli bir anne bir de baba nasip etsin!..

Yasemin Oral
Yasemin Oral - 3 yıl Önce

Sara çok şanslı. Onu gerçekten dinleyecek insanların eksik olmayacağı mutlu yılları olsun dilerim.

Salda Zaman
Salda Zaman - 3 yıl Önce

Harika bir anı. Ben de çocuktaki bu tür korkuların kesinlikle yumuşatılması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle hassas çocuklarda bu daha da önemli.

Faruk Ercan
Faruk Ercan - 3 yıl Önce

Teşekkürler.

banner471

banner474