banner564

Lefkoşa’daki kötü koku sorunu

Son birkaç günden beri Lefkoşa’nın her yerinden hissedilen kötü koku nedeniyle vatandaşların sosyal paylaşım sitelerinde ortaya koyduğu tepkiler, ülkemizde artık çevre duyarlılığının sevindirici düzeye ulaştığını gösterir.
Halkımızın sorunlar karşısında sessiz kalmayıp tepki göstermesi, yetkililerin görev ve sorumluluklarını yapmasına katkıda bulunması bakımından yaralıdır.
Nitekim sosyal paylaşım sitelerinde vatandaşların şikayetleri üzerine, Lefkoşa Belediye Başkanı, hemen konu hakkında açıklama yaptı.
Bilimsel olarak kötü koku; ozmogen (kötü koku yayan) maddelerin ortamdaki yoğunluğu yüksek olduğu zaman hissedilir ve insan sağlığı için tehdittir.
Hayvan gübrelerde de genel olarak amonyak, hidrojen, sülfür gibi inorganik ve kötü kokan organik maddeler vardır.
Bu gazların düşük dozları bile solunum yolu ile alındığı zaman, yorgunluk, iştahsızlık, baş ağrısı, sinirlilik, baş dönmesi, hafif hafıza kaybına sebep olabilir.
Hidrojen sülfitin, kokusu algılanabildiği konsantrasyonda, sağlığa herhangi bir zararı olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. Ancak solunan havada hidrojen sülfit konsantrasyonu 1120 mg./metre küp üzerinde olduğu takdirde, ölüme bile sebep olabilir. Güvenli sınırda kalmak için, bu değerin 30 mg./metre küpün altında kalması gerekir. Gübrelerdeki protein parçalanması esnasında ortaya çıkan NH3 miktarı ise, soluduğumuz havada yüzde 5 oranından fazla olursa, 10 dakika gibi kısa bir zamanda ölüme yol açabilir.
Bunun yanında gübrelerde insanlar için çok tehlikeli ve bulaşıcı patojenik mikro organizmalar da bulunabilir. Özellikle tifo, paratifo, dizanteri, çocuk felci, sarılık(hepatit), Diyare, gibi hastalık amilleri ve askaris, oxirus, Fasciola, Taenia gibi asalaklar bulunma riski oldukça yüksektir.
Hayvan gübreleri bir yıl bekletilerek ayrışması sağlandığı takdirde, olumsuz etkileri büyük ölçüde ortadan kalkar. 
Lefkoşa halkını rahatsız eden kötü koku sorunu hakkında bazı gerçeklerin bilinmesinde yarar vardır.
 Açıklamalardan kötü kokunun, Alayköy ile Gönyeli ovalarındaki tarlalara konulan sığır ve tavuk gübresinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Rüzgarın Lefkoşa istikametine doğru esmesi sonucu da, gübre kokusu vatandaşları rahatsız etmiştir. 
Yalnız, tarımda hayvan gübresinin eskiden beri kullanıldığı ve başarılı bir yetiştiricilik için kullanılmasının kaçınılmaz olduğu unutulmamalı. Çevre ve sağlık dostu olan organik tarımda bile, hayvan gübresi kullanılır.
Ayrıca ülkemizde yapılan araştırmalara göre, topraklarımız organik madde içeriği bakımından çok fakir olduğundan, başarılı yetiştiricilik için, mutlaka hayvan gübresi kullanılması gerekir.
Tavuk gübresine gelince, azot bakımından en zengin hayvan gübresidir ve tarımda kullanılmasında hiçbir sakınca olmaması bir yana, çok yararlıdır.
Yalnız son günlerde şikayet edilen kötü kokunun, muhtemelen gübrenin taze olarak tarlaya dökülmesinden kaynaklandığı görüşündeyim.
Normalde bilinçli çiftçiler, gübreyi en az bir yıl muhafaza ederek, ayrıştıktan sonra ve hümüs kıvamına gelince kullanır. Bu durumdaki gübrenin kötü kokusu yoktur.
 Zaten gübrenin taze olarak verilmesi, pis koku saçması yanında, tarım tekniği bakımından da sakıncalıdır çünkü ayrışma esnasında topraktaki azotu kullanır.
Sonuç olarak, şikayetlere sebep olan kötü koku sorununun ortadan acilen kaldırılması için, Alayköy ve Gönyelide tarlalarda bulunan gübrelerin yayılarak toprağa karıştırılması sağlanmalı. Ayrıca çiftçilere tarlalarına taze gübre koymamaları önerilmeli.
YORUM EKLE

banner471

banner473