banner564

Rüzgâr esiyor

 Ağaçları eğiyor. Dalları kırıyor. Yaprakları uçuruyor. Kamışları dalgalandırıyor. Ekinleri yatırıp kaldırıyor. Tohumları uçuruyor. Otları kurutuyor. Turunçları düşürüyor. Bulutları dağıtıyor. Her ağaçtan ayrı bir ses çıkarıyor. Rüzgâr esiyor ve bir tek onun sesi duyuluyor, bir de limonun çevresinde kaynaşan serçelerin. Rüzgârın çizgilerinde birer nota. Rüzgâr esiyor ve her şeye dokunuyor. Rüzgâr esiyor ve bahçe de onunla beraber esiyor. Serin havayı içime çekerken hem uykudayım hem uyanık, hem buradayım hem değil. Bir başka boyutun eşiğindeyim, kapısı burada, çok yakında, ama nerede, bulamıyorum. Rüzgâr esiyor. Ağaçtaki son mandalinaları toplarken, rüzgâr bir akvaryum, ben içinde bir balığım. Başparmağımın tırnağı ile kabuğunu kaldırıp mandalinayı soyuyorum. İkiye ayırıyorum. Tombul dilimlerden birini ağzıma atıyorum, dişlerimi üzerine indiriyorum, suyu ağzıma akıtıyorum. Ceplerimi mandalina ve portakal dolduruyorum. Portakallar göründüklerinden daha ağır, süt dolu memeler gibi. Rüzgâr esiyor ve hiçbir şey ona karşı koymuyor. Ağaçlar, çiçekler, otlar, nereye itiyorsa oraya eğiliyor, sonra eski durumuna dönüyor, tekrar itilinceye kadar. Bir kitapta okumuştum. Bitkiler, muhtemelen, kendilerini havadan ayrı hissetmezler. Çevrelerindeki havayı varlıklarının uzantısı sanırlar. Ya da havanın devamı olduklarını. Yaprakları vasıtasıyla emip enerjiye çevirdikleri ışınları yollayan güneş ile ayrı değil, onunla muttasıl. Eğer öyle ise bitkiler kendilerini bütün kâinatın bir parçası hissetmeli. Hava, yani atmosfer dediğimiz şey, yeryüzü ile sonsuzluk arasındaki boşluğun bir parçasından başka bir şey değil. Atmosfer ile uzay boşluğu arasında hudut yok. Atmosfer ve onun katmanları olan Troposfer, Stratosfer, Mezosfer, Termosfer ve Ekzosfer sadece insanların sözlüğünde var. Kâinatta ne isim var, ne hudut. Yeryüzünde, her şeyi parçalarına ayırma, isimlendirme ve başka şeylerden ayrı görme huyu bir tek insanda var. O kendini de parçalarına ayırır, o parçalara isim verir ve başka şeylerden ayrı görür. Bilgisi de, cehaleti de bundan kaynaklanır. Rüzgâr esiyor. Dilsiz, açıklamasız, nereden gelip nereye gittiği belirsiz, ömrü yok, yaşı yok, yoldaşı yok.

03 Aralık 2019

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ruh ikizi
Ruh ikizi - 3 gün Önce

Bir kuru yaprak misali savrulup gidiyor insan
Üstelik kendini bilge sanaraktan
Doğadan bilgesi var mı acaba
Bir incir çekirdeği kadar vicdanı olsa
Bırak atom bombası yapmayı
Delikli demir yapmayı bile düşünmez

Huzur içinde uyusun sayın MM

Faruk Ercan
Faruk Ercan - 2 gün Önce

Ruhun şad olsun büyük öğrenci sayın M.M.

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 2 gün Önce

Metin Bey, tam da şu anda Ege’de, yazdığınız gibi, sadece rüzgârın sesini duyduğumuz, tozu dumana katan, ağaçları eğen, kapıların çarpıp, camların sallandığı, şangırtının eksik olmadığı rüzgârlı bir gece yaşıyoruz. Ama benim için asıl rüzgâr, yazınızın başlığını okuyunca esti. Unuttuğum bir yazınız olduğu için, yeni bir başlık görünce sanki sizden yeni bir yazı gelmiş gibi heyecanlandım, sevindim. İçimde anlık bir fırtına koptu, bir an kendimi eski günlerdeki gibi hissettim. Bugün, bu anlık heyecan ve sevinci yaşamak güzel oldu. Yine harika bir yazı Metin Bey, rüzgârı ne kadar güzel anlatmışsınız. Çok teşekkürler Metin Bey, iyi ki vardınız, iyi ki yazdınız.

İstanbul'da yaz akşamı
İstanbul'da yaz akşamı - 11 saat Önce

Metin Bey'in yazısından bana bir şarkı esti: "Rüzgâr söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı / Vazgeç söyleme artık hatırlatma mâzideki aşkımızı ". Güfte-beste: Şekip Ayhan Özışık... Ben Münip Utandı yorumunu seviyorum... Herkese saygılar.

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 9 saat Önce

Metin Bey, Ege’de hâlâ fırtınaya yakın rüzgâr esiyor. Hava mevsim normallerinde sıcak. Burada birazdan hava kararacak. Ve şu an siz bahçede oturuyorsunuz, adanın sıcağından dolayı ancak akşam vakti bahçeye çıktığınızı düşünüyorum. Gözlerinizle bahçenin her yerini tarıyorsunuz; yeşil kalan yerler, yaz sıcağından sararan yerler, incirde bu seneki meyve durumu, hepsi hafızanızda. Kargalar evlerine dönmeden önce son kez servinin dalına konup, bahçenizin güzelliğini ve dünyayı seyrediyorlar. Siz gözlerinizin gördüğü bu manzara karşısında, sahip olduklarınıza gülümseyerek şükrediyorsunuz. Birazdan evinize gireceksiniz. Belki bir film izler ya da biraz kitap okur erkenden uyursunuz. Biz okurlar da cumartesi günü paylaşılacak olan yazınızı bekleriz.

banner608

banner473