banner564

Mantığın ucuna yolculuk yapan adam

Kurt Gödel’in adına ilk defa 1980‘lerde Gödel, Escher, Bach adlı kitapta rastladım.  
Douglas Hofstadter tarafından yazılan ve 1979’da piyasaya çıkan eser Amerika’nın en büyük iki kitap ödülünü birden kazanmış ve Türkçeye de çevrilmişti. 
Uzun süre en çok satan kitaplar listesinde duran kitabı birçok kişi gibi ben de almış ve birkaç sayfa okuduktan sonra fazla bilimsel bulup bırakmıştım. Geçen gün ününü hâlâ koruyan ama hangi rafa konacağı hâlâ belirlenemeyen bu kitabın alındıktan sonra en az okunan kitaplar listesinde yer aldığını görünce şaşırmadım, doğrusu. 
Johann Sebastian Bach’ın kim olduğunu biliyordum. Maurits Cornelis Escher de matematik ilhamlı garip resimler yapan Hollandalı bir grafik sanatçısı idi. Ama Gödel kimdi? 
Gödel on yıllar boyunca merakımın ücra köşelerinde pinekleyip durdu. Ta ki birkaç ay önce iki şey öğreninceye kadar: Einstein Gödel’i “Aristo’dan sonraki en büyük mantıkçı” olarak tarif etmişti. Ve Gödel’in ilk İngilizce biyografisi yayımlanmıştı*.
Gödel’in ücradan merkeze taşınma zamanı geldiğine karar verip kitabı ısmarladım.
Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nda zengin bir ailenin çocuğu olarak doğan Gödel (1906 – 1978) matematikçi, mantıkçı ve feylesoftu. Yirmi beş yaşında Viyana’da onu ünlü yapan Eksiklik Teoremi’ni yayımladı. Yirminci Yüzyıl bilim ve felsefe akımlarına muazzam bir etkide bulunan bu teoremi anlamadığım için anlatamayacağım. Öğrendiğim kadarıyla sonuçlarından biri matematiğin “en üst gerçekleri” yakalamakta eksik kaldığıdır.
Gödel’in bana ilginç gelen inançlarından bazıları şunlardır: 
Kanıtlanamayacak gerçekler vardır… Bazı gerçekleri insan ebediyen anlayamayacaktır… İnsan, en ileri bilgi sayma makinelerinin bile asla ulaşamayacağı bazı gerçekleri her zaman önsezi ile kavrayabilir… İnsanın muhakeme, öğrenme, planlama ve problem çözme yeteneğinin yüzde yüz aynısına sahip olacak bir makine asla olmayacaktır… 
Gödel şu inançtaydı: “Şu anda içinde yaşadığımız dünya, içinde yaşadığımız ve yaşamış olduğumuz tek dünya değildir… Dinler büyük çapta kötüdür, ama din değil… Eğer dünya rasyonel bir şekilde kurgulanmışsa ve bir anlama sahipse o zaman (ölümden sonra hayat) olmalıdır. Yeryüzündeki varlığımız … sadece başka bir varoluş için araçtır.”
Belki de bu ve buna benzer söylemleri Gödel’i “romantiklerin en favori matematikçisi” yaptı.
Gödel üniversiteye giderken Viyana, dünyanın entelektüel merkezi idi. Gustav Mahler, Arnold Schönberg, Stefan Zweig, Elias Canetti, Joseph Roth, Sigmund Freud, Karl Popper ve daha birçok ünlü Yahudi orada yaşamaktaydı. Ama Avusturyalılar Almanlardan bile faşist ve Yahudi düşmanıydılar. Yahudileri kaçırdılar veya öldürdüler ve Viyana’yı bugün de olduğu gibi entelektüel bir çöle çevirdiler. 
Kaçanlardan biri, Yahudi olmamasına rağmen Gödel idi. Princeton Üniversitesi ona yer açtı ama Aristo’dan sonra dünyaya gelen en büyük matematikçi orada teoremlerini ileri götüremedi. Tarihin yükü ona ağır geldi. Aklen ve bedenen çöktü ve bir hastanede açlıktan bitmiş bir vaziyette hayatını kaybetti. 
*Journey to the Edge of Reason (Mantığın Ucuna Yolculuk), Stephen Budiansky.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ahmet
Ahmet - 2 yıl Önce

Bütün bu olan bitenin dışında, bütün bu olan bitenden fazla bir şey olmalı. Mantık bunu söylüyor.

Ahmet
Ahmet @Ahmet - 2 yıl Önce

İsimlerimiz karışıyor

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 2 yıl Önce

Yazıdan kendime sorular sordum. Önsezi ile gerçeklere ulaşılabilir mi? Önsezi ile ulaşılan Herkes tarafından ‘gerçek’ olarak kabul edilir mi? Gödel, kendisi de dünyanın rasyonel olarak kurgulandığına mi inanıyordu? Kendi varoluşuna nasıl bakıyordu?

Özkan Kılınç /İstanbul
Özkan Kılınç /İstanbul - 2 yıl Önce

İyiki varsınız Metin bey

Hickimse
Hickimse - 2 yıl Önce

Sayin Dogrucu Osman, uzun ve nazik aciklamaniz icin tesekkur ederim. Genel olarak ayni fikirdeyiz. Ben dinlerin onerdigi sekilde bir oteki dunyadan ziyade, olumun ardindan ne oldugunu (sizinde soylediginiz gibi) hic kimsenin bilemeyeceginin altini cizmek istedim. Bir agnostik olarak, bu konuda ancak varsayimlarda bulunabilecegimizi dusunuyorum, hepsi bu. Saygilarimla

Doğrucu Osman
Doğrucu Osman @Hickimse - 2 yıl Önce

Evet Sayın Hiçkimse ben de size teşekkür ediyorum, bence de nazik ve saygılı bir şekilde yorum yaptığımız sürece, Diyaloğun bize sunduğu bu yorum platformu sayesinde, hem fikir alış verişinde bulunabiliyoruz hem de birbirimizden birşeyler öğrenebiliyoruz.

Size katılıyorum ölümden sonra ne olduğunu kimse bilmiyor fakat 'kimse bilmiyor ' derken acaba ölümden sonra birşey var mı ki ? sorusunu da sormamız gerek bence. Fakat size katılıyorum ve işte buradaki bazı yorumlarda olduğu gibi, ''Bilmediğimiz halde', yine de ölümden sonra bir hayat var demenin doğru, bilimsel olmadığından bahsediyorum zaten. Eğer bilmiyorsak dürüst bir şekilde 'Bilmiyorum' diyebimeliyiz bence.

Bilimsel olarak, tıbbi olarak ölümden sonra hiçbirşey yok. Yani kalbimiz durduktan bir süre sonra beyin fonksiyonlarımız da duruyor ve aynen fişi çekilmiş bir TV'deki görüntü gibi bilincimizde sönüyor ve bitiyor. Bilimsel olarak biz öldükten sonra bir RUH'un veya bir varlığın var olduğu kabul edilmiyor. Ölüm bilincimizin sonu demek ve ondan sonra devam eden bir ruh bir can veya herhangibir bir varlık söz konusu değil. Bilimsel teori kısaca bize bunu söylüyor.

Ölümden sonra hayat iddiları tamamen dine bağlı iddialar, yani bunların bilimsellikle alakası yok. Ben de bu yüzden bu gibi iddialara ve bunların mutlak gerçeklermiş gibi savunulmasına karşıyım, işte bu yüzden de yukardaki bazı yorumlara cevap yazdım. Sanırım sizinle bu konuda da hem fikiriz.
Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın.

Ruh İkizi
Ruh İkizi - 2 yıl Önce

İnsan iki türlü yoldan bilgi edinir. Biri genel kabul görmüş bilgileri edinerek. Diğeri, önsezi yani iç sesiyle edindiği bilgiler...Büyük hayalim, insanların insanları din adına hakir görmemeleri ve cana kıymamalıdır. Böyle bir tarih bilen var mı? Yardımcı olalım birbirimize.
Eksik bilgi kalmasın. Merhum annem,” Her şeye kafanı yoruyorsun “ derdi. Benim aklım hep yük olmuştur bana.

m.şakir
m.şakir - 2 yıl Önce

Yeryüzündeki varlığımız … sadece başka bir varoluş için araçtır.”

Olay budur. Kabullenin, rahat edin.

Doğrucu Osman
Doğrucu Osman @m.şakir - 2 yıl Önce

Sayin Şakir yanlış anlamışım, ben sandım 'Başka bir varoluş' deken buradaki bazı yorumcular gibi öteki dünyadan bahsediyorsunuz. Kusura bakmayın.

Evet haklısnız doğa hiçbirşeyi boşa harcamıyor herşey geri dönüşümlü olduğu gibi biz insanlar da doğanın bir parçası olarak geri dönüşümlüyüz.

m.şakir
m.şakir @m.şakir - 2 yıl Önce

Sayın Doğrucu Osman,
Toprağa karışıyor, doğaya katkıda bulunuyoruz demek istedim. Din ile ilgisi yok yani

Doğrucu Osman
Doğrucu Osman @m.şakir - 2 yıl Önce

Katılmıyorum. Yeryüzündeki varlığımızın başka bir varoluş için bir araç olduğunu gösteren hiçbir veri, gösterge yoktur varsa nedir açıklayın lütfen?

Bu iddialar mantıken veya bilimsel olarak sunulmuş iddialar değil tamamen dini iddialardır bence. Fakat gelgelelim malesef birçok filozof, bilim adamı, düşünür de herkes gibi dinden nasibini aldıkları için bazen böyle dayanıksız iddialarda bulunabiliyorlar.

Bence bu iddialar bize dinden gelen önyargılara dayalıdır. Yani din bizi tarafsiz düşünceden uzaklaştırıyor ve böyle ön yargılı, tabansız, mantıksız iddialarda bulunmamıza sebep olabiliyor.

Zaten 'Kabullenin rahat edin' sözünüz bence altın değerinde. NEDEN bu saçmalıkları uydurduğumuzu bundan daha güzel açıklayacak başka bir cümle düşünemiyorum . Yani amaç ''gerçeği bulmak'' değil, esas amaç kendimizi avutmak , 'rahatlamak' değil mi ? Yani bu saçma ön yargılı iddiaların neden uydurulduğunu en güzel bir şekilde açıklamışsınız zaten. Teşekürler.

Söylediğiniz doğrudur bu dünyadan sonra başka bir varoluşa inananlar biraz olsun ölüm korkusunu yenebiliyor ve rahatlıyabiliyorlar fakat bunun sadece kendimizi rahatlatmk için uydurulmuş bir savunma mekanizması olduğunu unutmamalıyız bence.

Beyhan Alkan
Beyhan Alkan - 2 yıl Önce

Javier Cercas,bir söyleşide "Hayatınızı biraz olsun değiştirmeyen kitap iyi bir kitap değildir" der.
Gödel'de bizleri düşündürdüğüne göre bu kategoriye giren bir bilim insanıymış.

Yavuz
Yavuz - 2 yıl Önce

"Kanıtlanamayacak gerçekler vardır... Eğer dünya rasyonel bir şekilde kurgulanmışsa ve bir anlama sahipse o zaman (ölümden sonra hayat) olmalıdır. Yeryüzündeki varlığımız … sadece başka bir varoluş için araçtır.”

Doğrucu Osman
Doğrucu Osman @Yavuz - 2 yıl Önce

Sayin Yavuz 'Kanıtlanamayacak gerçekler vardır' ı , 'Kanıtlayamadığımız herşey gerçektir' le karıştırmmak lazım bence.

Ne dünyanın bir 'anlamı' üzerine ne de 'varlığımızn başka bir varoluş için araç olduğu' üzerine hiçbir gösterge yoktur, varsa nedir açıklayın lütfen.

Yukarda sayın Şakirin yorumuna da yazdığım gibi, bunlar bilimsellikten uzak dini iddialardır. Gerçekleri bulmaktan çok dini ön yargılarımızı tatmin etmkek ve ölüm korkumuzu yenmek için uydurulmuşlardır bence.


banner608

banner474