Ustalık, bir işi en iyi biçimde yapacak maharete sahip olmak ve yapılan işten gurur duymaktır.
Herhangi bir işten. Çöpçülükten ekmekçiliğe, doktorluktan avukatlığa, pilotluktan taksiciliğe kadar.
Ustalık bir insanın sahip olabileceği en değerli şeylerden biridir. Onu mutlu edebilecek kişilik özelliklerinin başında gelir. Çünkü bir işi mükemmel veya mükemmele en yakın yapmak kadar tatminkâr çok az şey vardır.
Ustalık bir süreçtir. Ustalığa varılmaz çünkü insanın önünde her zaman daha usta olacak, seçilen meslekte ustalığı daha ileriye taşıyacak bir uzaklık vardır. Bu nedenle ustalık insanın başkalarıyla değil kendi ile rekabet içinde olmasıdır.
Kâinat bir usta işidir. Öyle olmasa meydana geldikten kısa bir zaman sonra çöker ve yok olurdu.
Dünya ve üstündeki muazzam doğa, usta işi midir yoksa “mutlu bir tesadüf” eseri midir, bilmiyorum… Güneşe biraz daha uzak veya yakın olsa Ay veya Mars gibi hayat barındırmayan, hatta güzel bir fiziki varlığa sahip olmayan bir taş kitlesi olacaktı.
Türkiye’nin doğusunda meydana gelen depremin kâbus boyutunda bir felâkete neden olmasının nedeni ustalık eksikliğidir. İşini doğru yapmayan, görevini yerine getirmeyen liderler, memurlar, müteahhitler, mimarlar ve mühendislerin ortak ustalık yokluğunun ürünü idi o âfet.
Bu gerçek de bizi başka bir gerçeğe götürüyor: Sadece kâr, para düşünenler dürüst olamaz, dürüst olamayanlar ise dürüstsüzlük dışında hiçbir şeyin ustası olamazlar.
Dürüstlük her şeyin temelidir. Tanrı, veya kâinatı meydana getiren güç, malzemeden çalsaydı, “bir şey olacağına hiçbir şey” olurdu.
Ustalık sadece insanı mutlu etmez. Toplumları, ülkeleri de mutlu eder. Bir yerde ne kadar çok işinde usta insan varsa o kadar memnuniyet vardır çünkü.
Diğer canlılar usta doğarlar. Resimde gördüğünüz siklamencik birkaç ay önce küçük bir tohum idi. Toprağa düşünce önce kök sonra yaprak saldı. Gelecek ilkbaharda değilse bile bir sonraki ilkbaharda çiçek verecek ve tohum yapacak. Bunları yapmak için öğrenmek zorunda değildi, çünkü bilmesi gereken her şey tohumunda vardı. Doğuştan usta idi o.
İnsan dışındaki bütün canlılar aynı ustalığa sahiptir.
İnsanın hayatı ise zordur çünkü her şeyi öğrenmek, ustalığa ulaşmak için çabalamak zorundadır. Zira o cennetten kovulduğu için "Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacak. Toprak (ona) diken ve çalı verecek. Yaratılmış olduğu toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacak.”
Bu bir cefa idi ama ustalık kazanılarak sefaya veya ona yakın bir şeye çevrilmesi mümkündür.
Usta ol mutlu ol, hiç olmazsa mutluluğa yakın ol.
Teşekkürler Metin Bey. Siz de bizim ruhumuzun ustası oldunuz. Onun için her yazı buradayız.