banner564

Neoliberal değil antiliberal

Geçen ay evinin elektriği kesilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AKP iktidarının politikalarını eleştirme sadedinde sözü son zamanların ünlü günah keçisine, ‘’neoliberalizm’’e getirmiş ve şöyle demişti:

“Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu sistem artık miadını doldurdu. Neoliberalizm artık can çekişiyor. Sıradan insanların öfkesine yenilmek üzere neoliberalizm. İmkânsız görünen düşüncelerin zamanı gelmiştir. Devletler insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Neoliberalizmin sonu gelmiştir.”

Kılıçdaroğlu’nun daha önce de bu türden açıklamalar yaptığını hatırlayanlar olacaktır. Esasen kendi ideolojik pozisyonlarını ‘’sol’’ olarak tanımlayan hiçbir kişi, grup veya parti bu tür bir antiliberalizmden faydalanma kurnazlığından yararlanmadan edemez. Bu neoliberalizm karşıtlığı meselesini iki yıl önceki bir makalemde genişçe ele almıştım. (http://erdoganmustafa.org/gunah-kecisi-olarak-neoliberalizm/). Bu yazıda ise meseleyi Türkiye’nin bugünkü şartlarında bütün muhalif güçleri bir ittifak çatısı altında toplaması beklenen ana muhalefet partisinin nasıl bir strateji izlemesi gerektiği üstünde duracağım.

Ama ondan önce bir noktaya tekrar işaret etmek isterim: Geçen haftaki yazımda CHP’nin kendisine iktidar yolunun açıldığına dair ‘’Devlet’’ içinden (ulusalcı-Avrasyacı kanattan) bir işaret almış olma ihtimaline dikkat çektiğimi hatırlayanlar olacaktır. Erdoğan ailesinin ABD’deki malum vakıflara para transferindeki dahli konusundaki son açıklamaları da Kılıçdaroğlu’nun aynı beklentiyle (veya belki de güvenle) hareket ettiğini düşündürmektedir. Bu bakımdan, ana muhalefet partisi liderinin neoliberalizm karşıtı çıkışlarının yeniden gündeme gelmesini de belki aynı bağlamda düşünmemiz gerekiyor. 

Ana konuya dönersek, Kılıçdaroğlu’nun AKP iktidarını eleştirme sadedinde ‘’neoliberalizm’’e yüklenmesi son derece tutarsız bir davranıştır. Çünkü bu, her şeyden önce, bugün bütün bir topluma malî ve sosyal anlamda katlanılmaz maliyetler yükleyen kötü yönetimin; bilgisizlik, becerisizlik ve hatta kötü niyetin sonuçlarından onların gerçek faili olan AKP liderliği ve kadroları yerine hayalî bir özneyi sorumlu tutmak anlamına gelmektedir. Yani, Kılıçdaroğlu bir bakıma Erdoğan yönetimini tezkiye ediyor.

Öte yandan, ‘’neoliberalizm’’ hayalî failini kınamak maliyeti olmayan kolay bir iştir ve sol seçmeni kendi partisinde konsolide etmeye yarayabilir, ama iktidar adayı bir parti için bu hiç de rasyonel bir tutum değildir. İktidar adayı bir partiye uygun düşen ve yakışan ilgisiz özneleri kınama ve karalamalarla vakit geçirmek yerine, toplumsal-siyasal varoluşumuzun hemen hemen her alanında acıyla tecrübe ettiğimiz büyük ve yakıcı sorunları çözmek için ayrıntılı politikalar geliştirmekle meşgul olmaktır. Diğer temel konularda ciddî bir şekilde ve derinlemesine düşünüp, bilgi ve uzmanlığa dayalı politikalar geliştirmekten kaçınarak, bütün meseleyi parlamenterizme geri dönüşten ibaret gören bir yaklaşımla, iktidar olsanız bile Türkiye’yi düzlüğe çıkarmanız mümkün değildir.

Ayrıca, AKP iktidarının aşağı yukarı son on yıldır izlediği politikaların antiliberal karakteri adeta haykırırcasına ortadayken, onları bir şekilde liberalizmle ilişkilendirmek dürüst bir tutum olmadığı gibi, bu tutum Türkiye’nin hiçbir derdine deva olmaz, tam aksine orta ve uzun vadede ülkeyi daha da batağa sürükler. Aslına bakılırsa, AKP tutarlı bir ideoloji partisi değildir, o bir ideolojiyi filan izlemiyor; bugünkü AKP’nin icraatına rehberlik eden, esas olarak, devleti kendi taraftarları lehine yağmalama ihtirasıdır.

Evet, Türkiye’nin gitgide inanılmaz derecede refah kaybına uğraması, yoksullaşması ve toplumun büyük bir kısmının geçim derdine düşmesi AKP’nin liberal veya neoliberal politikalar izlemesinden ileri gelmiyor. Tam aksine, bu büyük sorun iktidarın iktisatta liberal politikalardan uzaklaşmasından, bu alanda aklın ve bilimin gereklerinden ısrarla ve inatla sapmasından ve son yıllarda sınır ötesinde girdiği askerî maceraların maddî (ve insanî) maliyetini bütün bir topluma, özellikle de yoksullara yüklemesinden kaynaklanıyor. Merkez bankasının özerkliğinin yok edilmesinden, faiz karşıtlığı konusundaki akıldışı saplantıdan, yandaş şirketlere devlet kesesinden ihale dağıtılmasından, piyasa dinamiklerinin işlemesine izin verilmemesinden…kaynaklanıyor iktisadî sorunlar.

Sadece iktisatta değil, diğer alanlarda da Türkiye’nin krizinin nedeni AKP iktidarının ‘’neoliberal’’ falan değil, basbayağı antiliberal politikalar izlemesidir. Türkiye krizdedir, çünkü AKP yönetimi kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ile devlet sistemindeki diğer denge ve denetim mekanizmalarını yok etmiş, bu arada bütün bir ülkenin kaderini tek bir kişinin sözüne bağlamıştır. Türkiye krizdedir çünkü iktidar hak, hukuk ve adaleti (hukukun üstünlüğünü) terk etmiş, temel hakları yok mertebesine indirmiş, devlete yönetimine kurallar yerine muktedirin keyfî iradesini hâkim kılmış ve sadakati ehliyet ve liyakatin önüne geçirmiştir. 

Evet, CHP’nin (ve siyasî partnerlerinin) eğer gerçekten Türkiye’ye iyilik yapmak istiyorlarsa hayalî düşmanlarla uğraşmayı ve palavracılığı bırakıp artık ülkenin sorunlarına ciddiyetle çözüm bulmaya odaklanmaları gerekiyor. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

O zaman soroscu alman vakifci kadife turuncu devrimci kafadan vazgeçip feto kumpasiyla ulusalcilari tasfiye ve çözüm sürecine destek amaçlı olarak CHP nin başına gelmekten vazgeçecek sin Dersim'de katliam yapıldı diyen PKK'nın Cizre Şırnak'ta ki yuvalanmalarina yapılan operasyonlarda teröristlere sahip çıkan PYD operasyonlarini eleştiren ABD İngiliz elcileriyle iş tutmaya çalışan feto cakmasi babacan Davutoğlu vs ile ayni masada oturan parti Atatürk ün chpsi değildir HDP yancisi parti Atatürk ün partisi degildi

Pir Sultan
Pir Sultan - 2 yıl Önce

Hocam,yine Chp ye saldirmisin!
Hadi bizde Oligarşik Devletci Kapitalizimvar!
Dünyada durum nasıl?Dünya parasinin yarisini12 zengin adam kullanıyor!Mannhattinda devasal binaların merdiven boşluğunda insanlar günde 1 dolarla yasamaya calisiyor.Sevsinler sizin özgürlükçü tutumunuzu!
Ekonomik özgürlüğü olmayan insan olsa olsa zenginin kölesi olur.

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

O zaman soroscu alman vakifci kadife turuncu devrimci kafadan vazgeçip feto kumpasiyla ulusalcilari tasfiye ve çözüm sürecine destek amaçlı olarak CHP nin başına gelmekten vazgeçecek sin Dersim'de katliam yapıldı diyen PKK'nın Cizre Şırnak'ta ki yuvalanmalarina yapılan operasyonlarda teröristlere sahip çıkan PYD operasyonlarini eleştiren ABD İngiliz elcileriyle iş tutmaya çalışan feto cakmasi babacan Davutoğlu vs ile ayni masada oturan parti Atatürk ün chpsi değildir HDP yancisi parti Atatürk ün partisi degildi

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Dünyanın belası soroscu alman vakifci kadife turuncu devrimci ABD AB'nin emperyalist devletlerinin yalakaligidir bunları yapıp onu bunu elestirmeyin

TAMER KARLI
TAMER KARLI - 2 yıl Önce

CHP VE ONUN KOKUŞMUŞ ZİHNİYETİ YÜZ BİN DEFA SEÇİME GİRSE YÜZ BİN BİRİNCİ KEZ YİNE AK PARTİYE KARŞI KAYBEDER.TEK ÇARE TEK KURTULUŞ SAYIN EKREM İMAMOĞLUDUR.Z KUŞAĞI EKREM İMAMOĞLU'NUN YANINDADIR.

ZİYA TEMİZ
ZİYA TEMİZ - 2 yıl Önce

HALA CHP VE ONUN YÜZ KEZ SEÇİM KAYBETMİŞ GENEL BAŞKANINDAN UMUT UMMAK GERÇEKTEN TEK KELİMEYLE GERİ ZEKALILIKTIR.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN'I VE AK PARTİYİ YENEBİLECEK BU DÜNYA ÜZERİNDE BİR KİŞİ VARDIR.O DA SAYIN EKREM İMAMOĞLU'DUR.TÜRKİYE'DEKİ TÜM KÜRTLER,ARAPLAR,LAZLAR VE TÜRKLER SAYIN EKREM İMAMOĞLUNU DESTEKLEMEKTEDİR.

AKIN CAN
AKIN CAN - 2 yıl Önce

TEK ÇÖZÜM YOLU TEK KURTULUŞ YOLU TÜRK LİRASINDAN ÇIKMAKTIR. HER GÜN DEĞER KAYBINA UĞRAYAN PARA BİRİMİNDE KALMAK MANTIK KARI DEĞİLDİR. DERHAL EURO'YA GEÇELİM.DERHAL AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE OLALIM.DERHAL KIBRIS CUMHURİYETİ'NİN KANATLARI ALTINA GİRELİM.ŞU AN Kİ SİSTEMDE HER GÜN FAKİRLEŞİYORUZ.YOK OLUYORUZ.RESMİ DİLİMİZ KIBRIS TÜRKÇESİ,RUMCA VE İNGİLİZCE OLSUN.

banner471

banner474