banner564

Notlar 3*: Bir kadına âşık olmanın verdiği özgürlük

Ağaçlar çocuklar gibidir. Ufakken bakım isterler.
 *
Fotoğraf çekiyordum, bıraktım. Şimdi gözlerimle fotoğraf çekiyorum.
*
Yaşlılık budur işte, dedi. Senin kontrol ettiğin şeyler seni kontrol eder.
 *
Ana kız o kadar birbirlerine benziyorlar ki aynı kitabın iki nüshası gibiydiler. Ama birisi okunmuş, diğerinin kapağı daha açılmamış.
 *
Yorgun bulutların altında kullanılmış bir dünya.
 *
Anlamadığınız bir dilde yapılan bir konuşmayı dinlerken insan sesinin bir müzik aleti olduğunu anlıyorsunuz.
Hoparlörden İskandinav Hava Yolları’nın  kaşkollu kabin memurlarından birinin güvenlik önlemlerini anlatan sesi geliyor.
Cümlelerinin bittiği yerde, kısa bir sessizlik var ve nefesin içeri çekilen sesi.
Dışarı bakıyorum.
Bulutlar ağaçların üzerine battaniye gibi serilmiş.
Patikaların üzerindeki beyazlık kar mı çiçek mi, belli değil.
 
Saat sabah dokuz ama hava kapalı olduğu için akşam üstüne benziyor.
Bir saat 40 dakika sonra Norveç’in en kuzeydeki kentinde olacağız.
“Çay mı kahve mi?”
Her bir elinde bir termos olan bir hostes.
Saçlarını ensesini ortaya çıkaracak şekilde toplamış. Gençliğinde çok güzel olmalıydı. Şimdi aynaya bakınca yaşayıp bitirmeye başladığı güzelliği hakkında ne hissediyor? Bir kaybın hüznü mü? Yoksa çok güzel olduğu yılların birikimi onu taşımaya devam ediyor mu?
Güzel olmak kaybedecek bir fazla şeye sahip olmak mı?
Bulutların üstünde hava her zaman olduğu gibi açık. Yuvarlak pencereden içeri giren güneş yüzümün sağ tarafını ısıtıyor.
Senden uzakta, seni başka şekilde düşünüyorum ve sevgim değişik bir şekil alıyor, büyüyor.
 *
... Vatanından uzak yaşayan insanın hayatında bitmeyen bir akşam üstü var.
*
“Bir şeyin değeri o şeyin bedeli ile ölçülmez. O şeyi elde etmek için ödediğiniz bedelle ölçülür.”
 *
Şimdi, ölürken, geri dönüp bu yaşama işini daha iyi yapmalıyım, diye düşünüyorum.
 *
Ağzımdan akan kelimelerle aklımdan geçenlerin alakası yok.
 
*
En büyük cesaret testi şudur: Kendi canını alabilir misin?
Var olan veya bilinen veya bildiği sanılan, alışılmış bir şeyi bırakıp, bilinmeyenin kapısından girebilir misin?
Var olan bir şeyi, olmayan bir şeyle değiştirebilir misin?
 *
“Bir kadına âşık olmak ona kalbimdeki her şeyi söyleme özgürlüğüne sahip olmak oldu benim için.”
 C.M. Coetzee /Summertime
 *
 Toprak verir, ama geri almak şartıyla.
 *
Hayatın nasıl geçti diye sorarlarsa “İnsanların dünyayı harap etmelerini izlemekle,” diyeceğim.
 *
Derenin sesini duyan ama hiçbir zaman içinde olamayacağını bilen havuz alabalığı gibi... İçindeki özlemle ölecek.
*Notların birincisi 12 Eylül’de yayımlanmıştır.
 
 
 
 
Notlar 3*: Bir kadına âşık olmanın verdiği özgürlük
Ağaçlar çocuklar gibidir. Ufakken bakım isterler.
 *
Fotoğraf çekiyordum, bıraktım. Şimdi gözlerimle fotoğraf çekiyorum.
*
Yaşlılık budur işte, dedi. Senin kontrol ettiğin şeyler seni kontrol eder.
 *
Ana kız o kadar birbirlerine benziyorlar ki aynı kitabın iki nüshası gibiydiler. Ama birisi okunmuş, diğerinin kapağı daha açılmamış.
 *
Yorgun bulutların altında kullanılmış bir dünya.
 *
Anlamadığınız bir dilde yapılan bir konuşmayı dinlerken insan sesinin bir müzik aleti olduğunu anlıyorsunuz.
Hoparlörden İskandinav Hava Yolları’nın  kaşkollu kabin memurlarından birinin güvenlik önlemlerini anlatan sesi geliyor.
Cümlelerinin bittiği yerde, kısa bir sessizlik var ve nefesin içeri çekilen sesi.
Dışarı bakıyorum.
Bulutlar ağaçların üzerine battaniye gibi serilmiş.
Patikaların üzerindeki beyazlık kar mı çiçek mi, belli değil.
 
Saat sabah dokuz ama hava kapalı olduğu için akşam üstüne benziyor.
Bir saat 40 dakika sonra Norveç’in en kuzeydeki kentinde olacağız.
“Çay mı kahve mi?”
Her bir elinde bir termos olan bir hostes.
Saçlarını ensesini ortaya çıkaracak şekilde toplamış. Gençliğinde çok güzel olmalıydı. Şimdi aynaya bakınca yaşayıp bitirmeye başladığı güzelliği hakkında ne hissediyor? Bir kaybın hüznü mü? Yoksa çok güzel olduğu yılların birikimi onu taşımaya devam ediyor mu?
Güzel olmak kaybedecek bir fazla şeye sahip olmak mı?
Bulutların üstünde hava her zaman olduğu gibi açık. Yuvarlak pencereden içeri giren güneş yüzümün sağ tarafını ısıtıyor.
Senden uzakta, seni başka şekilde düşünüyorum ve sevgim değişik bir şekil alıyor, büyüyor.
 *
... Vatanından uzak yaşayan insanın hayatında bitmeyen bir akşam üstü var.
*
“Bir şeyin değeri o şeyin bedeli ile ölçülmez. O şeyi elde etmek için ödediğiniz bedelle ölçülür.”
 *
Şimdi, ölürken, geri dönüp bu yaşama işini daha iyi yapmalıyım, diye düşünüyorum.
 *
Ağzımdan akan kelimelerle aklımdan geçenlerin alakası yok.
 
*
En büyük cesaret testi şudur: Kendi canını alabilir misin?
Var olan veya bilinen veya bildiği sanılan, alışılmış bir şeyi bırakıp, bilinmeyenin kapısından girebilir misin?
Var olan bir şeyi, olmayan bir şeyle değiştirebilir misin?
 *
“Bir kadına âşık olmak ona kalbimdeki her şeyi söyleme özgürlüğüne sahip olmak oldu benim için.”
 C.M. Coetzee /Summertime
 *
 Toprak verir, ama geri almak şartıyla.
 *
Hayatın nasıl geçti diye sorarlarsa “İnsanların dünyayı harap etmelerini izlemekle,” diyeceğim.
 *
Derenin sesini duyan ama hiçbir zaman içinde olamayacağını bilen havuz alabalığı gibi... İçindeki özlemle ölecek.
*Notların birincisi 12 Eylül’de yayımlanmıştır.
YORUM EKLE

banner608

banner473