banner564

Olgun meyve, ham meyve

Meyve olgunlaşınca yere düşer.
Guava ağacının altı, ben uyurken dallardan kendilerini yere bırakan guavalarla doldu.
Bazılarını çimenler gizledi, onları bulmak için ellerimi yeşil ve serin ekşilicelerin (oxalis) içinde dolaştırmam gerekir.
Bazıları güneşlenmek için yere uzanan hamile kadınlar gibi göbekleri yukarıda, açıkta dinleniyor.
Günler geçtikçe yere düşenler çoğalacak.
Ağaç insan yesin diye meyve vermez, her ne kadar insan dünyanın bütün meyvelerine el koymuş ise de. Çoğalmak için yapar.
Meyve veren ağaçlar yeryüzünde insanlardan çok önce var oldular. Umarım, insanlardan çok sonra da olmaya devam edecekler.
Meyve ağacın tohum yapma yöntemidir, tohum ağacın ağaç yapma yöntemi.
 
Ağaç, tohumlarına mümkün olduğu kadar çok şans vermek için meyvelerini aşamalı şekilde olgunlaştırır. Hepsi bir anda düşse, birkaç hayvan onları o gün tüketebilir, tek bir şansı olur, bütün parasını rulette tek bir sayıya basanlar gibi.
Bazı ağaçlar, guava ve incir, olgunlaşır olgunlaşmaz meyvelerini döker.
Mısır inciri olgunlaşan, Kıbrıslı söylemiyle “pişen” meyvelerini, uzun süre bırakmaz, kırmızı-mor bir renk alıncaya, neredeyse baharda çiçek açıncaya kadar tutar.
Yere düşen ve çürümeye başlayan meyve size ölmüş gibi gelebilir, ama sağ ve sağlamdır. Yeni bir hayata başlamıştır. Kuşlar ve başka meyveci yaratıklar onları yiyecek ve tohumlarını ağacın gitmesi mümkün olmayan yerlere, hem de bir gübre topakçığı içinde, bırakacak.
Ağaç, ağaçlar olacak. Var olan, daha insanın keşfetmediği bir yolla fidanlar anne ağaca “ben doğdum,” mesajı bile yollayabilirler.
Her şeyi biliyor muyuz ki böyle bir şeyin mümkün olmadığını bilelim?
 
Ağaçlara dair bir kitapta, ne kadar çok tohum verirse versin, her ağacın tohumlarından sadece bir tanesinin ağaca dönüştüğünü okumuştum. Buna inanmıyorum.
Bahçemdeki otuz yıllık çam ağacının altında sekiz-dokuz fidan var. Tespih ağacının ise bir tanesi olgunlaşmaya yakın dört-beş evladı oldu.
Erken veya geç, bu güne kadar yere düşen bir meyvenin şikâyet ettiğini duymadım. Ne de bir ağacın kaybettiği meyvelerinin ardından dövündüğünü.
Şikâyet etmek ve dövünmek, bütün canlılar arasında bir tek insana özgüdür.
Neden dersiniz?

9 Kasım 2019 tarihli yazı
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 2 ay Önce

Metin Bey, adada; doğanın canlandığı, yemyeşil, en güzel ayın Mart ayı olduğunu yazmıştı, öyle hatırlıyorum. Metin Bey’in gözünden sakındığı bahçesi, yorumculardan Sn. Yavuz’un deyimiyle “bahçemiz” acaba şu an nasıl, Metin Bey’siz ilk mart ayını, ilk bahar mevsimini yaşarken ne durumdalar? Metin Bey’in çocukları, biz okuyucular için de çok önemli bir yeri olan “bahçemizden” bize haber verir mi acaba?

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası @Ege’de Bir Sahil Kasabası - 2 ay Önce

Her cumartesi acım ve özlemim daha da artıyor. Bir cumartesi günü bırakıp gittiniz bizi Metin Bey…

Eylül Eylül
Eylül Eylül - 2 ay Önce

Bahar geldi sayın Münir; tüm ağaçlar kendi yavrularının tohumlarını hazırlayan çiçeklere büründüler. Onlar dünya var oldukça hep çoğalacaklar, belki de bu yüzden üzüntü duyup dövünmüyorlar. Oysa insanlar; maddi kayıpları saymıyorum ama sevdiklerini geri getirme ya da yerine tohum atma şansı olmadığından dövünme üzülme ondan olabilir mi? Bakın hala sizin için üzülen sevdikleriniz, rotasız gemiye dönen okurlarınızın hüznü bu yüzden olabilir mi? Bahçemdeki bademlere,eriklere, harnuplara bakarak sizi düşünüp hepsinin bahar kokusunu yolluyorum. Ağaçların yaşam hikayelerini okurken size de sevgi ve rahmet yolluyorum…

Okur
Okur - 2 ay Önce

Metin Bey'in bahçesi , onun ardından acep nasıldır?

Okur
Okur @Okur - 2 ay Önce

Çocukları bahçenin durumu hakkında keşke bize bir haber verse?

….. (Dionysos)
….. (Dionysos) - 2 ay Önce

Çok özledim Metin Bey.

Ruh ikizi
Ruh ikizi - 2 ay Önce

Yolum düşerse Sayın MM’nin bahçesini mutlaka ziyaret etmek isterim.Tabii ailesi izin verirse.

Sarp Ege
Sarp Ege - 2 ay Önce

Ada ile gönül bağı olan birisi olarak , MM’nin Ozanköy menşeili harika yazıları bana ilaç gibi geliyordu. Çok sevdiği bahçesi ne alemde acaba. Havaya, suya, toprağa derken cemrelerde düştü. Tabiat yavaş yavaş bahara hazırlık yapıyor. Ama gerçekler acıdır. Ne yazık ki Üstadın bahçesi kaldı yetim…

Urla'li Tolga
Urla'li Tolga - 2 ay Önce

Merhaba Dostlar.Bu yazıya yorum yazan, tüm Metin Üstat sevenleri, yazdıklarınıza
a , istisnasız ,hepiniz , ağlattınız beni.Hepinizin ellerinize , yüreğinize sağlık.Sevgiyle kalın....

Nimet Kuyucu
Nimet Kuyucu - 2 ay Önce

Yaklaşık 10 yıl önce,, Kıbrısta bahçeli bir ev edinme fikrimize,, Ozanköy yazılarının da etkisi oldu mutlaka. Sonra,, her yaz Ozanköyde ormana komşu her eve "acaba evi bu mudur", "motor sesi duymuştu, şu ev olmasın", "muhtarın bakkal dükkanında karşılaşırız belki" gibi soru/düşünceler oldu aklımda hep. Ama onun, dışarıya kapalı, mesafeli duruşu, hayat anlayışı nedeniyle, hiç o evi bulma/görme düşüncem olmadı. Belki de 300 500 metre uzaklıktayken. Umarım evlatları, o evi tutarlar,, kimbilir belki bir edebiyat sanat kültür müzesi yaparlar. Belki bir tevafuk olur,, ben o eve rastlarım ve mümkün olur, sizin için fotoğraflarım. Ne hoş olur. Sevgiyle kalın.


banner608

banner473