banner564

Pıst! Ölü babanız ağaç olsun ister misiniz?

GeçenlerdeWired dergisinde şu yazıyı okudum:
 
Baba 2014’te kanserden ölüp cesedi krematoryumda yakıldıktan sonra, 33 yaşındaki oğlu JayJunker, küllerini ailenin Vermont’taki çiftlik evinin yanına gömmüş.
 
Doğayı, doğada yürümeyi seven bir kişi olan baba Junker, şimdi neredeyse iki metre uzunluğunda bir akmeşe ağacıdır.
 
Bazı günler oğul Junker, akmeşenin olduğu yere yürür ve babasıyla çevredeki tepelerde kayak yapışlarını ve yürüyüşlerini hatırlar.
 
“Bu bana babamla teması kaybetmemek, babamı hayatımda tutmak için en iyi yol gibi geldi,” der Junker.
 
Külden nasıl ağaç olunur?
 
Kül, tek başına bir fidanın ağaç olması için gerekli besleyicilere sahip değildir.
 
Junker, insan kalıntılarını fidan besinine çeviren BiosUrn adlı bir saksı kullanır.
 
Urn, yakılan ölü küllerinin içinde saklandığı vazodur. Bio, biyolojik’ in kısaltmasıdır.
 
Geri dönüşümlü olan, yani kendiliğinden çürüyüp toprağa karışan bu saksı, külleri toprakla altlı üstlü kullanarak fidanın büyümesi için bir ortam yaratır.
 
Filizlenme sürecinde Urn’da tohumla küller birbirinden ayrı durur.
 
Saksının iki bölmesi bulunur: Alt bölmede küller, üst bölmede toprak işlevi gören öğütülmüş hindistancevizi kabuğu ve vermikulit var.
 
Vermikulit, suyu muhafaza eden bir mineraldir.
 
Tohum kök sistemini kurduktan sonra – ki bu genellikle bir hafta sürer – su iki bölme arasındaki duvarı eritir, kökler ve mineraller kül ile karışır.
 
Kolay!
 
BiosUrn’u icat eden Moliné Kardeşler süreci otomatik hale getiren ikinci, bilgisayarlı bir saksı geliştirmişler. Bu saksının alt bölmesinde sulamayı kendiliğinden gerçekleştiren beş galonluk bir su deposu var.
 
Bilgisayar da ev sahiplerine fidanın durumu hakkında bilgi verir; örneğin, “Hey, çok sıcak oldu saksıyı daha serin bir yere götür,” gibi.
 
Otomatik saksının özelliği, babanızın veya herhangi başka bir sevdiğinizin ki bu bir kedi veya köpek de olabilir, ağaç haline gelmesine anbean şahit olabilmek.
 
Oğul Junker “Sonunda, ailenin,  atalarının arasında dolaşabilecekleri minik bir orman oluşsun istiyorum,” der. “Mezar taşları veya heykeller  değil de kuş cıvıltıları olan, rüzgârın yaprakları hışırdattığı bir yer.”
 
Ben öldükten sonra ağaç olmayı ister miyim?
 
Tabii isterim!
 
İnsan olmayayım da ne olursam olayım.
 
Ama bu yazıyı çevirmekteki amacım, sizi ölülerinizi bir ormana çevirmeye özendirmek değil. Her ne kadar bu bana harika bir fikir gibi gelse de. (Olmazz! Günahh! diyen birileri olacaktır muhakkak.)
 
Tahmin edebileceğiniz gibi BiosUrn, dünyanın en fazla yenilik yapan ve yeniliğe en açık ülkesi olan Amerika’da piyasaya çıktı.
 
Yenilik ilerlemenin motorudur.
 
Ve her şeyin mümkün olduğu, her şeyin konuşulabileceği ve denenebileceği, alınıp satılabileceği, “korkulacak tek şeyin korku” olduğu özgürlük ortamlarında olur.
 
AKP Türkiye’sinde olmaz.
 
*
Yazının orijinali buradan okunabilir:
https://www.wired.com/story/turn-your-dead-grandma-into-a-tree-with-this-smart-planter/?mbid=nl_72917_p8&CNDID=
YORUM EKLE

banner471

banner473