banner564

Rum’un dayattığı birleşik çözüm yok olmamıza sebep olacak

 Rum –Yunan-emperyalist üçlüsü, zamanla Rum çoğunluk içinde eriyebileceğimizi ve adanın kuzeyini de egemenlikleri altına alabilecekleri umuduyla, birleşik çözümü savunur.

 Zaten Türk ordusunun ayrılması veya etkili olamayacak sayıda örneğin 650 kişilik bir alay bulundurulması durumunda, her nasıl bir anlaşma yapılırsa yapılsın, Rum tarafının yönetime tek yanlı el koyacağını, bizi devletten dışlayacağını ve azınlık durumuna düşüreceğini tahmin etmek için kâhin olmak gerekmez.
Çünkü Megalo idea ve Enosis ideallerinden zerre kadar sapma göstermediklerini ve adanın tümünü ele geçirmek niyetinde olduklarını gizlemek gereği bile duymuyorlar.
Kişisel görüşüme göre, yaşanan deneyimlere ve Rumların gizlemek gereği duymadığı niyetlerine rağmen, birleşmenin tek çıkış yolu gösterilmesi,  çıkarlarımıza aykırıdır.
Sosyal paylaşım sitelerinde ortaya konulan görüşlere bakıldığı zaman:
 1. Kendilerini Türkçe konuşan Kıbrıslı gören ve Türk kimliğinden kopan bazı kişiler, Türkiye’nin etkisi altında olacağımızı ve irademizin elimizden alınacağını ileri sürerek,  iki devletli çözüme şiddetle karşıdırlar. Bu görüşte olanlar nedense dili, dini ve milleti farklı olan Rum çoğunluk ile birleşmemiz durumunda irademizin elimizden alınacağını düşünemiyorlar.
2. 1960 ortaklık yönetimindeki sorunları dikkate almayan ve hayal âleminde yaşayan bazı kişiler, her derde çare olacağı beklentileri nedeniyle, Rumlar ile birleşmemizi ister.
3. Türkiye’ye karşı düşmanca koşullandırılan bazı kişiler,  Türkiye fobileri nedeniyle, sırf adanın kuzeyinin zamanla Türkleşmemesi için ve Türkiye ile birleşmektense her koşulda Rum ile birleşmemizi tercih etmektedir. Bunlar için ulusal kimliğimizin, dilimizin, dinimizin hiçbir önemi yoktur ve her zaman Türk tarafını suçlayıp, Rum ulusal davasını haklı görürler. Rum çoğunluk ile birleştiğimiz takdirde varlığımızı sürdüremeyeceğimizi dikkate almazlar. 
4. Duygusal nedenler, maddi çıkar ve yoğun beyin yıkama propagandaları sonucu aldatılan bazı kişiler de, Kıbrıslılık kimliği altında Rumlar ile birleşmemizi savunmaktadır. Bunlar da Kıbrıslılık kimliği altında birleşmemiz durumunda Rum çoğunluk içinde eriyip kaybolacağımızı düşünemiyorlar. 
5. İdeolojik saplantılarının etkisi altında olan bazı kişiler de, güneydeki solcular ile birleşmek umudu ile birleşik çözümü savunur.
 Aslında Rum’un gizlemek gereği duymadığı egemenliğini adanın kuzeyine yaymak hedefi, 1960 birleşik yönetimin başarısız olması, yaklaşık yarım asırdan beri birleşme amaçlı müzakerelerden sonuç alınamaması ve 1974’den sonra adaya barış gelmesi nedeniyle birleşmeyi savunmayı haklı gösterecek mantıklı ve makul hiç bir neden yoktur. 
Ancak Rum tarafı sırf zamanla kaleyi içerden çökertebileceği beklentisi nedeniyle, müzakerelerin sürdürerek zaman kazanmak amacındadır. KKTC deki bazı kişiler de, birleşmeyi sağlayabilecekleri umudu ile müzakerelerin ucu açık şekilde sürdürülmesini ister.
Aslında, 1974’den sonra yan yana yaşayan iki halk arasında çatışma olmaması, iki yönetimli çözümün her iki halkın çıkarına olacağının kanıtıdır.
Güneye giden Türklere yapılan düşmanca saldırılar,  kuzeye gelen Rumların kuzeyden alış veriş yapmasının engellenmesi, yeşil hat tüzüğü çerçevesinde bile kuzeyden mal alan Rumların edilmesi, Rumların bizimle birlikte yaşamaya hazır olmadığını gösterir.
Rumların niyetini bilen Türk halkının ezici çoğunluğu, birleşmenin felaketimize sebep olacağının bilincinde olup, iki yönetimli çözüm seçeneğini tercih etmektedir.
 Bu durumda KKTC Meclisi, bundan sonra müzakerelerin iki devletli çözüm seçeneği üzerinde sürdürülmesi kararı almalı. Müzakereciliğe de, bu çözüm seçeneğine inanan bir kişiyi görevlendirmeli. 

YORUM EKLE

banner608

banner474