Demek ki halkın yarısı durumdan memnun.
Demokrasi, özgürlük falan istemiyor. Yargının emir kulu olması umurunda değil. Ekonomik kriz, enflasyon, TL’nin tepetaklak olması, sınır aşırı maceralar da kabulü. Kürtlerin ve Alevilerin ikinci sınıf vatandaş olmaya devam etmesi de. Rüşvet ve adam kayırmanın kral olması da. TC’nin Batı’nın en az sevilen ülkesi hâline gelmesi de.
Halkın diğer yarısının nefret ettiği adamı beş yıl daha başında istiyor.
Bilmiyor mu ki o değişemez, bu nedenle ekonomiyi düzeltmesi mümkün değil. Eğer ikinci turda çoğunluğu alırsa, ki içeride de dışarıda da genel beklenti budur, denediği ve başarısız olan politikalarını sürdürecek. Yabancı yatırımcılar ve kreditörler TC’den vebadan kaçar gibi kaçacaklar. Enflasyon can yakmaya, TL değer kaybetmeye devam edecek.
Fakirleşme süreci bitmeyecek, özetle.
Halkın yarısı buna “ne yapalım, kader,” diyor.
Sen istediğin kadar “kader değil” de.
Başka halklar için fakirlik ve ezilmişlik kader değil de senin için neden kader, kardeş? Allah’ın sana garezi mi var da seni süründürüyor?
Erdoğan’ı başında tutarak fakirleşmeni onaylıyorsun, diyorum sana. Erdoğan’ın bütün suçlarına, kabahatlerine, hatalarına ortak oluyorsun, diyorum.
“Sen işine bak. Biz böyle iyiyiz,” diyor.
“İyi de biz değiliz,” diyorum. “Seninle beraber biz de sürünüyoruz.”
O “Uzatma. Yaz sev ya terk et,” diyor.
“Ne severim ne terk ederim,” diyorum. “Sabredeceğim. Bu arada, sana iyi sefaletler dilerim.”
*
Türkiye gibi tek adam veya Çin gibi ideoloji kapanına düşen ülkelerin sıyrılıp demokrasiye ulaşması kolay değil.
Hatta belki imkânsız. İşte Rusya. Neredeyse 70 yıl komünizm ile diktatörlüğün sefaletini yaşadı. Şimdi Putin’i yaşıyor. İran Şah’tan sonra Mollaların diktatörlüğüne yuvarlandı. Pakistan demokrasi rolü yapan askeri bir diktatörlük olmaya devam ediyor.
Askeri rejimler döneminde bile diktatörlüğü reddeden TC’nin düzlüğe çıkma şansı bütün bu devletlerden ve bütün Ortadoğu ülkelerinden büyüktür.
Eğer seçimi Erdoğan alırsa CHP’de en büyük özelliği seçim kaybetmek olan Kılıçdaroğlu dönemi kapanacak. Kabul edelim ki Erdoğan’ın başarısında Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığının küçümsenmeyecek bir katkısı var.
Onun yerine aday olan gençler CHP’yi tek parti döneminden kalan, halka tepeden bakan çirkinliklerinden kurtarıp seçmene daha güven veren bir hâle getirecektir. Belki onlar Ankara’yı dışlayıcı değil, kapsayıcı bir büyük barışma merkezi durumuna getirebilir.
Dün bir arkadaşımın dediği gibi “çıkmayan candan ümit kesilmez.”
“Her karar bir vazgeçiştir” diye bir cümle vardı. Coğrafya da kader değil tercih oldu. Suriyelilerle yaşamakta bu halkın tercihi. Yaşadığımız acılardan dolayı, insani özelliğim olan acıma duygumu kaybettim. İşin garip tarafı bunun farkında olmayan, bulduğu ekmeğe şükür diyenler rahatlar. Yaşamanın ne demek olduğunu bilmeyen; ömründe bir kitap okumamış, sanat edebiyat bilmeyen insana ne anlatacaksın. Buyrun tercihinizi yaşayın demek düşüyor. Emeğinize sağlık sayın Münir…
Hahaha Tiktok u Atatürk'ün çıkardığını da ilk kez duyuyorum, gülmekten sandalyeden düşüyordum. :)
Yine de seçimler daha bitmedi umudumuzu kaybetmeyelim.
Biliyorum sayın Hasan Hüseyin bey çok haklısınız. Bunların hepsi doğru. Benim iki ablam tiktok u Atatürk’ün çıkardığını düşünen ablalarımı bile ikna edemedim. Ne yapalım çok üzgünüm ülkem adına…
Sayın Eylül, "Buyurun tercihiniz yaşayin" diyorsunuz ama ONLARIN tercihini sadece kendileri değil BİZLER DE yaşamak zorunda kalıyoruz malesef, sorun bu. Bu seçimler sadece kendi hayatlarını değil hepimizin hayatını etkiliyor.
O sizin 'Yaşamanın ne demek olduğunu bilmeyen; ömründe bir kitap okumamış, sanat edebiyat bilmeyen,,,vs' dediğiniz insanlar sonunda sizin de benim de geleceğimi, nasıl yaşayacağımı tayin ediyorlar. Gemi batarsa hepimiz batıyoruz yani.