banner564

Savaş - ama neden şimdi?

Türkiye en sonunda Suriye’deki savaşa dahil oldu.
 
Bu konuyla ilgili en ilginç soru şudur: Neden şimdi?
 
Suriye’de iç savaş neredeyse dört yıldır sürüyor. İşid Irak ve Suriye’nin büyük bölümlerini kapsayan İslam Halifeliğini 13’ay önce ilan etti. Ankara, uzun zamandan beri Pentagon’un Türkiye’deki Amerikan üslerini kullanmasına mani oldu,   Obama’nın İşid’e karşı savaşa girme isteklerine hayır dedi.
 
Birdenbire ne oldu da bu hayır evet’e döndü  ve Türkiye İşid’e karşı savaşa girdi?
 
Bunun birkaç nedeni var. En büyük neden seçimlerde AKP’nin Meclis’teki çoğunluğunu kaybetmesidir.
 
Seçmenden destek alıp ölünceye kadar Türkiye’yi Tek Adam olarak yöneteceğini hayal eden Erdoğan tattığı ilk seçim yenilgisini hazmedemedi. Koalisyon kurulmasını zorlaştıracak bir tutum aldı. Ve ona eski gücünü geri verecek bir erken seçimin kurgusunu yapmaya başladı.
 
Benzer nedenler Davutoğlu için de geçerlidir. Girdiği ilk seçimde AKP’ye 13 yıllık Meclis çoğunluğunu kaybettiren Davutoğlu’nun yeri sallantıdadır. Gül sahneye çıkarsa silineceğini biliyor. Pozisyonunu güçlendirmek istiyor.
 
Savaş koalisyon kurulmasını zorlaştıracak (hangi parti savaş kabinesine girmek ister?). AKP’nin seçim yenileninceye kadar çoğunluk sahibi imiş gibi tek başına iktidarda kalmasını sağlayacak.
 
Bir ikinci neden İran’ın nükleer emellerini kısıtlamayı kabul edip Batı ile barışmaya başlamasıdır. Çok uzak olmayan bir gelecekte bu uzlaşmaya Suudi Arabistan (ve İsrail) de dahil olacak, bu da Suriye ve Irak’taki savaşları yeni bir seyre sokacak. Tahran’ın Batıyla uzlaşması güvenilmez bir müttefik haline gelen Türkiye’yi ikinci plana itecek.
 
Ankara Amerika’nın yanında savaşa girerek eski pozisyonuna geri dönmeyi umuyor.
 
Üçüncü neden Suriye Kürtlerinin PPK’sı olan PYD’nin 900 kilometrelik Türkiye-Suriye hududunun üçte ikisini ele geçirmesidir. Türkiye geriye kalan bölgeye girerek Kürtlerin Ak Deniz’e kavuşmasını önlemek istiyor.
 
Bu amaçlar gerçekleştirilebilir mi?
 
Irak ve Suriye’de mezhep savaşları yapılıyor.
 
Bu tür savaşlar taraflardan biri kazanınca değil hepsinin iflahı kesilince sona erer. Washington (ve Batı) bu nedenle Irak ve Suriye’ye asker yollamaktan kaçınıyor. İşid’i karada bölge devletlerinin ortadan kaldırmasını istiyor.
 
Türkiye savaşı büyütmeyi ve büyük kayıp vermeyi göze almadan ne Esad’ı devirebilir, ne İşid’i ortadan kaldırabilir ne de, uzun vadede, PYD’nin hudut bölgelerinde Ak Deniz’e ulaşan otonom bir idare kurmasını önleyebilir. Erdoğan piyasada olduğu müddetçe de Batı’da eski itibarına kavuşamaz.
 
Türkiye İşid ile PKK’nın vermeye  muktedir olduğu zararı kaldıramaz – kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların şiddetinin hududu yoktur.
 
Hükümetin iyi yapılmamış hesaplara dayanan savaş kararının vereceği bir başka hasar Barış Süreci’ne olacaktır. Güneydoğu’da iki yıldır susan silahlar yeniden konuşacak, toplumu bölen çatlaklar genişleyecek, Türkiye’ye zaafa düşecektir.
 
Bütün bunların sonucu ekonomin darbe almasıdır.
 
Kar nerede peki? Ne kazanacağız?
 
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Orta Doğu politikası bir delinin kuyuya atıp kırk akıllının çıkaramadığı taşa benziyor.
 
Tek ümit seçmenin bunu görüp AKP’ye can attığı erken seçimlerde daha da büyük bir yenilgi tattırmasıdır.
 
Erdoğan ve Davutoğlu iktidardan ellerini çekmedikçe Türkiye’ye verdikleri ve dün geceden beri süratle artmaya başlayan zarar tamir edilemez.
YORUM EKLE

banner471

banner474