banner564

Seçilmiş yetkililer geçmişin hatalarından ders almalı

Demokratik hukuk devletinde herkesin değişik  siyasi ve  ideolojik görüşlere sahip olması, normaldir.
Fakat seçimle göreve getirilen kişiler, geçici bir süreliğine getirildikleri makamlarda tarafsız hareket etmeli ve herkese eşit mesafede olmalı. Göreve getirildikleri makamların yasalarına, tüzüklerine göre işlem yapmalı.
Özellikle belediye ve STÖ deki seçilmiş yetkililer,  halkın ve seçmenlerin, değişik ideolojik ve siyasi tercihleri olabileceği dikkate almalı. Kişisel  görüşleri ile tercihleri doğrultusunda eylem ve açıklama yapmaktan kaçınmalı. Farklı siyasi tercihi olan ve kendilerine oy vermeyenlere karşı, intikamcı ve  olumsuz tutum sergilemeli.
KKTC’de biçimsel olarak demokratik haklar ve her türlü  örgütlenme bakımından, bir çok ülkeden çok daha ileridedir. 
Halen benimsenen hatalı yönetim alışkanlığı sonucu ülkemizde nüfusumuza göre mevcut STÖ sayısı bakımından en ön sıradayız. Başka ülkelerin bir semtinin nüfusu kadar olan ülkemizde 18 belediye vardır. Kişi başına düşen milletvekili sayısı bakımından da, dünyada en  ön sırada bulunmaktayız. 
Fakat geçmişten günümüze tanık olduğumuz olaylar, seçimle işbaşına gelenlerin bazı müstesnalar dışında, gereken düzeyde hizmet vermediğini ortaya koymaktadır.
Popülist, partizanca, siyasi istihdamlar ve harcamalar sonucu, devlet ve belediyeler aşırı borçlu durumdadır. Anavatanın fedakarca mali desteğine rağmen, halkın beklentileri karşılanmamakta.
Elde edilen gelirler hizmetlerde harcanmak yerine, partizanca yapılan aşırı istihdamlar nedeniyle, maaşların ödenmesine bile yetmemektedir. 
 Medya ve sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yorumlar ve şikayetler ,seçilmişlerden memnun olunmadığını gösterir.
Bazı müstesnalar dışında genellikle seçimle iktidara gelen yetkililer, halka hizmet ederek oylarını artırmak yerine, yönetimlerindeki kuruluşların olanaklarını pazarlık aracı olarak kullanarak, popülizmi ön plana çıkararak, güç kazanmayı tercih etmektedir.
Partizanca ve popülist uygulamaları sonucu, yönettikleri kuruluşun iflasına sebep olmaktadır.
1878’de anavatanın sınırları dışında kaldıktan sonra yaşadığımız acıları, zorlukları, ayırımcılıkları, haksızlıkları  ve bize yapılanları unutmamalıyız. 
Devlet kurmak, kendi yönetimimize sahip olmak, seçtiğimiz kişiler tarafından yönetilmek, Ulusal kurtuluş mücadelelerinde halkların ulaşabilecekleri en onurlu hedeftir. Bu nedenle tüm seçilmişler, halkımızı kendi devletimizden soğutacak şekilde hareket etmekten kaçınmalıdır. 
Seçilerek Devlette, STÖ’lerde ve Belediyelerde makamlara getirilenler, sadece geçici bir süreliğine göreve getirildiklerinin ve hizmet etmek yükümlülüğü üstlendiklerinin bilincinde hareket etmeli. Geçici günlerin çok çabuk geçtiğini unutmamalı.
Maalesef ülkemizdeki durum olması gereken düzeyde değildir. Zararın neresinden dönülürse kazançtır. Geçmişin hata ve deneyimlerinden tüm seçilmiş yetkililer, ders almalı ve bundan sonra daha sorumlu davranmaya özen göstermeli.
 

YORUM EKLE

banner471

banner474