Yabancı ciddi yayınlarda seks hakkında çıkan yazıları okuyunca, ister istemez insanın aklına, bu konunun Türklerin diyarında tabu olduğu geliyor.
 
Tabular ikiyüzlülük ve cahillik üretirler, ama statükoyu korurlar, bu nedenle tutucu toplumların ve rejimlerin baş tacıdırlar.
 
Çocukluğumun Kıbrıs’ında Türk kızlar ve erkekler ayrı tutulurlardı.
 
Kızlar evlenmeden önce bakire olmak durumundaydılar.
 
Bir kızla ilişki kurmak isterseniz, o zamanın deyimi ile, “peşine” düşerdiniz ve “manalı” bakışlarla onu sevdiğinizi anlatmaya çalışırdınız.
 
Kız da size manalı bakarsa tenha bir yolda eline bir “mektupçuk” sıkıştırıp aşkınızı ilan ederdiniz.
 
Üçüncü aşama, kızla Rum tarafında bir pastanede buluşmaktı.
 
Ben bu üçüncü aşamaya az daha geçiyordum, ama geçemedim.
 
Kızla buluşmak için anlaştık. Bedesten’in önünde buluşacaktık. Buluştuk da.
 
Rum tarafında bir pastane gözüme kestirmiş,  atmosferi ile fiyatlarını kontrol etmek için çevresinde bisikletimle dört beş tur atmış, hatta orada deneysel bir muhallebi bile yemiştim. 
 
Harçlığımı biriktirmiş, arkadaşlarımdan borç bile almıştım, ne olur ne olmaz, kız bir düzine muhallebi yerse hazırlıklı olmak için.
 
Buluşmaya buluştuk, ama onu çarşının kalabalığında kaybettim.
 
Bir sonraki karşılaşmamızda bana fırlattığı bakışı hiç unutmayacağım.
 
Buluğ çağından sonra oğlanlar genellikle cinsel deneyim için Lefkoşa’nın Ömerge Mahallesi’ndeki orospulara, annemin deyimi ile, “kötülere,” giderlerdi. Orada, kadınlar, kapıları açık tek katlı evlerde müşteri beklerlerdi.
Müşteri gelince kapı kapanırdı.
 
“Sakın kötülere gitme oğlum,” diye öğütlerdi annem sık sık, cebime kötülere veya herhangi başka bir yere gidecek kadar harçlık koyarmış gibi.
 
Andız’ın evinde toplanır, ağzımızın suları akarak Tuncer’in getirdiği çıplak model kitaplarına bakardık. Tuncer’in amcası ressamdı veya ressam olmak istiyordu. Canlı model bulamadığı için (Dalga mı geçiyorsun??!! Ne canlısı?  Ölü model bile bulamazdı!) İngiltere’den getirttiği kitaplardaki modellere bakarak nü denemeleri yapardı.
 
Hiç yoktan iyi olmakla beraber, bu kitaplardaki çıplak modellerin bir yeri muhakkak silinerek saklanmış olurdu. 
 
O konudaki merakımızı tatmin etmek için Tuncer’in, kiracıları olan İngiliz’in eşi tarafından baştan çıkarılmasını beklememiz gerekti.
 
Uzatmayayım. Çocukluğumun Lefkoşa’sı teenager’ler için bir seks cenneti değildi diyeyim ve orada bırakayım.
 
Ne işe yaradı bu tabular? Yaygın mutsuzluk, tatminsizlik, gerginlik, hüsran ve psikoz yaratmak dışında?
 
Seks dünyanın her yerinde, ama özellikle Müslüman ülkelerde, çözüm bekleyen sorunların başında gelir.
 
Karşılıklı rıza gösteren yetişkinler arasında seks, koşulsuz serbest olmalıdır.
 
Seks konusunda ne kadar çok yazılırsa, konuşulursa, deneyimler paylaşılırsa o kadar iyidir.
 
Eski çağlarda, tek tanrılı dinlerden önce, durum daha rahattı. Buluğ başlayınca cinsellik veya evlilik de başlıyordu.
 
Dinlerle günahlar, ayıplar ve yasaklar başladı. Ancak bunların insan hayatına sokulmasının nedeni kutsal kitaplar değil, din adamları ve onların cami dışı arenada devamları olan politikacılardır.
 
Amaç; toplulukları kontrol etmek, kısa bir tasma kayışında tutmaktır.
 
Türkiye bir tabu cennetidir. Her tabu güneş görmeyen bir odadır.