banner564

Sokağa çıkmadan önce

Yürüyüşe gitmek için sokağa çıkmadan önce bahçeye çıktım ve eriklerin olup olmadığına baktım. 
Olmamışlar.
Tahmin ettiğim gibi. 
Daha erken. 
Bir de şunu gördüm. Geçen sene erik ağaçları o kadar yüklüydüler ki dal kırıyorlardı. Bu sene üzerlerinde az meyve var.
Bazı ağaçlarda, zeytin de bunlardan biridir, bir sene bol bir sene az ürün verme huyu var. Neden, Allah bilir. Belki meyve vermek hamile kalıp çocuk doğurmak gibi yorucu bir şey. Bir sonraki seneyi kolaya almak gerektiriyor.
 
Kayısı ağacı eriklere yakın ve dalları olgun kayısı kaynıyor ama ona uğramıyorum, çünkü bütün kayısıların kurtlanmış olduğunu biliyorum. Buralarda, kayısı ilaçlanmazsa kesinlikle kurtlanır. Hep böyle değildi. Son dört beş yılda oldu. Küresel ısınmanın bir sonucu olmalı.
Evi aldığım ilk yıllarda bahçede iri beyaz kayısı veren bir ağaç vardı. Dört beş yıl bize nefis kayısılar yedirdi. Sonra âniden kurudu. Kuru yapraklarla dolu kuru gövdesi hâlâ gözlerimin önünde. Kim bilir ne olmuştu ona.
Hayatı ilginç yapan ne olacağının bilinmemesidir. Gelecekle ilgili her şey belirsizdir. Eriğin ne kadar meyve vereceğini ne ağaç bilebilir ne ben. Erik ağacına doğru yürürken düşüp boynumu kırmayacağım da meçhul.
Kayısı benden ilaç beklemesin. İlaç, yani zehir, kurtlarla beraber sinekleri, arıları ve kelebekleri de öldürür ve yiyenlerin vücudunda birikip onları hasta eder.  
Ben kayısı yiyeceğim diye bir sürü mahluku zamansız ölüme yollamaya niyetim yok. 
Bu sabah ektiğim domateslerle kahvaltı yaptım. Kırmızı ve çekirdekli idiler ama domates tadında ve kokusunda değildiler. Ne anladım o zaman, onları ekip günde iki sefer sulamaktan?
Yapayların dünyasında yaşıyoruz.
Hormon, suni gübre, genetik yapısı değiştirilmiş tohum ve güneşsiz ve topraksız tarım. Her şeyin orijinali daha lezzetli ve besleyici iken neden lezzetli ve besleyici olmayan sahtesi üretiliyor? Çünkü daha çabuk olgunlaşıyor, raf ömrü daha uzun, daha çok insana satılıyor. Daha çok insan bu yöntemle doydukça daha çok çocuk yapıyor ve yapay ürün yetiştirme ihtiyacı da büyüyor.  
Ondan kazanılan para da pek tabii, ki esas itici güç odur. 
Bir yarış bu. Dibe doğru bir yarış.
Eve dönüyorum. Dişlerimi fırçalıyorum. Buzdolabından su matarasını alıyorum. Şapkamı başıma geçiriyorum. Yola koyuluyorum.

Bu sabah kötü bir haber okudum. İleri bir ülkede, yetmiş yaşına basan kişi on altı yıl daha yaşamayı garantilemiş sayılabilirmiş. Seksen altı. Ne korkunç, iflas etmeye hazırlanan ama iflasını ne zaman ilan edeceği gizli bir beyinle, kemiklerle, adalelerle ve organlarla… Hayat aynen yetiştirdiğim domatese dönüşebilir -hayat ama hayat gibi kokmuyor ve hayat tadında değil.
Gene de tam gaz yaşamaya devam. Bilinmeyen gelecek, güzelliklerle dolu olabilir. Olmasa bile, yapacak ne var? 
Okuyucularıma not: Perşembe’den itibaren kısa bir tatile çıkacağım. Bundan sonraki yazım 1 Temmuz’ da yayımlanacak. Arzu edenler eski yazılarımın birçoğuna buradan ulaşabilir: http://pazaryazilari.blogspot.com

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 3 yıl Önce

Haftada üç gün gökyüzüne açılan bir pencere gibisiniz. 1 Temmuz’a kadar bu pencere kapalı olacak. Bahsettiğiniz siteden eski yazılarınızı okuyorum ve yine okuyor olacağım. Gönlünüzce geçireceğiniz bir tatil diliyorum...

Metin Münir
Metin Münir @Ege’de Bir Sahil Kasabası - 3 yıl Önce

İyi tatiller dileyen herkese teşekkürler :-)

Çetin Eraslan
Çetin Eraslan - 3 yıl Önce

İyi tatiller Metin Bey. Dönüşünüzü ve yazılarınızı bekleyeceğiz.

Doğrucu Davut
Doğrucu Davut - 3 yıl Önce

Sizi okumak öyle güzel ki...Kaleminize,beyninize sağlık...

LATIF LEVENT SAĞBAN
LATIF LEVENT SAĞBAN - 3 yıl Önce

İyi Tatiller

Ali ozdemir
Ali ozdemir - 3 yıl Önce

Iyi tatiller

faruk ercan
faruk ercan - 3 yıl Önce

İyi tatiller, biz paylaşımlarınızı bekliyor olacağız.

Sarp Ege
Sarp Ege - 3 yıl Önce

Tam gaz yaşamaya devam. Hayat devam ediyor.Iyi tatiller.

Yasemin Oral.
Yasemin Oral. - 3 yıl Önce

Hayat gibi kokan , hayat tadında bir tatil dileriz. Döndüğünüzde burada olacağız.


banner608

banner474