banner564

Son oyun

Rum-Yunanistan -emperyalist üçlüsü mevcut koşullar ve çeşitli nedenlerle Türkiye’yi adadan uzaklaştırarak hedeflerine ulaşmaya çabasındadır.
Bu amaçla, satın aldıkları medya mensupları vasıtası ile anavatandaki halka, Kıbrıs Türk halkının kendilerine yapılan olağanüstü önemli ve fedakarca yardımların değerini bilmediği, vefasızca ve nankörce davrandığı, Türkleri sevmedikleri görüşünün benimsettirilmesine çalışılmaktadır. Böylece Türkiye’deki kamuoyunun baskısı ile Kıbrıslı Türklere yapılan askeri ve ekonomik yardımların sona erdirilmesi, korunmasız ve desteksiz kalacak olan Kıbrıs Türk halkının kolayca Rum boyunduruğu, daha doğrusu Yunanistan egemenliği altına sokulmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Öte yandan, Rum-Emperyalist tarafı KKTC’deki işbirlikçileri vasıtası ile tüm olumsuzluklardan, ekonomik sıkıntılardan, yönetimsel yozlaşmalardan, siyasi krizlerden Türkiye’yi suçlu göstererek, Kıbrıs Türk halkının anavatandan soğumasına ve böylece uzaklaştırılması için olağanüstü yoğun kampanyalar sürdürülmektedir.
Kısaca belirtmek gerekirse iç ve dış düşmanlarımız Türkiye’nin usandırılmasını ve bize yaptığı fedakarca yardımların değerini takdir etmememiz nedeniyle ‘başınıza ne gelirse gelsin’ diyerek adadan uzaklaştırılmasının sağlanmasına çalışılmaktadır. 
Kuşkusuz anavatanın yanımızda olmaması, bizi korumaması, desteklememesi durumunda şimdiki koşullardaki yaşamamızı sürdüremeyeceğimiz inkar edilemeyecek bir gerçektir.
Bu gerçeğe rağmen bazı kişi, kuruluş ve siyasilerin yoğun beyin yıkama ve propagandalarla başta geçmişi bilmeyen yeni nesle hatta geçmişteki olayları bilen kişilere bile Türkiye’yi karalama görüşlerini benimsettirdikleri üzülerek görülmektedir. 
Anavatanın sağladığı olanaklar ve oluşturduğu özgür ortam nedeniyle, rüyalarında bile göremeyecekleri makamlara, ekonomik olanaklara ve yaşam düzeyine kavuşan bazı kişiler, anavatan karşıtlığına öncülük etmektedir.
TC-KKTC yanlısı görünerek, makam ve çeşitli olanaklar elde eden bazı kişiler ise,  eleştirilmemek, zarara uğramamak düşüncesiyle, sessiz kalarak halkımızın anavatanla arasının açılması kampanyalarını yüreklendirmektedir.
Kendi ulusal çıkarları nedeniyle anavatandan koparılmamızı isteyen Rum-Yunan -emperyalist üçlüsünün saldırıları belki fazla yadırganamaz. 
Fakat, KKTC’deki bazı zayıf halkaların yıkıcı faaliyetleri ve ulusal mücadelemizi baltalamaları, mantık dışıdır. Çünkü anavatanla aramızın açılması, korumasız kalmamız ayni gemide seyahat eden yolcular gibi tüm Kıbrıs halkının da zarara uğramasına sebep olacak.
Türkiye’nin Kıbrıs’tan uzaklaşması durumunda: Rum-Yunanistan yöneticilerine hakaret etmek demokratik hak sayılacak mı? cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan, Milletvekili olabilecek miyiz? Emekli başbakan ve cumhurbaşkanlarına makam arabası, ofis verilecek mi? Sendika yöneticilerine ödenekli izin verilecek mi? Medya devletten mali yardım alabilecek mi ve varlıklarını sürdürmelerine göz yumulacak mı? Basın çalışanlarının sosyal sigortaları devlet tarafından ödenecek mi? Ayrı bir bölgede yaşama olanağımız olacak mı? On binlerce Türk devlette istihdam edilebilecek mi? Devlet emeklileri ile sosyal sigorta emeklilerine maaş verilecek mi?  özel kesimimiz Rum muhatapları tarafından piyasadan silinmeyecek mi?  Üniversitelerimizin faaliyetlerini devam ettirmesine izin verilecek mi? Ürettiklerimizi pazarlamamız çeşitli bahanelerle engellenmeyecek mi? On binlerce Türk yerleştikleri yerlerden göç ettirilmeyecek mi? KC döneminde Rumların imzalarına sadık kalmadığı ve olumsuz tutumları unutuldu mu? Eski Rum mülkünde oturan ve çalışanların başına neler geleceği bilinmiyor mu? Devleti aşağılayanlara, yöneticilere hakaret edenlere, devleti yıkmak çabalarına hoşgörü gösterilecek mi? Yunan idaresine terk edildiği zaman Trakya’da çoğunlukta olan soydaşlarımız gibi, biz de baskılarla göçe zorlanmayacak mıyız? Avrupa Birliğinin ilkelerini çiğneyerek B. Trakya’daki soydaşlarımıza yapılan baskılar, başımıza neler geleceğini göstermiyor mu? Kısaca anavatanın yanımızda olması tüm halkımızın yararınadır. Ayrılmasından da hepimiz perişan olacağız.
Rum-Yunan-emperyalist üçlüsü hedeflerine ulaşmaları durumunda, KKTC’deki işbirlikçiler aynı anavatanın istiklal mücadelesinde düşman tarafında yer alan işbirlikçilerin kaderini paylaşacak. Üstüne üstlük bir de alınlarındaki kara leke ile tarihe kaydedilecekler.
Bu nedenle Kıbrıs Türk halkı olarak anavatanımızın bizim için olağanüstü yaşamsal olan değerini bilerek hareket etmeliyiz. Aramızı açmak için öncülük eden ve onlara inananlar; Rumların geçmişte yaptıklarını, halen gizlemek gereği duymadıkları niyetlerini, bizimle samimi işbirliği yapmayı içlerine sindirmediklerini, yönetim gücünü bizimle paylaşmayı akıllarının ucundan bile geçirmediklerini, ENOSİS idealinden vazgeçmediklerini ve koruması olmayan halkların başına gelenleri dikkate alarak gerçekleri görmeli, kendi bindikleri dalı kesmeye çalıştıklarını anlamalı.  

YORUM EKLE

banner471

banner474