banner564

Suni gübrenin amcası

Suni gübrenin babası, John Bennet Lawes (1814-1900) adlı bir İngiliz’dir.
Belki ona suni gübrenin amcası demek daha doğru olur.
Çünkü, bazı maddeleri toprağa katmanın verimi artırdığını ilk Justus von Leibig (1803-1873) isimli bir Alman keşfetti. Ama Leibig ne buluşunun patentini aldı ne de ticari olarak geliştirdi.
Lawes ise Leibig'in önerdiği maddeleri (ezilmiş kemikti bunlar) kendi topraklarında kullanıp olumlu sonuç alınca, 1841'de dünyanın ilk suni gübre fabrikasını kurdu ve çarçabuk zengin oldu.
Lawes'un, Londra'nın kuzeyinde bulunan Hertforshire’da ailesinden kalan toprakları vardı. Burada bir laboratuvar kurdu ve toprak verimini yapay maddelerle artırmanın başka yöntemlerini de keşfetti.
Aynı yerde dünyanın ilk deneme çiftliğini kurdu. Arazisini iki parsele ayırdı. Birine beyaz şalgam, diğerine buğday ekti. Her parseli 22 parçaya böldü ve her birinde yeni gübre bileşimleri kullandı.
Bu deneyler azot ve fosfatın faydalarını ortaya çıkardı, ama bir sonuç bunlardan fazla ilgisini çekti: Azot, bitkileri azdırıyordu. Ama, azot kullanılan tarlalarda bitki çeşitliliği azalıyordu. Azotla gübrelenmiş parsellerde sadece 3 tür bitki büyürken gübrelenmemiş olanlarda yabani ot, baklagil, vesaire türünden 50 farklı bitki vardı: Suni gübre verimi artırıyor, ama doğanın çeşitliliğini azaltıyordu.
Lawes başını kaşıyıp yeni bir deneye girişti.
1882'de, arazisinde, üzerinde buğday ürünü bulunan 2,000 metrekarelik bir alanı çitlerle çevirtti ve doğal hâline bıraktı.
Buğdaylar yeşerdi, sarardı ve yere döküldü. Bir sene sonra aynı şey oldu, ama artık buğday, toprağa gelen yabani otlar ve sarmaşıklarla rekabet hâlindeydi. 1886'da sadece üç sap buğday büyüdü. Yabani ot çeşitleri arttı, kır çiçekleri ve yabani orkideler görüldü.
Bir yıl sonra buğday tamamen yok oldu. Tarım başlamadan önce çevrede var olan bitki örtüsü tarlaya yeniden egemen oldu.
On yıl geçtikten sonra bitki örtüsü daha da zenginleşti. Fındık, alıç, dişbudak, meşe fidanları boy gösterdi.
Tarla, Romalılardan beri buğday arazisi olarak kullanılıyordu. Kendi hâline bırakıldıktan sonra yılların geçişiyle, doğal hâline dönmeye etmeye devam etti ve sonunda ormana dönüştü.
1915'te fındık, alıç, dişbudak ve meşeye 10 başka ağaç türü katıldı.
Yıl 1938’e geldiğinde tarlanın çevresinde söğüt ağaçları çıktı. Daha sonra bunlar yerlerini, bektaşi üzümü ve porsuk ağaçlarına bırakmaya başladılar.
Lawes'un başlattığı deney devam ediyor. Ama sonuç çoktan belli: Toprak doğal hâline bırakıldığında, kendiliğinden, tarımdan önceki hâline döner. Rüzgârın getirdiği, sellerin sürüklediği, kuşların bıraktığı, hayvan postuna takılıp yer değiştiren tohumlar; suların berrak ve temiz aktığı, havanın baldan tatlı olduğu cenneti geri getirir.
Denemek isteyen var mı?

YORUM EKLE
YORUMLAR
Cafer Alıcı
Cafer Alıcı - 4 yıl Önce

Yazılarınız geç giriyor, Üstadım. Saygılar.

metin münir
metin münir @Cafer Alıcı - 4 yıl Önce

Bu ko nudaki karar benim değil genel yayın yönetmeninindir. Saygılarımla,
MM

Cem K.
Cem K. - 4 yıl Önce

Yazılarınızı takip etmekle birlikte bugünkü yazınızı daha önce 2007'de blogunuzda , 2011'de de Milliyet'te yayınlamış olmanız düşündürttü. Keşke bu yazı daha önce şurada yayınlanmıştı diye not düşseydiniz. Sizin gibi bir ustadan yeni yazılar beklerken eski yazıların tekrar yayınlanması düşündürtücü.

metin münir
metin münir @Cem K. - 4 yıl Önce

haklısınız. Saygılarımla,
MM

Gurel ASIK
Gurel ASIK @Cem K. - 4 yıl Önce

Bazı seyler gundemden dusmez onemine binaen tekrar edilir

Emin Keskin
Emin Keskin - 4 yıl Önce

Yeni yeriniz hayırlı olsun Sn.Münir...Sizi zevkle okuyorum...Saygılarımla...

Gurel ASIK
Gurel ASIK - 4 yıl Önce

Amcamız suni gubreyi kesfetmekle kalmamış ekosistemi yok ettigini de kesfetmiş. Hangisi yararlı kesif?

Gurel ASIK
Gurel ASIK - 4 yıl Önce

Demekki gorunmez bir el hayatımızı guvence altına alıyor, hıfzi hayat cihadında imdadımıza yetisiyor. Biz ise kendi elimizle kendimizi tehlikeye atıyoruz

P. ROJ
P. ROJ - 4 yıl Önce

Denemek isteriz...ama, denetmezler Metin Ağbii. Köşebaşlarını kurtlar kapmış, gayrı...nefes aldırmazlar.

Ahmet Ertugan
Ahmet Ertugan - 4 yıl Önce

Uzun zamadan beri okuduğum tek köşe yazıları sizindir. Rahatlatıyor.


banner471

banner474