Uzakdoğu’da doğan inançlar arasında bana en ilginç gelen Tao veya Taoculuk’tur.
Tao “Yol” veya “Doğanın Yolu,” olarak çevrilebilir.
Nedir bu yol?
Bu yol kâinatın tümüne hâkim olan, her şeyin ondan doğduğu özdür. Her şeyi o düzenler. Bütün varlığın kaynağıdır.
Anlatılması, anlaşılması, tanımlanması olanaksızdır. Şekilsizdir, sınırsızdır ve ebedidir.
Bir tanrı veya bir varlık değil, kâinatı kapsayan bir prensiptir. İnsan aklının kavrayamayacağı gerçektir.
Taoizm Tao’yu çelişkili deyimlerle tarif eder: Aktif ve pasiftir, boş ve doludur, geçici ve ebedidir. Onu anlamak ve çözmek ve anlatmak insanın yeteneğinin dışındadır.
Sanıyorum anlatılmak istenen şudur: Neden kâinat var? Neden yaşama uygun bir dünya oldu? Neden ben varım? Bütün bunların açıklaması nedir? Bu gibi soruları sormaktan vazgeç, çünkü cevap yoktur ve asla olmayacak. Bunlara kafa yoracağına Tao’ya, Doğanın Yolu’na uygun yaşa.
Çünkü:
Tao ile uyum içinde yaşayanlar ahenk, denge ve mânevi aydınlanmaya ulaşırlar. Bunun için kişinin kendini hayatın doğal akışına bırakması, sadeliği, kendiliğinden olmayı, “çabasız çabalama”yı benimsemesi ve merhamet, tevazu, hakiki olma gibi erdemlere sahip olması gerekir.
Taoculuğun başlangıcı Milâttan Önce VI. Yüzyıl’da yaşayan Lao-tzu’ya (Laozi) ve ona atfedilen Tao Te Çing adlı esere dayandırılır. Taoculuk bir felsefi akım olarak başladı ve Budizm gibi dine dönüştürüldü. Bu konuda İslam Ansiklopedisi’nde güzel bir özet bulabilirsiniz (https://islamansiklopedisi.org.tr/taoculuk).
Tao’nun önerilerini Budizm’den Sufizm’e ve onlardan önce antik Yunan feylesoflarına ait birçok inançta bulmak mümkündür. Beni daha çok ilgilendiren Tao’nun kâinatın insan tarafından anlaşılamayacak kadar karmaşık olduğunu ve onu anlamaya çalışmanın boşuna olduğunu söylemesidir.
Dünyanın da içinde yer aldığı Samanyolu Galaksisi’nde yüz milyarlarca yıldız var. Kâinattaki galaksi sayısı trilyonlarcadır. Bu çokluğu açıklamak bir yana, büyüklüğünü kavramak bile imkânsızdır. Bütün bu yıldızlar ve galaksiler kâinatın var olduğu 13.8 milyar yıl içerisinde nasıl meydana geldi? Bunu bırakın milyar yılı kafanız alıyor mu?
Kâinatla ilgili bilimsel tespitlerin birçoğu kesin olmaktan uzaktır.
Olması da mümkün görünmüyor.
Bir başka konu daha var: Görünen kâinat, yıldızlar galaksiler falan, kâinatın yüzde beşini meydana getiriyor. Geriye kalanı, yüzde doksan beş, “karanlık madde” ve “karanlık enerji”dir. Bunların ne olduğuna dair en ufak bir bilgimiz yoktur.
Bir bütünün yüzde doksan beşinin ne olduğunu bilmeden yüzde beşini kesin olarak anlamak mümkün mü?
Varlık hep “İnsan aklının kavrayamayacağı gerçek,” olarak mı kalacak?
Kesin olan bir şey var ama… Kâinat içinde canlıların yaşayabileceği bir biçimde var oldu. Bu soruları sorabilelim diye mi…
Metin Amca, hocam... Biliyorum gitmek istemiyordun ama gitmek zorunda olduğunun da farkındaydın. Sen bir öğretmen, bir manzara, bir ağaçtın. Dünya görüşümün gelişmesinde büyük rol oynadın. Sen bizlerin aracılığıyla dünyaya yayılmaya devam edeceksin. Seni ve bilge duruşunu hiç unutmayacağım.
Başta yakın ailesinin ve dostlar olmak üzere tüm sevenlerinin başı sağolsun.yeri doldurulamaz kendine özgü bir değeri kaybettik.seni çok özleyeceğim Metin abicim.