banner564

Tarih kendini tekrarlar ama sadece akılsızlar için

Siyah mumlarınızı hazırlayın. On altı gün sonra 12 Eylülün otuz beşinci yıl dönümüdür.
 
On iki eylül 1980’de Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanları darbe yapıp idareye el koymuşlardı. Doğrudan yönetimleri üç yıl kadar sürdü. Dolaylı yönetimleri ise yaptıkları anayasa, seçim ve siyasi partiler yasaları eliyle hala sürüyor.
 
Türkiye’de yaşayan insanların yarıdan fazlası 1980’de  doğmamıştı.  Asker neden darbe yaptı diye merak ediyor olabilirler. Ne demişti Cicero (MÖ106- 43 BC) ? Doğmadan önce olup bitenleri bilmemek ebediyen çocuk kalmaktır.
 
Bir cümlede özetlemek gerekirse: Bugün ne oluyorsa 1980 darbesi öncesi de benzeri oluyordu.
 
Ülkede büyük bir tedirginlik vardı. Gene insanlar düşman kamplara bölünmüştü. Gene her gün ölüm haberleri geliyordu ama birbirini öldürenler Türklerle Kürtler değil, Ülkücüler ve solcular ve Sünnilerle Alevilerdi. Çorum ve Maraş’ta Alevi katliamı yapılmıştı. Gene siyasi kriz vardı. Gene krizde cumhurbaşkanlığı makamının önemli bir rolü vardı.
 
Ve en önemlisi, sorunlar kontrolden çıkmış inek sürüsü gibi ülkenin üzerin gelirken, iç savaş ve ekonomik çöküşün nefesi enselerde hissedilirken, siyasiler bir araya gelip ortak bir çare arayamıyorlardı.
 
Aynen bugün olduğu gibi.
 
O günlerin en önemli siyasi aktörü olan Süleyman Demirel (1924-2015) “Neyin olacağını görmek için nelerin olmayacağını görmek gerek,” diyordu.
 
Günler geçiyor, sorunlar büyüyor, askerin rap rapları duyulmaya başlıyor, siyasiler kıllarını kıpırdatmıyordu.
 
Millet  “Bin derdim var hepsi başka biçimde,” diye haykırıyor, siyasiler  “Dünya yansa yorganım yok içinde,” diye şarkı söylüyorlardı.
 
O günlerden çıkan, şimdi pek hatırlanmayan veya önemsenmeyen, önemli dersler vardı:
 
•      Hiçbir sorun, ne kadar büyük ve korkunç olursa olsun, Türkiye’nin siyasi partilerini bir amaç arkasında birleştirecek kadar büyük ve korkunç değildir.
 
•       Türkiye’nin çıkarları siyasi liderlerin çıkarlarından üstün olamaz.
 
Gerçi bütün liderler aynı kefeye konulamaz, ama bugün da aynı değil mi?
 
Bence pek fark yok.
 
Aktörler değişti ama sahne aynı sahne, oyun aynı oyun.
 
Otuz beş yılda Türkiye birçok konuda ilerledi ama demokratikleşmede 35 arpa boyu yürümedi.
 
Siyah mumları hazırlayın ama 12 eylül için değil. Türkiye için. Siyasiler oyunlarını oynarken gençliğine doymadan ölen ve ölecek olan masumlar için.
YORUM EKLE

banner608

banner473