banner564

Tehlike kapımızda

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına, küresel ısınma deniyor. Son yıllarda yaz aylarında görülen kuraklık, aşırı ve kavurucu sıcaklar, küresel ısınmanın etkisi altına girdiğimizi gösterir.
            Küresel ısınma, dünyamıza düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan atmosfere yansıyan ışınlarla oluşur. Atmosfere yansıyan ışınlar havaya saldığımız karbondioksit, metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur. Böylece hava ısınır.
            Yerden atmosfere yansıyan ışınların atmosferdeki gazlar tarafından tutulmasına, sera etkisi denir.
Bilim insanlarına göre,1880 yılından bu yana dünya sıcaklık ortalaması, okyanusların yüzeyi de dahil olmak üzere, yaklaşık 1 derece santigrat arttı. Bu sıcaklık artışı az görülse de bütün gezegen ortalamasına vurduğumuz zaman, çok yüksektir.
Konunun uzmanları, küresel sıcaklıktaki her 1 derece santigratlık artışın, yıldırım düşüşlerini yüzde 12 oranında artacağını ileri sürmektedir. Bu örnek konunun ciddiyetini göstermektedir. 
             Sıcaklık artışına, özellikle 1950’den günümüze insanlar tarafından havaya salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülür. Sera gazı salınımının şimdiki hızla devamı halinde, sıcaklık yakın gelecekte 4,5 derece santigrat artacak ve dünyamızın yaklaşık yarısı, çölleşecek. Kıbrıs da bu çölleşen bölge içinde olacak.
              Küresel ısınmanın şimdiki düzeyde devamı durumunda, 2040’ta hatta belki daha önce Kuzey Kutupta buzul kalmayacak. Buzların erimesi sonuç, deniz seviyesi 216 ayak yükselecek birçok ada ve kıyı sular altında kalacak.
    Havadaki sera gazlarının artması, havadaki İnsan kaynaklı karbon dioksitin yaklaşık %25’ini emdiği kabul edilen denizlerdeki asitlik derecesinin artmasına sebep olacak. Bu artıştan da denizdeki yaşam önemli derecede olumsuz yönde etkilenecek.
Özetle kötümser senaryoya göre, sıcaklık artışının devam etmesi; gıda endüstrisinin iflasına, gıda fiyatlarının artmasına, kıtlıklara, ölümlere, eriyen buzullar ve yükselen deniz nedeniyle alçak alanların su altında kalmasına sebep olacak. Ayrıca tüm canlıları ve insanları olumsuz yönde etkileyecek, engellenemeyecek göç dalgalarına yol açacak, birçok bitki ve hayvan türü yok olacak
Konunun uzmanlarına göre, halen buzullarda hapsedilmiş olan ölümcül hastalıklara sebep olan bakteriler, buzların erimesi sonucu geniş alanlara yayılıp salgınlara yol açacak.
Öte yandan, iyimser senaryolara göre, bütün devletler küresel ısınma tehdidine karşı duyarlılık gösterecek ve sorumluluk üstlenecek. Bitkiler ve hayvanlar değişecek koşullara uyum gösterecek. İnsanlar gereken önlemleri alacak ve bu konudaki sorumluluklarını yerine getirecek. Gelişen teknolojiler sonucu yenilenebilen enerji üretimi gelişecek, yaygınlaşacak ve atmosfere gaz salınımı azalacak.
Nitekim bazı ülkelerde küresel ısınmaya karşı ciddi önlemler alınmakta olduğu görülmektedir Bu çerçevede birçok ülkede güneşten enerji üretimine hız verildi. Petrolle çalışan araç üretiminin azaltılması ve birkaç yıl sonra da sadece elektrikli araç üretimine geçilmesi planlanmaktadır.
Küresel ısınmaya karşı insanların en güçlü silahlarından biri de ağaç varlığını artırmaktır. Ağaçlar, atmosferde kalacak olan karbondioksiti, bünyesinde depolar. Bir ağaç ortalama yılda 1 ton karbon dioksiti bünyesine alır.
Dünyayı en çok kirleten ülkelerden biri olan Çin, Gobi çölüne 60 milyar ağaç dikti ve 40 milyar daha dikeceğini açıkladı.
Bizden çok daha yeşil alanlara sahip olan Avrupa Birliği 2030 yılına kadar 3 milyar ağaç dikmeyi planlamaktadır. Mısır, atık sularla çölü ağaçlandırmaya başladı.
Avrupa’da her vatandaşın yılda ortalama 5ile 7 ton karbon dioksit salınımı yaptığı bilinir. Bu durumda teorik olarak karbon dioksit salınımının nötralize edilmesi için, kişi başına 7 ağaca ihtiyaç var.
KKTC küresel iklim bozulması ve buna bağlı olarak kuraklık ve kavurucu sıcaklardan en fazla etkilenecek bölgededir.
Bu gerçeği dikkate alarak ağaçlandırmaya önem vermeliyiz. Orman Dairesi yanında Tarım Dairesi ile belediyeler de sorumluluk üstlenmeli ve ağaçlandırmaya öncülük etmeli, katkıda bulunmalı.
Tüm belediyeler kaldırım ağaçlandırmasına önem vermeli. Yeterli düzeyde yeşil alan oluşturmalı. Atık suları arındırdıktan sonra ağaçlandırılmada kullanmalı ve isteklilerin kullanımına sunmalı.
Lefkoşa’da yerleşim yeri içinde bulunan yaklaşık 5-6 kilometre uzunluğundaki Kanlı derenin iki cephesinin ağaçlandırılması durumunda 3-4 senede yerleşim yerinin hem havası, hem de görünümü iyileşecek. Ayrıca pis koku sorunu ortadan kalkacak.
KKTC’de insanların çoğunun genellikle başka ülkelere göre çok boş zamanı vardır. Sosyal paylaşım sitelerinde zaman harcama yerine, herkes havaya verdiği karbondioksit miktarını nötralize etmek için 7 ağaç dikmeli. 

YORUM EKLE

banner471

banner473