banner564

Trrrrum! Trak tıkı tak! Makinalaşmamak istiyorum!

Bir süre önce Rum tarafında alışveriş yaptığım süpermarkete selfservis kasalar kondu. 

Satın aldıklarınızla bu kasalardan birinin önüne gidiyorsunuz, kredi kartınızı okutuyorsunuz, barkodları gösteriyorsunuz, eşyalarınızı torbanıza yerleştiriyorsunuz ve arabanızı iterek binayı terk ediyorsunuz. 

Google amcadan öğrendiğime göre 2013’te bu aygıtlardan dünyada kurulu 191,000 ünite varmış, 2025’te ünite sayısının 1.2 milyona çıkması bekleniyormuş.

Markette diğer kasalar insanlı olmaya devam ediyor. Oralardaki kadınların çoğu o markete gitmeye başladığımdan beri oradadır. Nazik ve güler yüzlüdürler. İyi Rumca bilsem hatırlarını sormak ve havayı konuşmaktan hoşlanırdım.   

Her kasada aldığınız ürünleri çantanıza dolduran engelli çalışanlar da var. Onlara karşı nazik ve güler yüzlüyüm ve bahşişlerini eksik etmem.

İnsan seven bir kişi olduğumu iddia edemem. Ama makinelere, robotlara karşı olan aşksızlığımın insanlara olandan kat kat büyük olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle beni bu insansız kasaların önünde görmeniz mümkün değildir.

Eğer market bütün kasaları selfservis yaparsa orada çalışanların işlerine son verecek ve ben de oraya gitmekten vazgeçeceğim.

Böyle bir şey olursa kim kazanacak, kim kaybedecek? Kazanacak, teknoloji şirketleri ve marketin sahipleridir. Biri ürününü satarak ve bakımını yaparak kazanacak, diğeri kasada çalışanların asgari ücretini ödemeyerek. 

Çoğu yaşlıca olan kadınlar bir daha iş bulurlar mı, emin değilim. Onlar fakirleşecek. Ben de fakirleşeceğim, çünkü onların işlerini kaybetmesi benden de bir şey alacak.  

Kasiyerlere ödenmeyen paraların markette satılan ürünlerin
fiyatını aşağıya çekeceğini düşünüyorsanız vazgeçmenizi önereceğim. Fiyatlar, olağanüstü istisnai şartlar dışında, her koşulda sadece artar, düşmez.

Makineler, otomasyon, insanları lüzumsuzlaştırarak bir sahaya daha bayrağını dikmiş olacak, o kadar.

Bu yer değiştirme hızla büyüyecek. Yapay Zekâ, yarım yamalak bir ürün olmasına rağmen, ileri ülkelerde bazı sahalarda çalışanların yerine geçmeye başladı bile. Mükemmelleştiğinde, eğer mükemmelleşirse tabii, bazı işleri insanın elinde alacak. Kaç iş, kaç insan şu anda bilmek mümkün değil. Ama makinelerin insanın yerini alacağı bir çağın eşiğinde olduğumuz muhakkak. 

Mutlaka vardır, ama bunun harika bir şey olacağını söyleyen veya yazan birisine bu güne kadar rastlamadım.

Benim doğduğum Kıbrıs’ta evlerin çoğunda elektrik ve çeşmelerde akan su yoktu. Telefon da. Buzdolabı, araba, çamaşır makinesi hak getire. 

Bunlar yoktu diye gece gündüz ağladığımızı hatırlamıyorum. Var olmayan şeyin eksikliği duyulmaz. Ama kısa zamanda hepsi de ihtiyaç oldu. Bugün ise bunlarsız ev yok.

Daha mı mutluyuz?

Hayır değiliz. Çoğunluk, belki de herkes, gereksiz ihtiyaçlardan inşa edilmiş duvarların arkasında hapis, “sessiz bir çaresizlik” içinde yaşıyor.

**

Bir şey yapılabiliyorsa onu ille de yapmak gerekmez. Bir ürün piyasaya çıktığında onu ille de satın almak şart değildir. Ve bir yere gitmek mümkünse ille de gidilmez. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Daha mı mutluyuz?
Daha mı mutluyuz? - 13 ay Önce

Bilişsel psikolog olan Prof. Steven Pinker, Aydınlanma Çağı sonrası insanlık tarihinde yaşanan gelişmelerle o çağdan önceki zamanları muhtelif konu başlıkları altında mukayese ettiği "Enlightenment now" başlıklı kitabında günümüzde insanlığın tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar iyi bir hayat yaşadığımızı iddia ediyor ve bunu rakamlarla, istatistiklerle destekliyor.. Maddi zorlukların azalması veya ortadan kalkması manevi dünyamızda bizi mutlu etti mi sorusu her insanın kendi adına cevaplaması gereken bir sorudur..

Ahmet Mehmet
Ahmet Mehmet @Daha mı mutluyuz? - 13 ay Önce

Refah seviyemizin eskiye gore cok arttigini gorebiliyoruz. Insanlarin hayat beklentisi gittikce artiyor, teknolojide , bilimde muthis gelismeler yasiyoruz vesayre vesayre fakat "mutluluk" bunlar kadar kolay olculebilen birsey degil.

Annem "Eskiden insanlar yokluk icinde daha mutluydu simdi ise bolluk icinde mutsuz" derdi. Acaba gercekten oyle mi? Belki de bu insan psikolojisine baglidir. Yani eskileri romantize ederek iyi yonlerini hatirlamak isteyen "secici hafizamiz" bizi yaniltiyor olabilir mi?

…..
….. - 13 ay Önce

İki yazıdır yazara ve okuyuculara yorum yazan Hasan Hüseyin ve Ahmet Mehmet aynı kişi mi?

Sedat KARBEYAZ
Sedat KARBEYAZ - 13 ay Önce

Makinalaşmak İstiyorum!



trrrrum,

trrrrum,

trrrrum!

trak tiki tak!

makinalaşmak istiyorum!



beynimden, etimden, iskeletimden geliyor

bu!

her dinamoyu altıma almak için çıldırıyorum!

tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,

damarlarımda kovalıyor oto-direzinler lokomotifleri!

trrrrum,

trrrrum,

trak tiki tak

makinalaşmak istiyorum!

mutlak buna bir çare bulacağım

ve ben ancak bahtiyar olacağım

karnıma bir türbin oturtup

kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!

trrrrum

trrrrum

trak tiki tak!

makinalaşmak istiyorum!

Nazım Hikmet, 1923

Nazım gibi hümanist, insan ve doğasever bir kişi makinalaşmayı insanlara refah ve zenginlik getireceğini düşünerek istemiş muhtemelen.
Ah şu içindeki çocuğu öldüremeyen, saf ve iyi niyetli şairler

musafa yüksel
musafa yüksel - 13 ay Önce

Çok küçükken gecekondumuzda su yoktu. Mutfakta tel dolapta yemek kaç gün saklanırdı hatırlayamam tabi. Ana babalarımız neler çekmiş o zamanlar ama biz farkında değildik her halde. Yoksulluk diz boyu olsa da çok mutluyduk çünkü çocuktuk. Büyüdükçe sorunlar da büyüdü, mutluluk azaldı. Artık her şeye sahibim, borcum yok derdim yok, sağlık idare eder. Arabamla istediğim yere gidebilirim. Mutlu muyum? Bundan emin değilim. Yapay zeka ve robotlar günlük yaşamı renksiz ve yapay hale getirirse bir köye yerleşir bitkilerle uğraşırım. Yapay zekanın hayatıma daha fazla girmesine izin vermem.

Veli Koç /Salihli
Veli Koç /Salihli - 13 ay Önce

Papa’nın sahte olduğu anlaşılması neredeyse imkânsız olan pofuduk kaz tüyü paltolu fotoğrafını uydurabiliyorsa artık her şey olur
Seçimler nasıl olur çok merak ediyorum Robotlar bizim yerimize gidip oy kullanacaklar belki belki de bizim dediğimiz partiye değilde kendi istediğine verip bizi alacaklar
Selamlar

AHmet Mehmet
AHmet Mehmet @Veli Koç /Salihli - 13 ay Önce

Sayin Veli Koc, fotograflarin manipulasyonu bugunku teknolojiyle cok basit hatta bugunku degil 10 yil onceki teknolojiyle bile cok basitti. Internet bugun Photoshop programiyla (veya benzer programlarla) manipule edilmis fotograflarla dolu. Instagrama bir goz atmaniz yeter. Bunlar cocuk oyuncagi.
Simdi artik yapay zeka sayesinde sadece fotograflarin degil videolarin manipulasyonlari mumkun. Istediginiz kisinin istediginiz sekilde videosunu uretebilir ve siz bunu gercekten ayird edemezsiniz. Ornegin bu video tamamen deep fake teknoljisiyle uretilmis.

https://www.youtube.com/watch?v=AmUC4m6w1wo

bu videoda Obama yok tamamen komputer tarafindan uretilmis sahte bir videodur.

https://www.youtube.com/watch?v=CDMVaQOvtxU

Bu videodaki Tom Cruize degildir, tamaen deelfake bir videodur.

Bunlar 5 sene oncesinin teknlojisi idi.

Bunun yaninda yapay zekanin insan psikolojisini bizden daha iyi bilmesi, insanlari manipulasyonda bizden daha becerikli olmasi onu toplu manipulasyonlara propaganda yapmak icin ideal bir arac yapiyor. Yani artik ne medyada veya internette duydugumuza, gordugumuze, okudugumuza inanabilecegiz ne de dogruyu yanlistan ayirdedebilecegiz.

Bu yapay zekanin potansiyellerinden sadece bir tanesi. Bilim adamlari yapay zekayi atesin icadi, tekerlegin icadi kadar buyuk bir icat olarak nitelendiriyorlar, fakat henuz ne insanlarin ne de devletlerin jetonu dusmemis.

Bunun verecegi zararlari dusunerek gecenlerde cok acil olarak onlemler alinmasi icin 2600 bilim adami acik mektup gondermis fakat Amerikan hukumetinin simdiye tek yapabildigi K. Harrisin aciklamasiyla " Yapay zeka ureten sirketler dikkatli olsun" demekten ileriye gitmemistir.

Geoffrey Hinton gibi Max Tegmark gibi Eliezer Kudowsky vs vs gibi daha bircok bilim adamlari dusunurler bizi yapay zeka tehlikesine karsi uyariyorlar fakat yapay zekayi durdurmak mumkun degil. Bugun bircok sirket hergun bir yenilikle karsimiza cikiyor ve o kadar hizli gelisiyor ki bu teknoloji artik birakin nereye gidecegini tahmin etmeyi gelismeleri izlemek bile zorlasiyor.

Orhan Bursalı
Orhan Bursalı - 13 ay Önce

Burada onemli olan ve tartışılması gereken bugünkü makinelesen kosullarda nasıl mutlu olunacağıdır. Be geçmişi ozleyen nedil hızla ortadan yok oluyor. Belki gelecege yararli bir tartisma olabilir.

…..
….. @Orhan Bursalı - 13 ay Önce

Siz Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı misiniz?

m.şakir
m.şakir - 13 ay Önce

Tarihte, ‘’Makine Kırıcılık’’ olarak bilinen LUDİST Hareket, 1800’lerin başında İngiltere’de görüldü. Ned Ludd adlı İngiliz işçinin, işsizliği artırdığı gerekçesiyle makinelere saldırması ve kırmasıyla başladı. Ludd, çorap dokuma tezgahlarını tahrip etti. Ünü tüm İngiltere’ye ve Avrupa ülkelerine yayıldı ve böylelikle Ludizm ortaya çıktı.

Günümüzde Avrupa emek ithal ediyor.Hayat bu yönde gelişiyor. Yapılacak bir şey yok galiba. Gençler çaresini bulur sanıyorum.

m.şakir
m.şakir - 13 ay Önce

Bugün ki Habertürk'te Muhsin Kızılkaya çok ilginç bir yazı yazmış. M.Ş.Esendal'ı ve onun tarım medeniyeti ütopyasını anlatıyor.MM'nin yazısı ile çok alakalı. Öneriyorum.


banner471

banner473