banner564

Yağmur felaket değil berekettir

Yağmur, yaşamız için gerekli olan su döngüsünün en önemli parçası, temiz ve taze suyun başlıca kaynaklarından biridir. Buna rağmen son yıllarda su baskınlarına sebep olduğu için, yağışlı havaların bir kaç gün devam etmesinden herkes endişe etmektedir.
Sel felaketi ve su baskınlarının başlıca nedeni, yağmur sularının binlerce yılda oluşan ve zararsız akmasını sağlayan doğal akış kanallarının bilinçsizce bozulması ve yerleşim yerlerinde yağmur suyu drenaj altyapısı yetersizliğidir. Küresel iklim bozulması nedeniyle yağışların sağanak düşmesi de, su baskınlarının daha sık ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Görüldüğü gibi su baskınları insan kaynaklı olduğu için, önlenmesi mümkündür ve bizim elimizdedir.
Kurak bölgede bulunmamız nedeniyle, bir yandan su baskınlarını engelleyici, öte yandan da düşen her damla suyun zayi olmaması için köklü önlemler almalıyız.
Yok edilen yeraltı sularımızın yeniden canlandırılabilmesi için, düşen her damla yağmurun yer altına sızdırılmasını sağlamalıyız. Bu amaçla, uygun alanlar ağaçlandırılarak, yağışların yüzeysel akış yerine, toprağa sızması sağlanmalı. Ayrıca, çeşitli önlemlerle yağmur sularının, denize akıp zayi olmasını önlemeliyiz.
Yağmur; yeraltı su kaynaklarını besler, ekili alanları ve insanların ulaşamayacağı yerlerdeki bitkileri sular, havayı temizler ve nemlendirir. Ayrıca bitkileri besleyici niteliği de vardır. 
Su döngüsünde yağmur suyu, buharlaşma ile gökyüzüne çıkan damıtılmış saf sudur. Fakat yeryüzüne düşerken, havada asılı bulunan çok küçük maddeleri ve gazları çözerek zenginleşerek düşer. Bu nedenle yağmur suyunda bitkiler için yararlı mikro besinler ve çözünmüş azot vardır.
Azot(nitrojen) yeşil yapraklar için gerekli ve en önemli maddelerden biridir. Yalnız azotun birçok şekli bitkiler tarafından emilemez. Bitkiler tarafından en kolay kullanılabilen bileşiği, yağmur suyunda da bulunan nitratlardır.
İşte bu nedenle yağmur, besin içeriği sayesinde bitkiler, için diriltici etki yapar. Nitekim Kuranda Allah yağmurun bu özelliğine birçok ayette dikkati çeker. ‘Biz gökten tertemiz su indirmekteyiz. Onunla ölü bir beldeyi(toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için.’(Furkan Suresi, 48-49)
Ayrıca yağmur suyunun PH derecesi 5-7 arasında yani hafif asitiktir. Bu niteliği nedeniyle, besin emilimi bakımından yararlıdır. PH derecesinin 7’den fazla olması besin kilitlenmesi sorununa sebep olur. 
Yağmur şehirlerdeki hava kirliliği ve olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması bakımından da yararlı ve gereklidir. Şehir hayatında atmosfere verilen zararlı gazlar, uydu, televizyon, bilgisayar cep telefonu, klima pozitif iyonlar üreterek havadaki oksijen moleküllerinin elektron kaybederek pozitif yüklü hale gelmesine yol açar ve hava kirliliğine sebep olur. Bu üretilen pozitif iyonlar, akciğerimizin derinliklerine iner. Alerji, nefes darlığı, dermatolojik hastalıklar, mikrobik enfeksiyonlar, uykusuzluk, zihinsel yorgunluk, kas yorgunluğu gibi etkileri olur. Bağışıklık sitemimizi zayıflatır, yaşlanmayı hızlandırır.
İşte bu pozitif iyonları, havada yağmur ile doğal olarak oluşan, negatif iyonlar yok eder. Negatif iyonlar tatsız ve kokusuzdur. Yağmur yağarken sürekli negatif iyonları soluruz. Yağmurdan sonra dinlendirici, ferahlatıcı atmosfer bu negatif iyonların yoğunlaşması sonucudur. Negatif iyonlar nefes ile alındıktan sonra kana karışır ve çeşitli biyokimyasal reaksiyonlar üretir. Böylece vücuttaki pozitif iyonların etkilerini engeller.
Kısaca belirtmek gerekirse, yağmur felaket değil nimettir, insanlar ve tüm canlılar için önemli ve vazgeçilmez gereksinimdir.

YORUM EKLE

banner471

banner474