banner564

Yağmur mutluluğu

Metin Münir’in anısına…

Hiçbir ses bana yağmur kadar zevk vermiyor. 


Özellikle Mayıs gibi toprağın ısınmaya başladığı, yağmur beklenmeyen bir ayda duyduğum zaman. Şimdi, bu öğle vaktinde olduğu gibi… Buzdolabı mırıldanır, düdüklüde bezelye pişer, ayaklarım küçük sandalyenin üzerinde kitap okurken.


Gök gürlemesi… Görülmeyen bir kepçe, bulutların içinden su alıp yere dökerken gökyüzünün kenarına çarpıyor.


Yağmur gücünü artırıyor. Kuş sesleri kesildi. 


İyi ki sabahleyin yemliklerine gannavuri doldurmadım. Islanacaklar ve yenmez olacaklardı. Şimdi boş cam yemliklerin içine yağmur suyu dolmakta. Yağmur dindikten sonra bunlara bakarak ne kadar yağdığını ölçeceğim. 


Kapının önündeki Crocs’larımın içine su doldu. Havalandırmak için pencerenin kafesine astığım pijama altı ve tişört ıslanıyordur ama ne gam. Denizde kum bende pijama altı ve tişört. 


Arabamın üzerinde son yağmurun bıraktığı toz izleri vardı, onlar da siliniyordur.


Şimdi yağmur gücünü biraz azalttı ve çiftçinin “toprak yağmuru” dediği hâli aldı. Toprak yağmuru, yani toprağın üstünden akıp giden değil, yumuşak olduğu için toprağın onu emmesine izin veren yağmur. 


Çocukken bu yağmurlar yağdığında sokağa çıkar ve coşkuyla “Yağ yağ yağmurum, hellim ekmek vereyim, ye de gene vereyim,” diye bağırırdım, diğer çocuklarla beraber. Annem de içeriden “Islanıp hasta olacaksın, içeri gir,” diye çağırır, ormandan haftada veya iki haftada bir gelen babama sunmak üzere aklına yazdığı kabahat listeme bir tanesini daha eklerdi. 


Babam haftada veya iki haftada bir geldiğinde bunları dinledikten sonra beni çağırır, annemle yemekten sonra içtikleri kahvelerin fincanları yemek masasının üstünde soğurken, bana güzel bir dayak atardı. Bazen dayak o kadar şiddetlenirdi ki annem “Başına vurma,” daha sonra “Kâfi” gibi lâflarla araya girerdi ama boşuna. Dayak tren gibidir; bir defa hızını aldı mı, frene basınca hemen durmaz.


Nereden hatırladım şimdi bunu?


Boş ver MM. O unutamadığın dayaklardan, çocuklarına vurmamayı öğrendin. Belki bunu öğrenmek için yedin o dayakları.


“Belki. Ama dayak yemeseydim dayakçı olacağımı kim söyledi?”


Kapatalım MM. Bak, ne güzel, yağmur yağmaya devam ediyor. Toprak yumuşadı. Su dolan dallar ağırlaşıp yere doğru eğildi. 


Bu sabah mavi bir gökyüzüne uyandığında, İtalya’da sellere sebep olan bulutların buraya kadar uzanıp bahçeni şenlendireceği aklına gelmiş miydi?


Bu arada düdüklü tencere de öttü ve yemeğin piştiğini haber verdi.


Kalk altını kapat. Üzerine bir ton zeytinyağı döktüğün pantolonunu Kosla’ya bastır. Çilekleri yıka.  


Yağmur dinince, güneş çıkacak. İlk güvercinlerin sesini duyacaksın, sonra kargaların, sonra serçelerin kesilmeyen ötüşleri başlayacak. Öğleden sonra belki arıkuşları da uğrar. 


Yağmur mutluluğuyla yatıp biraz uyursun.

16 Mayıs 2023 tarihli yazısı
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ruh ikizi
Ruh ikizi - 6 ay Önce

İnsan diliyle Özdeştir. Ruhun dışarıya yansımasıdır dil. Hani fazla söze gerek yok derken ‘öyle bir şey’ deyip kısadan kesilir ya… Kusursuz üstadın yazıları. Okurken yorgunun içtiği su gibi ferahlık veriyor insana.Uykular kaçınca okunur. Uyanınca okunur. O her zaman okunur, bıkılmaz. Mutlaka yepyeni bir bilgi vardır içinde, bir köşelerde.
Çok şey kaybettik dostlar. Yurdumun en iyi bilge insanını iyi ki, 30 yılı aşkın takip etmişim. Bizi bir yerlerde izlediğine inanmak istiyorum. Her nerdeyeyseniz huzurlu günler diliyorum sayın MM.

hilmi sancaklı
hilmi sancaklı - 6 ay Önce

Mekanı cennet olsun sevgili ustanın.

Okur
Okur - 6 ay Önce

Ben babamdan hiç dayak yemedim, yediysem de hatırlamıyorum. Ama annemden yedim. Yetişkin olduktan sonra bir gün anneme sordum. Neden öyle yaptın diye. Ne bileyim be oğlum, biz öyle gördük, öyle biliyoruz. Başka türlü davranmayı bilmiyordum ki dedi. O anda anneme hak verdim ve onu affettim.

MM’de babasından yediği dayağı yazmış ama uzatmamış, eminim o da affetmişti.

Benim affetmediğim dayaklar öğretmenlerimden yediğim dayaklardır. Onların tutunacak hiçbir dalı yok. Cahil değiller, üstelik hiçbir öğrenci dövmeyen bir çok öğretmen de önlerinde örnek vardı. Buna rağmen döverlerdi. Kendi yetersizliklerini gidermek için bunu yaptıklarını şimdi anlıyorum ve affetmiyorum.

Dün diyalog sayfalarına bir ara ulaşılamıyordu. Arıza vardı herhalde. Ama bir an çok kötü oldum. MM’yi kaybettiğimiz yetmiyormuş gibi, onu sevenleri de kaybettik dedim. Öyle olmadığına sevindim.

Bu yazısını hatırlıyorum, bu yorumumu keşke o zaman yazsaydım. Ama her yorumu okumaz sanıyordum. Sonradan Espasito yazdı her yorumu okuduğunu. Olsun onu sevenlerle de burada buluşmak güzel. Bir aile gibiyiz sanki. En azından ben öyle hissediyorum.

…..
….. @Okur - 6 ay Önce

Katılıyorum. Yorumcuların yazdıklarını okumaya geliyorum sanki acım hafifliyor.

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 6 ay Önce

Metin Bey, o yağmur sesinin zevkini birkaç gündür Ege’de biz de aldık. Kurak geçen günlerden sonra ilaç gibi geldi. Gök gürlemesini benzetme şeklinize ise hayran kaldım. Metin Bey, sizi çok özlüyorum ve Sn. Ruh Ikizi’nin de yazdığı gibi, bu yazılanları bir yerlerden okuduğunuza, bizi izlediğinize inanmak istiyorum. Ve bu şahane yazılar için bir kere daha teşekkür ediyorum…

Tarık Er
Tarık Er - 6 ay Önce

Nur içinde uyu Bilge insan mekanın cennet olsun

MY
MY - 6 ay Önce

Kıymetli MM❤
Özledik

Okur
Okur - 6 ay Önce

Yazılarınızla, yazılarınızda yaşıyorsunuz Metin Bey. Rahmet üzerinize olsun.

Okur
Okur @Okur - 6 ay Önce

Alttaki Okur ben değilim, başka bir Okur.

hakan görür
hakan görür - 6 ay Önce

MM in bütün yazıları günün gereklerine göre tekrar yayınlanmalı. Bugün cumhuriyet bayramı mı onunla ilgili bir yazısı varsa yayınlanmalı. sonuçta binlerce yazısı vardır. tabi telif yasaları meselesini bilemem


banner608

banner473