İnsanı kenara itip dünyayı ondan devralmasından korkulan İleri Yapay Zakâ ile ilgili birçok analiz okudum, ama hiçbirinde şu sorunun sorulduğuna rastlamadım:
Böyle bir şeye gerek var mı?
Faydaları nedir ki son sürat, ne olduğu ve nelere gücünün uzanacağı yaratıcıları tarafından bile bilinmeyen tanrı kudretinde bir bilgisayar/robot yapılmaya çalışılıyor?
Yaratıcılarının, yani ne kadar ahlâk ve iyi niyet sahibi olduğu tartışmalı Silikon Vadisi milyarderlerinin, çıkarının ne olacağını biliyoruz:
Milyarlarını trilyon yapmak. Toplum üzerindeki nüfuzlarını artırmak, halkları, hatta devletleri, gitmek istemedikleri yönlere sürüklemek.
İleri Yapay Zekâ daha gelişme sürecinde– devam hâlinde bir çalışma, work in progress’dir.
Ama birkaç gün önce OpenAI, daha geçen Kasım’da varlığından dünyayı haberdar ettiği Chat GPT’nin Amerika’daki iPhone’lar için Apple app dükkânlarından elde edilebileceğini açıkladı. Yapay Zekâ’yı paraya tahvil etmeye başladı. Hizmeti yükleyenler, mobil cihazlarında ChatGPT’ye soru sorup yazılı cevap alabilecek. Aynen Google’da olduğu gibi.
ChatGPT’nin sahibi olan OpenAI 2015’te kâr gayesi gütmeden güvenli Yapay Zekâ yaratmak amacıyla Elon Musk ve Peter Thiel tarafından kurulmuştu.
Kâr gayesi gütmeme düşüncesi çoktan terk edildi. Microsoft’un geçen Ocak’taki bir milyar dolarlık katkısıyla yoluna devam eden şirkete biçilen değer 29 milyar. Şimdilik.
Çok geçmeden Google’ın kendi Yapay Zekâsını mobil aygıtların kullanımına sunacağına yemin ederseniz başınız ağrımayacaktır.
İş kıran kırana ticari rekabete döküldüğü için tüketiciler zarar/fayda hesabı olmayan bir Yapay Zekâ bombardımanına tutulacak.
İşin ilginç tarafı OpenAI’n Yapay Zekâsının tam olmamasıdır. ChatGPT sorulan sorulara yanlış cevaplar verebilmektedir.
Piyasaya yarım yamalak sunulmasındaki amaç, kullanımın hataları ortaya çıkararak yaratıcılara bunları düzeltip sistemi iyileştirme fırsatı vermesidir.
Bir an önce piyasa kapmak yanında, tabii.
Ama benim, senin, onun çıkarı nedir?
Yapay Zekâ hiç olmasa madden ve mânen daha mı kötü olacağız? Veya soruyu başka türlü soracak olursam: Yapay Zekâ olunca madden ve mânen daha iyi duruma mı geleceğiz?
Her iki sorunun cevabı da, bu aşamada bildiklerimiz çerçevesinde, Hayır’dır. Çok daha fazla şey biliyor olduğumuzda da cevabın değişeceğini sanmıyorum.
Biraz araştırınca Yapay Zekâ’da beklenen bazı faydaların şunlar olduğunu öğrendim: İleri otomasyon. Karar verme hızını süratlendirme. Data girişi, müşteri hizmetleri ve araba kullanımı gibi işleri insanlardan devralma. İnsanın dayanma gücünün olmadığı uzay, derin deniz gibi yerlerde iş yapmak. Cerrahlardan daha yanlışsız ameliyatlar...
İnternet’te bundan çok daha uzun listelere de ulaşabilirsiniz. Bunları okuyunca sizin tepkiniz değişik olabilir.
Benim tepkim Sokrates’in Milattan dört yüz yıl kadar önce eski Atina’da bir pazar yerini dolaşırken söylediklerini tekrarlamak oldu: “Tanrım, onlarsız yapabileceğim ne kadar çok şey var.”
Bir tekno-tufan geliyor diye düşündüm bir de. Ve ufka baktığımda ne bir Nuh gördüm ne de bir gemi…
23 Mayıs 2023 tarihli yazısından…
Daha önce paylaşılmamış bir yazı gördüm ve sevindim. Böyle devam Diyalog Gazetesi. 3 Haziran’da Nâzım Hikmet’i anarken, size Nâzım Hikmet’in çok sevdiğim bir şiirini yazmak istedim Metin Bey. Umarım sevdiğiniz bir şiiridir.
“Su başında durmuşuz
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınarla bana.
Su başında durmuşuz
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarla ben, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, bir de kediye.
Su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.
Su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
Su başında durmuşuz.
Önce kedi gidecek
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim
kaybolacak suda suretim
Sonra çınar gidecek
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak,
Sonra o da gidecek.
Su başında durmuşuz
Su serin
Çınar ulu
Ben şiir yazıyorum
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak
Çok şükür yaşıyoruz
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze. “