Yeni hükümet kurulurken İlginç bir şey oldu.

 

KKTC’nin en büyük kamu şirketi ve kara deliği olan Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIBTEK) Başbakanlıktan alındı ve Maliye Bakanlığına bağlandı.

 

Maliye Bakanlığına da Hasan  Başoğlu adında, adı sanı pek duyulmamış Gaziveran’lı bir beyefendi getirildi.

 

Mehmet Ali Talat’ın seçimi olarak.

 

Başoğlu’nu diğer ölümlülerden ayıran iki özellik var:  Biri iflas etmiş, diğeri borç ve beceriksizlik içinde yüzen iki devlet şirketinde üst düzey yöneticilik yapmış olması.

 

Birinci şirket CTP hükümeti sırasında ebediyete intikal eden Kıbrıs Türk Hava Yolları’dır.

 

İkincisi KIBTEK’tir.

 

Başoğlu bakan olmadan önce KIBTEK’te Mali İşler Koordinatörü idi. Gazeteler geçen yılın ocağında bu görevden istifa ettiğini yazmıştı. Ama kurumun web sitesindeki yönetim kadrosu listesinde  düne kadar “Müdür Muavini (İdari/Mali) Koordinatör” olarak görünüyordu.

 

Koordinatörlük KIBTEK’te genel müdürden sonra gelen, en önemli görevdir. Bu işi yaparken Başoğlu kuruma giren çıkan her kuruştan, alınan yakıtın kimden, kaça alındığından, hangi gemilerle taşındığından, ihalelerin neden, kime verildiğinden bire bir haberdardı.

 

Talat’ın Başoğlu’nu Maliye Bakanı olarak atamasının ve KIBTEK’i ona bağlamasının iki nedeni olabilir.

 

Birinci neden kurumu iyi tanıyan Başoğlu’nu kullanarak KIBTEK’i özelleştirmek, Türkiye’den adaya kablo ile elektrik gelmesinin önündeki en büyük engeli kaldırmaktır. (Türkiye’nin adaya elektrik getirip KIBTEK’e teslim etmeyeceğini size garanti edebilirim.)

 

İkinci neden Başoğlu eliyle Maliye’den KIBTEK’e para aktararak oradaki bozuk düzeni sürdürmektir.

 

Sizce hangi olasılık gerçekleşecek?

 

KIBTEK’le ilgili olarak çok şey söylenebilir. Hatta kitap yazılabilir. Ama bu aşamada şunları bilmek yeter.

 

(1) Türkiye bir kilovat saat elektriği ortalama 20 kuruşa mal ederken KIBTEK 60 kuruş civarındamal ediyor.

 

(2) KIBTEK petrol kullanarak elektrik üretiyor. Petrol fiyatlarında büyük düşüşler oldu. KIBTEK’in elektrik fiyatlarını indirmesi gerekirken tarife yükseltmek için bir önceki hükümete başvurdu.

 

KIBTEK karanlık bir kurumdur. Şeffaflık,  hesap verebilirlik için geçerli değildir. Hesapları devlet kurumları tarafından denetlenemez. Mali durumu hakkında web sitesinde bir satır bilgi yoktur.

 

KIBTEK’in olduğu gibi devam etmesinin ekonomik mantığı yoktur.

 

Daha ileri gidip şunu söyleyeyim: KIBTEK KKTC’nin sahte bir devlet olduğunun kanıtıdır.

 

Kendine saygısı olan hiçbir hükümet, KIBTEK gibi, devlet otoritesi dışında, başına buyruk bir kurumun varlığına tahammül edemez.

 

Sorumu yineliyorum:

 

Talat ne yapacak?

 

KIBTEK’i özelleştirecek veya düzene mi sokacak?

 

Yoksa olduğu gibi devam etmesine izin mi verecek?

 

Birinci seçeneğin gerçekleşmesi İsa’nın suyun üstünde yürümesi gibi bir mucize olur.

 

Talat anakroniktir: Türkiye’deki öğrenciliği sırasında moda olan ama çoktan tarihe karışmışsolcu bir ideolojinin savunucusudur. Kafası eski devirlerde kaldı. Onun defterinde özelleştirme olamaz.

 

KIBTEK hükümetin, daha doğrusu Talat ve CTP’nin, ekonomide ne yapmayı düşündüğünün en önemli işareti olacak.  İşe KIBTEK’i akla uygun olarak düzenleyerek başlamayan hükümet ekonomide reform yapmayacak demektir.

 

Beklediğim de budur.