banner564

Yere basmadan yürümek

Yere basmadan yürüme zamanı geldi yine. 
Yağmur yağdı, toprak uyandı, bahçenin yeşil olmayan yeri kalmadı. 
Espasito bahçeye benimle çıktığında ona “Arkamdan yürü, benim bastığım yerlere bas,” diye talimat veriyorum. Bahçeye benim kadar aşina olmadığı için her şeyi ot görüp toprağın üstüne yeni çıkan çiçeklerin ve ağaççıkların üzerine basmasın istiyorum. 
Burada, mesela, küçük bir badem fidanı var. Boyu iki kibrit çöpü uzunluğunda bile değil. Bir farenin yemek için taşıdığı ama burada terk ettiği bir bademden çıkmış olmalı. 
Burada, servilerin yanında, o bademden de kısa kendiliğinden çıkan bir sürü servi fidanı var. 
Burada topraktan çıkanlar ise ot değil, arpa çiçeğidir. İlkbaharda orasını çiçek dolduracaklar. 
Toprağı beslemenin en iyi yolu onu kendi hâline bırakmaktır.
Yeşil bitkiler fotosentez ile güneşi gıdaya çevirirken kökleri vasıtasıyla yere karbondioksit ve şeker pompalarlar. Bu nedenle yerden ne çıkarsa dokunmadan büyümesine izin vermek toprak sağlığı için çok önemlidir. 
Toprakbilimcilerin anlattığına göre, yaz gelince değişik bir taktik uygulamak, kurumaya başlayan yeşillikleri ayak altında çiğnemek gerekir. Ezilen bitki çürümeye başlar. Solucanlar çürükleri “humus” toprağı hâline getirir. 
Solucan gübresi toprağın yapısını iyileştirir ve su ve besin tutma kabiliyetini arttırır. Toprağın havalanmasını, topraktaki mikrobiyolojik canlılığın çoğalmasını ve bitkilerin büyümesi için gerekli olan elementleri sağlar.
Bu özellikleri nedeniyle solucan gübresi üretilen bir ürüne dönüştü.  
Toprak bitkiyi, bitki toprağı besler.
***


Bahçede bir portakal ağacı ile bir yenidünya ağacı yan yana duruyor kuzey-güney olarak sıralanmış, neredeyse dalları birbirine değecek kadar yakın. 
Portakal ağacının üzeri olgun meyve yüklü. 
“Benim işim bitti bitecek,” diye memnunlukla seslendi. “Portakallarımı toplarlarsa toplarlar. Toplamazlarsa dökmeye başlarım. Ondan sonra ilkbaharda çiçek açıncaya kadar boşum. Gel keyfim gel.”  
Yenidünya ağacı çiçeklerini meyveye çevirmeye yeni başlamıştı ve taze yaprak çıkarıyordu. 
“Benim işim daha yeni başlıyor,” dedi abartılı bir inleme ile. “Sen çiçek verirken ben meyve vermek durumundayım. Göz açıp kapatıncaya kadar gene çiçek zamanı gelecek.”
İkisinin ayaklarına yakın bodur çokumdan bir Crocosmia’nın sesi yükseldi. “Baylar… Pardon…”
Devam etmesine engel olan çokumda meydana gelen bir iç tartışma dalgalanması idi. 
Az sonra gene aynı Crocosmia’nın özür dileme perdesinden sesi duyuldu. “Baylar dedim ama bayan iseniz …”
Portakal sözünü kesti: “Akılsıza bak. Tabii bayanız. Sen meyve veren bay gördün mü?”
Yenidünya homurdandı: “Nerede varsa bir bodur, Allah’ın belası odur.”
Bodur Crocosmialar utanarak kızardı. Bu nedenle açıldıklarında çiçekleri kırmızı olacaktı.
İnanılmaz narinlikteki yapraklarından sap ve çiçek olacak bir püskül çıkarmaya başlayan dev rezene konuşmaya dahil oldu.
Yirmi metre kadar solda üç yıl kadar önce diktiğim dört kalem servi vardı. Orayı işaret etti. Servilerden biri birdenbire kurumuştu. 
“Hâlimize şükredelim,” dedi. “O servinin başına gelen bizim başımıza da gelebilirdi.” 
Düşünce dolu bir sessizlik oldu. 
Kalktım ve yere basmadan yürüyerek eve döndüm.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Eylül Eylül
Eylül Eylül - 2 yıl Önce

Halil Cibran’ın Kum ve Köpük kitabından “ ağaçlar toprağın göklere doğru yazdığı bir şiirdir. Biz onları kesip yıkar ve hiçliğimizi yazmak üzere kağıt yaparız.” Sözleri geldi aklıma. Doğada her bitkiye duyulması gereken saygıyı anlatmanız, onların fısıltısını hissetmeniz harika. İyi ki varsınız Sayın M.Münir...

Ruh İkizi
Ruh İkizi - 2 yıl Önce

Kızılderili diyor ya, “Eğer duymasını bilirsen ağaçlar konuşur.” Teşekkürler sayın MM.

Sarp Ege
Sarp Ege - 2 yıl Önce

Genelde yeşilliklere , çimlere basmaya çekiniriz, toprak bilimcilerde tam tersini söylüyor. Mevsim gereği bahçelerimiz kendi haline bırakıldı. 3. Cemreden sonra bahçelerimize çeki düzen vermeye başlayacağız. Baharı özledik. Herkese sağlıklı ve mutlu hafta sonları dilerim.

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 2 yıl Önce

Yazıyı, bir masal dinler gibi çok keyifle okudum. Fotoğraf ise bahçenin tüm güzelliğini yansıtacak şekilde harika çekilmiş. Fotoğraftaki o göz alıcı yeşilliği görünce, içimden o yeşilliğe dokunmak, sevmek geldi.

Faruk Ercan
Faruk Ercan - 2 yıl Önce

Teşekkürler MM

Tarık
Tarık - 2 yıl Önce

Doğaya meydan okumadan, onunla ahenk içinde olmak.

Birisi
Birisi - 2 yıl Önce

Espasito ile egenin kasabası tanışıyor mu merak ettim.

Birisi
Birisi - 2 yıl Önce

Espatiso ile egedeki kasaba tanışıyor mu? Merak ettim.

banner608

banner474