banner564

YETMEZ, HEPSİNİ İSTİYORUM!

Eski Yunanlar denizi gök gibi sonsuz, başı ve sonu olmayan, uçsuz bucaksız bir yer sanırlardı. 


Antik çağların en usta denizcileri Yunan’dı. 


Bu ustalığı onlara bir bölümü deniz ve adalardan müteşekkil bir yerde yaşıyor olmaları kazandırdı. 


Ada anlayışınıza göre Ege Denizi’nde 1,200 ile 6,000 arasında ada var. Meskûn olanların sayısı 200 civarındadır. Birbirine ve anakaraya yakın bulunan bu adalara ulaşımın tek yolunun deniz olması gemiciliğin gelişmesinde büyük bir etken oldu. Güvertesi üç katlı olan ve her katta kürekçilerin dizili olduğu trireme Yunan icadı idi ve Antik Çağların en etkili deniz savaş gemisiydi. 


Gemi yapma ustalıkları ve uzaklara gitme sevdaları Yunanlarına o zamanlar bildikleri dünyadaki birçok yere koloni kurma fırsatı yarattı. Koloniler şehir devletlerinin artan nüfuslarına yer bulma ihtiyacından doğdu. 


Bir gemi yola çıkarılıyor ve o zamanlar hiç kimsenin olmayan topraklarda suyu, doğal limanı ve tarıma elverişli toprakları bulunan bir yer seçiliyordu. Efes gibi yerleşim yerleri bu şekilde kuruldu. 


Kuzey Afrika, Akdeniz, İtalya, Ege ve Karadeniz kıyılarında bugün gördüğümüz antik yerleşim yerlerinin çoğu, ta milattan önceden kalmadır.

Bunların birçoğu yılların geçişinde deprem, savaş, salgın hastalık, silt ile tıkanmak nedeniyle terk edildi veya imha oldu.


Dünyanın tenha, doğanın nispeten bakir olduğu o antik günlerde yaşamak nasıl olurdu diye düşünürüm zaman zaman. 


İlginç olurdu muhakkak, ama bazı bakımlardan o günlerle bu günler arasında çok az fark var. Çünkü insan bugün ne ise o gün de öyle idi. 


Bir defa ardı kesilmeyen savaşlar vardı. Despotlar vardı. Atina ve Roma’da şehir devletleri demokrasi iken çoğunluk idaresine son verip diktatörlük kurmak isteyen zenginler ve asiller vardı ki sonunda başardılar. Vatandaşlar ve köleler vardı ki bu ikinci sınıfın yerinde bugün maaşlılar var. Zenginler ve fakirler, borç altında ezilen çiftçiler vardı. Devamlı dış tehdit, daha güçlü bir devlet veya toplum tarafından zapt edilip her şeyini kaybetmek tehlikesi vardı ki bugün Ukrayna, Hong Kong ve Tayvan gibi yerlerin kendilerini buldukları ortam budur.


En önemlisi hiç kimse için güvenlik yoktu. Roma tarihi öldürülen veya intihara zorlanan asiller, zenginler ve ünlülerle doludur.


En eski devlet geleneğine sahip Yunan, Roma, Pers, Hindistan ve Çin gibi ülkelerin tarihi bize gösteriyor ki sebep oldukları yıkım ve kan dökümünün yanında, yarattıkları uygarlıklar bir kırıntıdan ibarettir.


İnsanın sahip olma isteği ve bu sahip olmanın doyuma ulaşmasının imkânsız oluşudur, gezegeni bu hâle getiren.


Dünya büyük, zengin ve eşsiz güzelliklerle dolu, ama ne o gün insanlara yetti ne de bugün yetiyor. Eski Yunanların denizi gibi uçsuz bucaksız olsa da yetmeyecek. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Eylül Eylül
Eylül Eylül - 1 yıl Önce

O tarihlerde olanlar halen devam ediyor hem de katlanarak. Bugün de tehlikelerle dolu dünyamız, güvensiz. “ Kıyamet Günü Saati“ alarm veriyor. Atomik Bilimciler bültenine göre yüzbinlerce insanı öldürebilecek küresel bir nükleer savaşın potansiyel olarak yıkıcı sonuçları açıklanıyor. Putin’in nükleer seçenekler masada demesi de vahşetin büyüklüğünü gösteriyor. Demek ki bu üstünlük savaşları hep eskiden gelme ve geleceğe doğru evrilme aşamasında. Emeğinize sağlık…

Prometheus
Prometheus - 1 yıl Önce

“Vatandaşlar ve köleler vardı ki bu ikinci sınıfın yerinde bugün maaşlılar var. “ insanoğluna yaşaması için ateşi verdim, görüyorum ki bugün yaşayabilmek için o ateşte yanmakta. Adil bir düzen yok dünyada ama nüfus da çok. Kaynak kısıtlı. Eyy insanoğlu artık üreme ya da az üre.

Kazım Uluseri
Kazım Uluseri - 1 yıl Önce

????????????

Prometheus
Prometheus @Kazım Uluseri - 1 yıl Önce

Kazım Bey, bu soru işaretlerinin anlamı ne ola ki?

Turkish powet
Turkish powet - 1 yıl Önce

Yetmez ama hepsini istiyor yetmez ama evet diyor

Turkish powet
Turkish powet @Turkish powet - 1 yıl Önce

Kusura baknayın metinbey yine bişeyler oldu yanlış şeyler yazmışım

banner471

banner473