Diyalog Gazetesi
2023-08-21 09:30:35

Akıl dışı olmaz

Ferdi Sabit SOYER

21 Ağustos 2023, 09:30

Yaşadığımız iç politikaya endeksli gergin olaylar; 1990 ve 1998 sonrası yaşadıklarımızı hatırlatıyor. Apostolos Andreas Manastırına Mescit açıklaması. Söz konusu Manastırda görevli Papaza yönelik provokasyon, BM Temsilciliğinin Eylül öncesi iki lideri bir araya getirme girişimini ret etmek. Pile’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin haklı kolay erişim niyetini, BM Barış Gücü ile çatışmaya götürmek. 
Arka arkaya gelen bu olaylarla, BM’nin açılışı nedeni ile Eylül ayında New York’ta gerçekleşecek olan dünya liderlerinin buluşma zeminine nasıl gideceğiz? Sayın Tatar’ın, iki liderin buluşma önerisini ret ederken açıkladığı, “bu Güneyin imaj çalışmasıdır” dediği noktada, iyi bir imajla biz mi? Güney mi gidecek? Çünkü Sayın Hristodulidis, Eylül öncesi ayni zamanda GYÖ üzerinde de çalışıyor. Bunu ise Sayın Tatar’ın, GYÖ görüşmeyi ret etmesi üzerine, bir kısım Kıbrıslı Türk ile görüşmesine dayandırıyor. Bunu da Kıbrıs Türk Toplumunun, “Kurumsal yapısı” dışında diye ilan edip, hazırlık yapıyor.
Güney basın haberlerine göre, Sayın Hristodulidis’in bu GYÖ adımları ise; Karma Evliliklerden doğan Kıbrıslı Türk çocuklarına akıl dışı bir tutumla verilmeyen Kıbrıs Cumhuriyeti Kimlik Kartı ve Pasaportlarını vermek ve Haspolat ile Pirohi de iki yeni sınır kapısı açmak olduğu ifade ediliyor. Özellikle Karma Evliliklerden doğan çocuklara Kimlik Kartı ve Pasaport vermeme olayı, tüm dünyada onlar için olumsuz bir imajdı. Çünkü bu konuda mağdurların örgütlü hareketi, iki toplumdan sivil toplum hareketlerinin ortak çabası, barış isteyen siyasi hareketlerin iç ve dış alanda bu konuyu dile getirmeleri ile bu akıl dışı tutum, Güneyin bağnazlarını dünyada çok sıkıştırmıştı. Bu, AB üyesi olmalarına rağmen, Avrupa Parlamentosunda kınanma noktasını kadar onları getirdi. . Şimdi, Sayın Tatar’ın ret ettiği GYÖ görüşmesi ile Sayın Hristodulidis konuyu, Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığı dışında ele alarak, olumsuz imajı, New York’ta Eylül platformu içinde gidermek yoluna gidiyor. Ancak işi kolay değil. Çünkü bağnaz odakların engelleme girişimleri ile yüz yüzedir.
Gerek Apostolos Andreas Manastırına Mescit açma söylemi ve Papaza yönelik provakasyon ile Pile gerilimi Kuzeyden; bu açılımları ele alan Sayın Hristodulidis’e dönük, Eylül öncesi Güneyin bağnazlarına yönelik, ince ayarlı bir destek adımı mı? Hal bu iken Sayın Tatar, Rusya’nın Kuzeyde Temsilcilik açma adımını, “ kira ödeyecek ve sözleşmesine pul basacak “ diyerek dolaylı tanıma olarak ilan etti. Sayın Tatar; Kuzeyde AB, İngiltere, ABD’nin temsilcilikleri de var. Su parası da ödüyorlar. Yani hepsi bizi tanıdı mı? Kendisi, GYÖ görüşmesini ve BM nezaretinde buluşmayı ret ve BM ile gerilimi tırmandırma ile Apostolos Andreas Manastırına dönük, provokasyonlara açık kapı bırakan siyasetler izlerken; Sayın Hristodulidis, bir taşla iki kuş vurma peşinde koşuyor. Bir kuş, Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığı dışında, Kıbrıs Türk Toplumuna yönelik yeni açılımlar; öteki kuş da yalnız dış dünyanın değil, ayni zamanda Kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Türklerin çoğunluğunun hoşuna gidecek adımları atma çabası. Sayın Tatar, ideolojik ve politik saplantıları için siyaset yaparken; esası, yani kurumsal varlığımızın belirleyici olma özelliğini eritiyor. Tıpkı, 1991 yılında, AB’ye yönelik ihracatımızı, ihraçta kullandığımız mührü değiştirip, daha sonra ABAD kararları ile katmerli izolasyonu yarattığımız gibi. Ayrıca 1998’ de, “Artık Federasyon ve Toplumlararası Görüşme yok, Devletten Devlete görüşme var” deyip, tüm gemileri yaktıktan sonra; 1999’da üstelik, 1960 Garanti Antlaşmalarına da ters olan, “Çözüm olmadan Kıbrıs AB üyesi olur” diyen AB Helsinki Zirvesi Kararlarını kabul etme zorunda kalındığı tarihi gerçeği gibi. Bunları hatırlamadan hala, 1990 ve 1998 kafası ile hareket etme yanlışlığını bu topluma yaşatamazsınız. Çünkü iğne ile kuyu kazarak elde ettiğimiz ve her alanda ciddi bir nefes borusu olan Yeşil Hat Tüzüğünü de kaybettirme ihtimali yaratıyorsunuz. ABAD sürecine ve 1999 Helsinki Zirvesine benzer adımlar atmak, Kıbrıs Türk Toplumunun ve Türkiye’nin çıkarına değildir. 

Yorumlar (2)

Turkish power 10 Ay Önce

Sayin hocam rum baspiskoposun elde dila askeri talimlerine sayip sovduklerine rum yonetiminin surekli atinaya kosmasina annan referandumunu reddedip crans montanadan kacmasina ne diyeceksiniz nasrettin hocanin dedigi gibi hirsizin hic mi sucu yok durustce cevap veriniz hodri meydan

Turkish power 10 Ay Önce

Annan planina evet dedin crans montanadan kacmadin ne cikarin oldu ne elde ettin nereye vardin durust olun durust yalan ruzgari estirmeyin

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.