Aktif Cumhurbaşkanlığı... 

Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası, memleketimizin siyasetinde esaslı bir sorunu görünür kıldı. Bu ise sorumluluktan kaçma ve sorumluluk almadan popülizmle var olma çabasıdır. Bu yanlış anlayışa dönük esaslı itirazı, önermeleri ile CB adaylarından Sayın Tufan Erhürman yapıyor. Sayın Erhürman, Kıbrıs sorunu ve dış politikada, toplum lideri olarak yoğun diplomatik, hukuki ve siyasi çaba öngörü-yor. Ancak bir başka noktayı da aynı ağırlıkla gündeme getiriyor. Bu da Anayasada Cumhurbaşkanına verilen yetkiler nedeni ile kamuoyu, parlamento ve hükümet indinde; iç ekonomik, sosyal sorunları-mızla ilgili etkin çaba içinde olacağı söylemidir. Bu nedenle sorumluluktan kaçmaya ve popülist siyaset yapmaya alışmış çeşitli çevrelerin eleştirilerine maruz kalıyor. Bu cevreler şunu dile getiriyor. “Bizde Başkanlık Sistemi yok. Niye böyle konuşuyor?” diyorlar. Ancak ekonomi başta olmak üzere diğer alan-larla ilgili CB Makamına Danışmanlar atamasına karşın, Sayın Ersin Tatar’ın 5 yılda bu konuda bir “arpa boyu” yol almadığı gerçeğine de ses çıkartmıyorlar. Ama eleştirilerde en garibime giden nokta; UBP, DP, YDP Hükümetinin ve partilerinin sözcülerinin yaptığı söylemlerdir. Çünkü bunlar, Sayın Ersin Ta-tar’ın CB seçildikten sonra yapılan Genel Seçimlerde UBP’nin birinci parti gelmesi üzerine, Parti Başkanı Sayın Sucuoğlu’nun kurduğu hükümete yaptığı bakan atamalarını veto ederek; onu toplum indinde değersiz hale döndüren müdahalelerini unutmayı seçebilirler. Ama toplumsal hafızada bu rezalet, hala yer almaktadır. Çünkü bu, Sayın Sucuoğlu’nun parti başkanlığından, Başbakanlıktan ve siyaset alanın-dan silinmesini getirdi. Bu yaşananlar halkın iradesinden süzülmeyen bir hükümeti göreve getirdi. “Cumhurbaşkanın yetkisi yoktur” diyerek, aktif CB vaadi yapan Sayın Erhürman’ı eleştirenlere, Ana-yasada oluşan hükümeti onaylama yetkisi olan Cumhurbaşkanının, bu yetkiye dayanarak gerçekleş-tirdiği bu kötü icraatı hatırlatmak gerekir. Şimdi bunun mağdurlarının Sayın Tatar’ı desteklemek garip-liğini yaşamaları nedeni ile bu konularla ilgili konuşurken daha dikkatli olması gerekir. Hele bu ayıbı kapatmak için, 15 gün Dışişleri Bakanı yapılan, ama Sayın Tatar’ın vetosu ile görevden alınan kişinin şimdi; seçime üç ay kala, görevde olan bakanı hoş olmayan usullerle görevden alarak, bakan ataması da var. Bu ise o Anayasal yetkiyi şimdi de seçime dönük gönül yarası tamiri aracına döndürmek de-mektir. Bunlara gık etmeyenlerin, Sayın Erhürman’nın Cumhurbaşkanının Anayasal yetkilerini, toplum yararına aktif ve etkin değerlendirilmesi görüşüne dönük eleştirileri samimi olamaz . Yaşamın her alanında sorumluluk alan, demokratik değerlere bağlı CB beklentisini Sayın Tufan Erhürman toplumun gündemine taşıdı. Toplum bunu önemsemeli ve gereken desteği vermelidir.