Geride bırakmış olduğumuz haftanın iki gününü Avrupa Parlamentosu’nu ziyaret ederek oradaki siyasilerle birlikte geçirdik.
Kıbrıs Türkü adına yapmış olduğumuz bu ziyarette Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ile bizi ilgilendiren birçok konuyu ve olayı tartışma fırsatı bulduk.
Bu konuların içerisinde önde gelen, AB Türkiye raporunun Kıbrıs’la ilgili olan paragrafları, Kıbrıs Türkünün Avrupa Parlamentosu’nda işgal edilen temsiliyet hakkı ve Kıbrıs sorununu gidermek için yapılan görüşmelerdir.
Biz bu konuları sorgulamaya gayret ederken, Avrupalı siyasiler de Türkiye’de yaşanan 17 Aralık’taki siyasi gelişmeleri ve güç ayrımını sorgulamaktaydılar.
Diğer bir yandan da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Avrupa Parlamentosu içerisinde bulunan temsilcileri yetmezmiş gibi, Dışişleri bakanları Kasulidis tarafından görevlendirilen Brüksel daimi temsilcileri de bizler gibi AP milletvekillerini tek tek ziyaret edip bazı bilgiler aktarmaktaydı.
Enteresan ama gerçek, adamlar harıl harıl çalışır. Neden mi?
Kıbrıs meselesinde Türkler ısrarla konfederasyon isteminde bulunuyorlar diye bir safsata ile AP’de bulunan milletvekillerine, suçlu olarak Türk tarafını göstermeye çalışıyorlar.
Neymiş efendim, Kıbrıs Türklerine egemenlik hakkı veriliyormuş da, bu hakla birlikte Birleşmiş Milletler’in federasyon tezi ortadan kalkıyormuş.
Neyse, bu işin bir parçası, gerekli yanıtların verildiği, detaylı öğrenmek isteyenlere de tarafımızdan nasıl bir deklarasyon hazırlandığının izahı yapıldı.
Diğer bir konuları ise, 2004 yılından beridir Kıbrıs Türk halkının nüfusundan kaynaklı iki AP milletvekilinin, GKRY tarafından işgal edilmesinde kaynaklanan problemi çözmek adına düzenlenen senaryoyu oralarda anlatmak.
Uzun bir zamandır yapmış olduğumuz girişimlerin tümünde anlatmaya çalıştığımız; en doğal hakkımız olan temsiliyetimizin bizlere en azından gözlemci olarak verilmesinin en demokratik hak olacağıdır.
Tartışmalar haklılığımızı ortaya çıkartırken, bunu örtbas etmek için karşı bir salvo ile karşı karşıyayız.
GKRY’nin bu konuda dev bir projesi var(!). Kıbrıs Türkünün de AP milletvekili seçilebilmesi için seçim yapmak.
Ancak bu seçimlerin sandıkları sınır kapılarına kurulacak ve oralara gidenler oy kullanacak. Nerde ki, çoğulcu demokrasilerde vatandaşın oy kullanması için hizmetin kolaylaştırılması ve vatandaşın ayağına götürülmesinin tam aksi.
Seçimlerde Kıbrıs Türk adayları ayrı bir liste olarak aday olacak. Kıbrıs Türk seçmeni de bir tek onlara oy verebilecek.
Bağımsız dahi seçilseler AP de istedikleri partiye girebilecekler.
Bu konularda yazılı metini görmeden her hangi bir yorum yapmayacağımızı belirttiğimizden dolayı başka yorum yapamayacağım.
Ama niyet belli, bu konuda AP içerisinde ki gelişmeleri bertaraf edip, işte bakın biz teklif ettik onlar yanaşmıyor diye anti propaganda yapmak için hazırlanan bir proje.
Üstüne üstlük, bu projelerinden Kıbrıs Türk temsilcilerinin de haberi varmış.
Doğrudur, var, AP milletvekillerinden kulaktan kulağa duyduğumuz kadarı ile var. Ancak şunu unutmamalıdırlar ki Kıbrıs konusundaki muhatap AB kurumları değil, Kıbrıs Türk Halkıdır.
Aklımıza gelen birçok soruyu sormadan önce yazılı metini görmemiz gerekliliği ısrarını gösterdik. AB’nin, Kıbrıs Türk halkının yapmış olduğu seçimleri ve referandumu yakınen takip ettiklerini, Kıbrıs Türkünün çoğulcu demokrasiye olan inancını onların şahitliğinde gerçekleştirdiğini anlatarak, bu teklif yapılırken Kıbrıs gerçeklerinin bir kez daha üzerinde durulması ve hatırlatılması gerekliliğinin üzerinde ısrarla durduk.
Kıbrıs Türk halkının nüfusundan kaynaklı iki temsilcisinin AP’de olması gerekmektedir. Bunun zaman geçirilmeden yapılması gerektiğini, yetkililerin bu konuda gerekeni yapmaları konusunda taleplerimizi de yeniledik.
Bu konunun detaylarını sizlerle ancak yazılı bir metin elimize geçtiği zaman tartışır durumda olabilecek ve görüşlerimi size daha net aktarabileceğim. Konuyu Kıbrıs Türkü adına yakinen takip edip, hakkımızı almak için gayretlerimiz devam edecektir.
Avrupa Parlamentosu’ndan izlenimler
Paylaş