Ülkemizde yakın zamanda yaşananların demokrasiyle olan ilişkisini değerlendirmek, ayrıca okumuş olduğum makaleler ve kitablardan alıntılar yaparak ülkemiz demokrasisini irdelemek istedim.
Demokrasilerde; ayrıcalıklı kişi, sınıf ve zümre yoktur. Kanun önünde herkes eşittir.
Demokrasilerde ve hukuk devletinde suç işleyen milletvekilinin dokunulmazlığı yoktur. Dokunulmazlık kürsü dokunulmazlığıdır.
Hırsızlık, terör örgütü üyeliği, kalpazanlık, rüşvet, zimmet, görevi kötüye kullanma gibi suçlardan yargılananlara dokunulmazlık, çağdaş demokratik sistemlerde sözkonusu değildir.
Siyasetçi, sandıkta halka hesap verir düşüncesi, sadece bizim gibi ülkelere özgü bir yaklaşımdır. (Bu düşünce, ülkemizde son seçimlere giderken yaşamış olduğumuz mantığın kendisidir. Halka, siyaset kurumunun temsilcilerinin yaptığı işlerle hergün hesap verilmesi gerekliliğini, akıllardan çıkarmamak gerekir.)
Demokrasilerde; Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere, Başbakan, Bakan ve Milletvekili de yargılanır.
Ülkemiz Anayasasında yazılmış olan kural aynen şu şekildedir;
Yasama Dokunulmazlığı
Madde 84
(1)Milletvekilleri, Cumhuriyet Meclisi çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, bunları dışarıda tekrarlamaktan veya açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
(2)Seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen Milletvekili, Cumhuriyet Meclisinin kararı olmadıkça tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ölüm veya beş yıl veya daha çok hapis cezasını gerektiren suçüstü durumu, bu kuralın dışındadır; ancak, yetkili kişi, durumu derhal Cumhuriyet Meclisine bildirmek zorundadır.
(3)Seçimden önce veya sonra Milletvekili hakkında verilmiş cezanın yerine getirilmesi, dönem sonuna bırakılır. Milletvekilliği süresince zaman aşımı işlemez.
Economist Dergisi’nin Dünyada Demokrasi İndeksi başlıklı yaptığı araştırmaya göre 167 ülke, yönetildikleri siyasi rejim dikkate alınarak dört gruba ayrılmış:
1) Tam demokrasiler...
2) Kusurlu demokrasiler...
3) Hibrit- Karma rejimler...
4) Otoriter rejimler...
Hibrit-karma rejim yani Demokrasiyle yönetiliyormuş gibi görünen baskıcı rejim.
Economist Dergisi’ne göre ülkemizde uygulanan demokrasi şekline herhangi bir sınıflama yapılmadığı için bunu siz okuyucuların takdirine bırakıyorum. Gerçek demokrasi sınıflandırmada;
Bölünme özgürlükleri yok,
Devletin kurumlarını altüst etmek yok,
Yürütme; yasamaya ve yargıya hiçbir şekilde müdahale etmez.
Protesto hakkına, yaşama hakkı kadar önem verilir.
Halkın yönetime katılım durumuna,
Kadın-erkek eşitliğine,
Basın ve ifade özgürlüğünün olup olmadığına,
Siyasi partiler arasındaki fırsat eşitliğine,
Demokrasi kültürünün yerleşip yerleşmediğine,
Sivil toplum örgütlerinin gücüne bakılır.
Özgürlük, insan hakları gibi demokraside yozlaştırılmaya, suistimal edilmeye uygun kavramdır. Oy ile gelenler; demokrasiyi, amaçlarına varmak üzere bırakıp otokrasiye bir nevi kişisel monarşiye veya plütokrasiye tek kişi yönetimine dönüştürebilirler.
(Buna en güzel örnek, son hafta içerisinde yaşanandır. Amacına varma düşüncesi ile, koalisyon ortağını hiçe sayarak, kendi siyaset kurumunun aldığı kararı zorla uygulatmaya çalışmasıdır.)
Toplumun suç işleme özgürlüğü yok ama toplumu yönetenlerin ve milletvekillerinin suç işleme özgürlüğü var diyen bir rejimin, demokratik rejim olduğundan bahsedilemez.
(Devleti zarara uğratmayacak işler dışında, hangi konu isterse olsun, çoğulculuktan kaçarak, gizlice ve taraflıca yapılan işlerin tümü suç sayılır.)
Anayasayı ve yasaları kendi amaçları için kullanan siyasetçilerin ayrıcalıklı olduğu rejim Demokratik rejim değildir.
(Yazılmış olan yasaları, antlaşmaları ve hatta halkın önüne çıkıp nutuk atarken söylenen sözlerin akdi geçerliliği olduğunu, siyasi kurumun veya siyasetcilerin de bunlara uyması gerektiği ve ben yaparım olur zihniyeti kesinlikle benimsenemez.)
Demokratik rejim; kuvvetler ayrılığına dayalı bağımsız yargının varlığı ile sağlıklı işler ve verilen kararlara veya görüşlere uyulur.
Herkesin eşit olmadığı, kişi sınıf ve zümrenin ayrıcalıklı olduğu bir rejim; sömürünün despotizmin egemen olduğu rejimdir.
Herkesin eşit yönetilmesinde eksik kural varsa, siyasetciler tarafından tamamlanır. Hiçbir şekilde ayrımcılığın yapılmasına yer verilmez.
Ayrıcalıklı kitleler yaratmamak adına herkesin eşit sayılabildiği kurallar konur, eşit hak ve hizmetin uygulanması sağlanır. Ayrıcalıklı dokunulmaz kişiler toplumların kan emici mikroplarıdır ve bunların varlığını engelleyen düzenler kurulur.
Diktatörlüklerde; halk doğruları lidere söylemekten korkar.
Ders çıkarmamız gerekirse, kişilerle uğraşma yerine, amaç kişilere hak sağlayan bazı düzenlemeleri ortadan kaldırmak olmalıdır.
Siyaset kurumunun ülkemiz içerisinde yapacak tonlarca işi varken, kişi veya belirli zümreleri memnun etmek için işler yapmasından vazgeçmelidir.
Demokrasi Çeşitleri ve Uygulanışı
Paylaş