Gelişmeleri izlemek ve yorumlamak zorlaşıyor. Çünkü akıl ve sağduyu sanki düne aitmiş gibi oldu.
Bu yüzden Bayram arifesinde bayrama uygun olmayan bir yazı kaleme aldım.
Bakın, Kuzey Kore – ABD gerginliği karşılıklı nükleer saldırı ve kısa, uzun menzilli füze tatbikatları eşliğinde gelişiyor.
Haberler veriyor… ABD, Hiroşimaya atılan atom bombasının, 50 katından daha güçlü bir nükleer bombayı denemiş. Kuzey Kore ise bir orta menzilli füze denemesini Japonya’nın üzerinden Japon denizine düşüren bir tatbikat yapmış.
Bütün bu gelişmeleri ise sanki vasat bir arkası yarın dizisi gibi bıkkınlık içinde izler haldeyiz.
Almanya Başbakanı Sayın Merkel, Türkiye ile AB Gümrük Birliğinin yenilenmesi görüşmelerinin ele alınmasına karşı olduğunu söyledi. AB Komisyonu Başkanı Juncker ise AB Türkiye ilişkilerinin bırakın durgunluğa girmesini, kopmasını dile getirdi. Üstelik bunun sorumluluğunun Türk tarafında olduğunu söyledi.
Ama bu gelişmeleri de vasat bir dizi gibi takip ediyoruz. Bunlarla ilgili hazır rahatlatıcı bir ilaç da kamuoyuna veriliyor. “Bunlar seçimler içindir”. Peki, Türkiye- Almanya ilişkileri, Türkiye- AB ilişkilerinin gerginliği; bunu dile getirenlere, bunun üzerinden siyaset yapanlara oy kazandıracak kadar ilgili ülkelerde kamu oyunda yer etti ise, bu iş seçimlerden sonra nasıl düzelecek?
Kuzey Kore -ABD gerginliği için de o hazır reçete var. “İki çılgın lider”. Peki dünyanın bir nükleer çatışma yaşaması iki çılgının elinde ise o zaman akıl, vicdan ve mantıktan uzak, terörist örgütler ve onların liderliklerine niye öfkelenelim?
Bakın yakın geçmişte bizde bazıları AB için “kıyma makinesi” derlerdi. E şimdi bunların Sayın Merkel ve Sayın Juncker’in açıklamaları için sevinç gösterileri yapmaları gerekmez mi? Ama tıs yok.
Aynı şekilde güneyde sevinç gösterileri yapması gerekmez mi? Çünkü Türkiye – AB ilişkileri kopma noktasına geldi. Türkiye – AB üyelik müzakerelerini vetolarla bloke eden ve diğer blokelere destek veren onlar değil mi? Şimdi ne o, Türkiye Avrupa’dan kopuyor radikal devlet oluyor endişeleri?
Burnunun ucunu göremeyen bu iki yüzlü politikalar, adayı yine dünyanın bu karmaşasından felaketin arifesinde tutuyor.
Kısacası bayram arifesi yazısına denk düşmedi bu yazı diye düşünebilirsiniz. Ama dünyada çok önemli belaların arifesindeyiz. Bu yüzden karınca kararınca dahi olsa değinmek istedim.
Bayramınız kutlu olsun...