Kapı kırma, kapat Sayın Sucuoğlu

Başbakan Sayın Faiz Sucuoğlu tıpkı yerine geldiği Sayın Saner gibi konuştu. Sayın Saner ağır ekonomik kriz için tedbir yerine, temelsiz hedefler ifade ediyordu. “KKTC Serbest Bölge olacak, planlar hazır” demişti. Şimdi ise Sayın Faiz Sucuoğlu tıpkı onun gibi seçim sonrasını işaret ederek, “Artık tanınmamışlığın avantajlarını da yaşamanın zamanıdır. Beni AB yasaları çok ilgilendirmez... Singapur, Tayvan modelleri var” dedi. Peki senden önceki aynı partinin Başkanı ve Başbakanı halka “planlar, projeler hazır, Sayın Fuat Oktay’a sunduk” demişti. Hani o devraldığın planlar projeler nerede? Derler ya elli senedir Federasyon konuştuk da ne oldu? Aynı 50 yıl içinde Sayın Saner ile Sayın Sucuoğlu’nun; Singapur, Tayvan ve Serbest Bölge sözlerini milyon defa duyduk. Üstelik Sayın Sucuoğlu’nun o, “Tanınmamışlığın avantajlarını yaşamanın zamanı geldi” sözü var ya bu, o “ayrı devlet” tezinin iflas ilanıdır da. Kendi tezlerine dahi kendilerinin zerre inançları yok. Yazık. Üstelik Sayın Sucuoğlu o eski mantığı yine tekrarladı, “Beni AB Yasaları ilgilendirmez”. İster üye ol, ister üye olma; bazı demokratik, hukuki ve ekonomik evrensel değerler yararlı ise bunları kendi bünyene adapte etmek siyasetin insanına ve yurduna karşı görevidir.
1980 ve 1990’lı yıllarda güya tanınmamışlığın avantajı kullanılacak ve ülkeye para gelecek diye allaya pullaya Offshore Bankacılığı için yasal düzenlemeler yapıldı. O tartışmalar içinde UBP parti ve hükümet yetkilileri bugün olduğu gibi afaki sözlerle bunu savunmaya kalktılar. “Paranın karası beyazı mı olur” dediler. Sonra ne oldu? 2005-2006 içinde Kara Para Aklanan memleket listesinden çıkmak için akla karayı gördük. AB ve Evrensel kurallara uyan yasalar ve düzenlemeler yapmak için canımızı yedik. Sonunda başardık. Peki olmasa ne olurdu? Ticaret için akreditif dahi açamazdık… Yani bu alanda “Saray Önü” kuralları değil, Evrensel Hukuk, Ekonomik değerler ve kriterler geçer.
Sayın Sucuoğlu; 136 ülke bir araya geldi ve Kurumlar Vergisinin dünyada %15 olarak uygulanmasına karar verdi. İrlanda ve “Kıbrıs Cumhuriyeti” bu vergiyi %12,5 olarak uyguluyordu; bana ne beni ilgilendirmez diyemediler. Peki bizde durum nedir? Kendi gerçeğimizde bu % 37 olarak yer almaktadır. Yabancı yatırımcıyı bir yere bıraktım, yerli iş ve sermaye sahiplerini dahi bu yüksek vergi oranları nedeni ile kayıt dışılığa itiyoruz. Vergi affı oyunlarına gireceğinize, gelin bunu ele alalım. 
Devamlı istikrardan söz ediliyor. İsrail’de 8 partili koalisyon arka arkaya yapılan üç seçimden sonra kuruldu. Almanya’da seçimden sonra halen Hükümet kurulmadı. Sayın Merkel’in son kurduğu ve yenisi kurulamadığı için devam eden hükümeti, 6 ayda kurulmuştu. Ama kimse İsrail ile Almanya’da istikrarsızlıktan söz etmedi. Neden? Çünkü kurumsallaşmış bir kamu ve hukuk düzeni var. Çünkü kamu yönetimi yöneticileri, Bakanlık isimleri ve devlet daireleri, kedinin yavrusunu ağzına alıp, yerden yere götürdüğü gibi her hükümet değiştiğinde sil baştan değişmiyor.
Ekonominin çıkmazını aşmanın yolu; ister tanın, isterse tanınma liyakat ve bilgiye dayalı kurumsal bir kamu yönetiminden geçer. Sayın Sucuoğlu, Tayvan ve Singapur’dan evvel önce, kamu yönetiminde o eskimiş Saray Önü kriterlerini cesaretle ele alalım. Sayın Başbakan, Yabancı yatırımcı ve İnşaat Sektörü için kapıyı açmaktan değil, kırmaktan söz etti, Sayın Sucuoğlu kırmak değil ama kapanması gereken ilk kapı; Kamu Yönetimindeki Üçlü Kararname kapısıdır. Kırma, bunu kapat.