Sayın Bahçeli ve Sayın Türkeş

Bir seçim bitti. Ama derdi bitmedi. Çünkü halk iradesine bağlılığı içine sindiremeyen güçler var. Seçim kampanyası içinde Sayın Tatar’ın seçim afişlerinde yer alan ifadelerle ilgili tek kelam etmeyenlerin, şim-di söyledikleri çok havada kalıyor. Çünkü Sayın Tatar’ın afişlerinde; ‘Tatar’a oy, Devlete Evet’ demektir vurgusu vardı. Sanki devlet ve varlığı Tatar’la özdeşti. Peki bu seçim sonuçları ile ne oldu? Sayın Tatar %35 oy aldı. Yani devlete sahip çıkan bu toplumun çeyrek nüfusu mu? Hayır. Aksine, Sayın Erhüman’a %62 ile oy veren büyük çoğunluk, Devlet yönetiminde ve CB makamında ciddiyet özlemi ile oy verdi. Bu çoğunluk, aynı zamanda devletin imkan ve olanaklarının dar bir kesime değil, hak eşitliği temelinde tüm yurttaşlara ulaşması özlemi ile oy verdi. Aynı zamanda Sayın Erhüman’a oy veren her görüşten insan, Kıbrıs Türk halkının adanın eşit toplumu olarak, içte ve dışta adanın öznelerinden olması bek-lentisi ile oy verdi. Yani artık her seçim öncesi kamu kaynakları ile imkanlarının; iş, arsa, kredi, oy için para dağıtma, T ve Z izinleri ve benzeri imkanları dağıtmakla sonuç alınamayacağını bu seçim gösterdi. Bütün bunları hala görmeden, seçim kampanyasındaki yanlışı, seçim sonuçları bittikten sonra da sür-dürmek ve kazananları devlet düşmanı gibi göstermek, hataların en büyüğüdür. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye bir şey söylemek isterim. Kıbrıs sorunu ile ilgili Türkiye’de ve Kıbrıs’ta, “Ya Tak-sim Ya Ölüm” belgilerinin olduğu dönemde Türkiye hükümeti, Rahmetli Sayın Adnan Menderes ile Sayın Fatin Rüştü Zorlu, evrensel kabul gören Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmasını yapmıştı. Onları 27 Mayıs darbecileri idam etti. Bu darbeden sonra kurulan Milli Birlik Komitesinin bir üyesi de Rahmetli Alparslan Türkeş’ti. Sayın Türkeş söz konusu Kıbrıs Cumhuriyeti antlaşmasını iptal etmek değil, aksine Kıbrıs Cumhuriyeti olgusunun yaşaması mandası ile Sayın Emin Dırvana’nın Kıbrıs’a Büyükelçi olarak atanmasına katkı yapmıştı. Şimdi yıllardan sonra bir seçim kaybedilince, Kıbrıs Türk Toplumunun ada-nın kara, hava ve denizlerinde hak sahibi olma zeminini, ilhak ile ortadan kaldırmak yaklaşımını ifade eden Sayın Bahçeli; Sayın Alparslan Türkeş’in bu tarihi mirasına bağlı olarak durumu yeniden değer-lendirmelidir. Unutmayın ki! 20 Temmuz 1974 Barış Hareketi; Yunan Cuntasının 15 Temmuz 1974 darbesi ile ‘Kıbrıs Cumhuriyetini fes ettim’, darbeci açıklaması üzerine, uluslararası hukuk temelinde oldu. Türkiye Barış Hareketini yaptı diye NATO’dan uzaklaşmadı. Atılmadı. Ama Yunanistan, NATO’dan 15 Temmuz Darbesi ve yol açtığı gelişmeler nedeni ile ayrılmak zorunda kaldı. 1980 Kenan Evren Cun-tasının koşulsuz izni ile oraya geri döndü. Eğer TBMM ve ona dayalı bir hükümet olsaydı, öyle beleşine dönemezdi. Bu nedenle aynı hataları işlememek için, Yunanistan’ın 15 Temmuz 1974 Darbesi ile başı-na gelenleri unutmamak gerekir.