Diyalog Gazetesi
2025-11-16 10:22:06

Kemalist rejimin ihyası yahut AKP artık CHP’dir

Mustafa ERDOĞAN

16 Kasım 2025, 10:22

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde büyük kapsamlı yolsuzluklar yapılmış olduğu isnadıyla Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na karşı geçen Mart ayında başlatılmış olan ceza soruşturması kapsamında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılmasıyla sonuçlanabilecek bir sürecin başlatılması talebini de içeren savcılık iddianamesi nihayet açıklandı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılması halinde söz konusu sürecin ana muhalefet partisinin -zayıf bir ihtimal olarak- kapatılmasıyla sonuçlansa da sonuçlanmasa da, soruşturmanın bugüne kadarki yürütülme şeklindeki olağandışılıkla birlikte düşünüldüğünde, bu olay Erdoğan rejiminin hukuksuzlukta ne ölçüde bir sınır tanımazlık ve pervasızlık sergileyebildiğini kesin bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır.

Aslına bakılırsa, AKP rejiminin ölçüleri büsbütün kaçırdığı, pervasızlık modundaki ilk vukuatı değildir bu. Carî rejimin akıldışılık ve ölçüsüzlükleri bakımından insanların ‘’ağzını açıkta bırakan’’ siyasî ve hukukî hamleleri zaten aşağı yukarı son on yıldır birbirini izleye geldi. Bu türden her yeni hamle aklı başında çoğu kimseye ‘’pervasızlığın bu kadarı da olmaz’’ dedirtti.

Neden ‘’pervasızlık’’? Çünkü her ne kadar Türkiye’nin rejimi gittikçe daha bariz olmak üzere son 10-12 yılda otoriter özellikler sergiliyor olsa da, en azından demokrasi ilkesi açıkça ve kesin olarak resmen reddedilmiş değildir. Ama demokrasiden kopma iradesini ilan etmekten kaçınan bir rejimin otoriter çıkışlarının da belirli sınırlar içinde kalması, başka bir deyişle, asgari bir ‘’makuliyeti’’ muhafaza ediyor olması beklenirdi.

Daha somut olarak da, ‘’pervasızlık’’ nitelemesinin arkasında, rejimin kurgusunda demokrasiden ayrılmayı önleyecek bazı enformel fren ve denge unsurlarının veya ‘’rejimin selameti’’ açısından korunması gereken bazı asgari hadlerin bulunduğunu resmî iktidara hatırlatacak ‘’hikmet-i hükümet’’çi bir devlet ve siyaset elitinin var olması gerektiği inancı yatmaktadır.

Her iki ihtimal de gerçekleşmediğine göre, evet, Erdoğan rejiminin siyaset tarzının artık zirve noktasına ulaşan bu pervasızlığının bir anlamı olması gerekiyor.

Bana öyle geliyor ki, bu olup-bitenleri doğru anlamak için, karşı karşıya bulunduğumuz durumu ‘’demokrasiden sapıyor muyuz, sapmıyor muyuz’’ veya ‘’ne derece sapıyoruz’’’ meselesi olarak düşünmekten vaz geçerek bambaşka bir paradigmaya atlamamız gerekiyor. O da şudur: Tayyip Erdoğan aslında kendi ideolojik kimliğinden hiç beklenmeyecek bir şeyi yapmaya, 1920’ler ve 30’ların Kemalist rejimini ihya etmeye çalışıyor.

Son on yıldır, bu satırların yazarı dahil birçok muhalif Erdoğan’ın Kemalistlerin kontrolüne girdiğini düşünüyorduk, oysa aslında Erdoğan Kemalist güçleri kontrolü altına almış görünüyor. Erdoğan elbette ‘’cebrî kültürel modernleşme’’ anlamında Kemalist ideolojiye angaje olmamış olsa da, Kemalist siyaset tarzını ve onun rejim pratiğini kendisine model almış durumda. Nitekim, sonuncusu başta olmak üzere, Erdoğan rejiminin birçok uygulaması tek-parti rejimi mantığını andırmaktadır.

Onun için, Erdoğan’ın AKP’sini demokratik rejimin ‘’yoldan çıkmış’’ bir aktörü olarak değil de Kemalist rejimin yeni sürükleyici aktörü veya tek-parti CHP’sinin yeni versiyonu olarak görebiliriz. Bu yorumun, bilinen nedenlerle, hem (esas olarak bugünkü CHP’de temsil edilen) geleneksel Kemalistlere hem de AKP’nin dindar-muhafazakâr tabanına ters geleceğini biliyorum. Ama dedim ya, asıl mesele toplumun dindar mı yoksa ‘’çağdaş’’ mı olacağı değil, muktedirin kişisel ikbaliyle özdeşleşen ‘’devletin bekası’’ meselesidir.

Kısaca, Erdoğan’ın asıl rol modelinin Mustafa Kemal ve rejim modelinin de ‘’tek-parti rejimi’’ olduğunu anlarsak, böylece hem bugünkü rejimin icraatına şaşırmayız, hem AKP’yi yeni CHP olarak anlamakta zorlanmayız, hem de rejimin geleceğine ilişkin olmadık hayallere kapılmaktan kendimizi alıkoyabiliriz.

Yorumlar (2)

Mustafa kucukaslan 1 Hafta Önce

Hocam kalemine sağlık iyiki varsın bu yazıların gelecek on yıllarda entelektüel olacaklara örnek olacak aydın demiyorum çünkü t.c. Atatürk Cumhuriyet Cumhuriyet değil Aydın'da Atatürk aydını demokrasinin ne olduğunu okuyanlar sizlerden ilham alarak savunacaklar saygılar

Hasret 1 Hafta Önce

niye bağımsız yargıyı hükümet ile özdeşleştiriyorsunuz ?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.